CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nın geçen hafta cuma günü yaptığı “siyasi cinayet kaygısı” olduğuna dair açıklamasını, İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın sürdürdü. Her iki değerlendirmeye de AK Parti’den gelen yanıt ise, hem “korku iklimi oluşturma amaçlı iddia” hem de “ellerindeki bilgileri savcılıklarla paylaşma daveti” oldu. CHP grup toplantısında konuya hiç değinmeyen ve konuşmasında ağırlığı ekonomi yönetimi eleştirilerine veren Kılıçdaroğlu, toplantının ardından Meclis’te bir araya geldiği bir grup gazetecinin aynı konudaki sorularına muhatap oldu. Kılıçdaroğlu savcılık davetine, savcılara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret ederek yanıt verdi:
‘Ne söylenir buna?’
“Normalde savcılıkların süratli bir şekilde Erdoğan’dan bilgi almaları lazım. ‘Daha bu iyi günleriniz, daha başınıza şunlar gelecek’ diyor. ‘Bunların başına ne gelecek?’ diye sormaları lazım. Bunu ben söylemiyorum, sıradan bir vatandaş da söylemiyor. Devletin en tepesindeki ve devletin bütün kadrolarına hakim kişi söylüyor. Ayrıca dönüp yine aynı şekilde diyor ki, ‘iktidar sevdasından vazgeçeceksiniz’ diyor. ‘Yoksa işte başınıza şunlar gelecektir’. Bu ne demektir? Biz bu partileri niye kurduk? ‘Partilerinizi kapatın, tek ben kalacağım ve ben tek başıma yöneteceğim’. Kapatmazsak ne olur? ‘E siz bilirsiniz’ diyor. Ne söylenir buna, ne söylenebilir?
Normalde savcının derhal, eğer savcı savcı olursa, derhal bakması lazım. Araştırması lazım: Neden Erdoğan bunu söylüyor? Hangi gerekçeyle bunu söylüyor? Yarın da Erdoğan diyecek ki, ‘mahkemelere ne gerek var, zaten ben karar veriyorum, kapatın bu mahkemeleri’. Süratli bir şekilde otoriter yapıya doğru kayıyoruz. Erdoğan’ın onu söylemesi belli çevreleri cesaretlendirebilir, sorun orada.”
‘O ayrıntıya girmem’
Kılıçdaroğlu endişeli olup olmadığı şeklindeki soruya ise sadece kendisinin değil, aklı başında olan herkesin endişeleneceği cevabını vererek, daha önce de söylediği “En tepedeki adam, durun bakalım daha başınıza neler gelecek derse, ne olur bu?” ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, “Size spesifik olarak bir isme yönelik tehdit duyumu geldi mi” sorusunu, “O kadar ayrıntıya girmem” diye yanıtladı.
CHP lideri, seçimin gerçekleşmeyeceği yönünde bir kaygısı olup olmadığı şeklindeki soruya ise, şu karşılığı verdi: “Hayır efendim. Seçim olacak ve göndereceğiz. Bütün bunlara rağmen, vatandaşlarımıza diyorum, az kaldı. Sihirli sözcüğümüz o: Az kaldı. Biraz sabredeceksiniz. Aç kalabilirsiniz, elektriğiniz kesilebilir, sizi tutuklayabilirler, hapse atabilirler, hatta işkence yapabilirler, çıplak arama yapabilirler ama biraz sabır, az kaldı.”
‘El oğlunun parası’
Kılıçdaroğlu’nun gazetecilerle sohbetinin bir bölümünü de, ekonomi oluşturdu. Grup konuşmasında kullandığı ‘takoz’ ifadesine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı faiz ve dövize müdahale etmekle suçladı. Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası rezervlerinin 122 milyar dolara yükseldiği şeklindeki açıklama için de, “İyi de o para senin değil ki kardeşim. El oğlunun parasını almışsın borç olarak, borçla geziyorsun ortalıkta. Kimsenin bilmediğini sanıyorlar...” dedi. Merkez Bankası’nda para olmasının da tek başına anlamı olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülke iki temel politika ile yönetilir: Maliye politikası, para politikası. Para politikası geçicidir, kısa önlemler alır. Ama işin özünde yatan maliye politikasıdır. Çünkü üretime dönük politikadır. Ona göre üretirsiniz, ürettiğiniz zaman fiyatları, ücretleri, kişi başına geliri, ülkenin büyümesini, bütün bunların tamamını çözebilirsiniz. Şimdi maliye politikası diye bir şey yok.”
Hükümetin yurt dışındaki varlıkların getirilmesi için defalarca çağrı yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, “Ne kadar yasa dışı para varsa bize getirin, aklayacağız diyor. Ona rağmen gelmiyorlar. Çünkü güvenmiyorlar, ona rağmen gelmiyorlar. Ya elin oğlunun parasıyla siz ne kadar büyürsünüz?” ifadesini kullandı.