Böyle olacağı belliydi. Hep böyle olur çünkü. Her seçimden sonra galibin tarafında da mağlubun tarafında da eş zamanlı hareketlilik başlar. İktidar bloğunda yeni kabineye, yeni atamalara odaklanılırken, muhalafet bloğunda her bir partinin kendi iç hesaplaşmasına, ittifak içi tartışma ve ayrışmalara konsantre olunması hayatın olağan akışı. Ama bu kez bir fark var. 14 ve 28 Mayıs turları ortaya öyle bir tablo çıkardı ki, siyasilere şöyle bir arkalarına yaslanma fırsatı tanımıyor. Seçimin üzerinden geçen yaklaşık iki haftada siyasilerden edindiğim izlenim; partilere 2024 Mart’ındaki yerel seçim geride bırakılana kadar rahat yüzü yok.
Yerel seçim, şimdiden tüm hesapların sabit faktörü. Bakın CHP’deki seçimli kurultay tartışmasında da, İYİ Parti’de ‘ortada ittifak yapılacak bir konu yok’ denilirken de, yerel seçimler hesabın ortasında. AK Parti için de durum farklı değil. Örneğin geçen hafta yeni kabine konusunda muhalefet partilerinin kulislerinde bile olumlu cümleler kuruldu ve kredi açıldı. AK Parti kulislerinden ise, teknokrat ağırlıklı bir kabine olması hasebiyle yerel seçime kadar biraz daha siyaseten desteklenmesi gerekeceği tespitleri yansıdı.
Performans örnekleri var
Gerçi benzer tespitler bir önceki kabine için de yapılmıştı. Ama görülmüştü ki şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği eski Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı eski Bakanı Adil Karaismailoğlu örnektir. Onların da başta teknokrat kimlikleri ön plandaydı ama yeri geldiğinde değme deneyimli siyasetçiye taş çıkartacak düzeyde performans sergilediler. Dolayısıyla burada siyaseten zayıflık şüphesi, zamanla yerini ‘siyaset performansları da göz doldurdu” şekline evrilebilir.
Siyasi deneyim açısından aslında AK Parti’nin elinde iki güçlü kadro var. Bunlardan biri Meclis’te eski bakanlarla birlikte, bir süre ara verdikten sonra aktif siyasete dönen çoğunluğu “ağabey”lerden oluşan grup. İkinci grup da üç dönemliklerin oluşturduğu kadro. Takviyeler bunlar olabilir. Üç dönemliklerin bir kısmı çeşitli kadrolarda değerlendirilmek üzere görev bekliyor. Bazıları kamuda, bazıları ise partide rol alabilir. Ancak eski bakanların sahanın sürükleyicileri olmak için biraz motivasyon desteği almaları gerekebilir.
Bu minvalde gelelim AK Parti kulislerinden edindiğim bir başka izlenime. Kongre tarihi konusunda henüz kafaların tam olarak netleşmediği söylenebilir. Önümüzdeki ilk ya da bir sonraki MYK toplantısında kongrenin yerel seçimlerden önce mi, sonra mı yapılması konusu tartışmaya açılacaktır. Bazı parti yöneticileri “teşkilatların enerjisini yerel seçime saklamak doğru olabilir” görüşünde.
Kongre sürecini erken başlatmanın yerel seçimler için adaylık ve meclis üyeliği girişimlerini de fazlasıyla erken tetiklemesi söz konusu olabilir. Öte taraftan, genel seçimde oy kaybının yaşandığı yerlerden başlayarak teşkilatlarda yenilenmenin yerel seçim öncesinde tazelenme sağlayacağını düşünenler de var. Velhasıl AK Parti cephesinde kongrenin zamanlaması biraz daha teati edilecek gibi.
