Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

AK Parti 31 Mart seçimlerinin önüne koyduğu tabloyu bu hafta sonu da belediye başkanları ile yapacağı kampla değerlendirecek. Öte yandan Rize ve Adıyaman il başkanlarının görevlerinden ayrılmalarının ardından Osmaniye, Kastamonu, Zonguldak, Afyonkarahisar, Gaziantep, Erzincan il başkanlıklarında da değişikliğe gidildi. Kongrelerden önce gerçekleşen bu değişimler konusunda iki nokta not edilebilir. Birincisi AK Parti’nin sadece kaybettiği illerde teşkilat değişikliğine gitmediği görülüyor. Gaziantep ve Rize buna örnek olarak verilebilir, parti her iki ili de kazandı ama il başkanlarını değiştirdi. İkincisi, parti içi değerlendirmelerin sonucunda atanan yeni isimlerle kongre sürecinin de olabildiğince tartışmasız ve sağlıklı şekilde yürütülmesinin gözetildiği.

Haberin Devamı

Bürokraside de benzer bir durum var. Örneğin, Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı görevini 9 yıldır sürdüren Yunus Arıncı, Takasbank Genel Müdürlüğüne kaydırılırken yerine Salih Tanrıkulu atandı. Tanrıkulu için FETÖ’yü en iyi bilen isimlerden biri denilebilir çünkü darbe girişiminden sonra kurulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Başkanlığı görevini yaklaşık 5 yıl sürdüren kişidir. Önümüzdeki haftalarda bürokrasideki değişimin devam edeceği belirtiliyor.

AK Parti’nin değişim, dönüşüm sürecinde parti içinden ve dışından daha radikal ve hızlı adımlara taraftar olanlar olsa da, Cumhurbaşkanı Erdoğan zamana yayılan bir süreci tercih etti. Edindiğim bilgilere göre; pazartesi günü yapılan MYK toplantısında da bu yaklaşımını sürdürdüğüne dair mesajlar verdi. Toplantının açılışında yaptığı konuşmasında “Bizden beklenti sadece samimi iç muhasebe yapmamız değil, aynı zamanda umutları yeşertecek yenilenme hamleleridir de. Bu yenilenmeyi milletimizin verdiği karneyi esas alarak adım adım gerçekleştireceğiz” dedi.

Erdoğan’ın belirgin özelliklerinden birinin, kampanyaya dönüştürülen telkinlere kapalılığı olduğu söylenir. Örneğin, zaman zaman bazı basın organlarının, siyasi partilerin ya da parti içinden grupların giriştiği kabine değişikliği vaveylalarına karşılığının yapacağı varsa da yapmamak olduğu ifade edilir. MYK toplantısında da bu tavrını çağrıştıran ifadeler kullanmış.

Haberin Devamı

AK Parti’nin tek rakibinin kendisi olduğunu, olacağını söylediği belirtilen Erdoğan’ın, “Sessiz yığınların sesine kulak vermeye devam edeceğiz. Sesi çok çıkanların bizi yönlendirmesine müsaade etmeyeceğiz. Tuzu kurulara, elitlere ve çok gürültü yapanlara değil; milletin ne dediğine ve bizden ne istediğine bakacağız” dediğini öğrendim.

Yazımın başlığına taşıdığım ifadeleri, Cumhurbaşkanı’nın bu toplantıda kullandığını öğrendiğim sözcüklerden seçtim. Çünkü Erdoğan’ın sözlerindeki “Maliyeti, faydasının önüne geçen isimlerle yollarımızı ayırmamız gerekiyorsa, bunu yapmaktan kaçınmayacağız. Bizi içeriden zayıflatan marazlarla da mücadeleye devam edeceğiz” vurgusunu da dikkat çekici buldum.

CHP ve ittifak vurgusu

Daha önce Cumhur İttifakı’nın surlarında gedik açılmasına izin vermeyeceğini ifade eden Erdoğan’ın son MYK’da da benzer mesajlar verdiği kaydediliyor. İspanya ve İtalya programlarının dönüşünde uçaktaki gazetecilere CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “suç ortaklığı” ifadesi için “hazmedemediler” diyen Erdoğan’ın, MYK’da sözkonusu ifade için bu kez “çok çirkin” tanımlamasını kullandığı belirtiliyor. Erdoğan “Elbette ki duymazdan gelemezdik “ demiş ve müzakereye şans tanımanın hakaretlerin ya da sataşmaların kabullenileceği anlamına gelmeyeceğini vurgulamış.

Haberin Devamı

Toplantıya katılanlar Erdoğan’ın diyalog zemininin dinamitlenmesine izin vermeme yaklaşımına sahip olduğu kadar, bunun suistimal edilmesine de kapalı olduğunu aktarıyor. Kaynaklar “Benzer hadsizlikler tekrarlanırsa, yine misliyle karşılık veririz” diyen Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’nın saflarında gedik açılmasına göz yumulmayacağını da bir kez daha toplantıda kullandığını aktardı.