Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir önceki yazımda seçime doğru önemli eşik noktalarından birinin aday listeleri olacağını söylemiştim. Hem küskün yaratma potansiyeli açısından hem de sonuç alıcı olması bakımından. Aslında her seçim öyledir. Bir kere, bir önceki, hatta belki ondan da önceki seçimden bu yana bekleyeni vardır listelerin.

Denemiştir olmamıştır. “Hadi bir dahakine inşallah, sana teşkilatta ihtiyaç var” veya “Belediye sensiz olmaz” ya da “siz biraz daha projeleriniz üzerinde çalışın” denileni olmuştur, bir heves bekliyordur… 2023 seçimlerinde bir de sayıları azımsanamayacak kadar yeni kurulan parti ve onların siyasette görünür olmak için gün sayan kadroları var. Deneyimle sabittir, hevesle bekleyenler ve gün sayanların büyük çoğunluğu umduğunu bulamayacak. Hem ittifaklar yüzünden yapılacak ortak listeler nedeniyle, hem de bu seçimde daha ince işçilik gerektiğinden.

Haberin Devamı

Deneyimli siyasetçiler siyasi partilerde ve Meclis’te olması gereken ideal kadro yapısının, üçte bir eşit ağırlıklı dağılım olduğunu söyler. Üçte bir taze kan, üçte bir orta deneyim ve üçte bir siyaset profesyoneli denilebilecek çok deneyimli kadro. Uygulayanı var. Ancak bu formülün 14 Mayıs’ta işlemesi riskli gibi. Çünkü tıpkı geçen seçimde olduğu gibi bıçak sırtı bir sonuç ortaya çıkabilir. Son iki yıldır Ankara’da birçok siyasetçi bu olasılığı göz ardı etmiyor. An itibarıyla da düşüncelerinin değişmediğini görüyorum. Elbette seçime kısa süre kala bu olasılık ortadan kalkabilir, o ayrı. Ancak bu milletvekili listeleri kesinleştikten sonra belirginleşeceği için, listeler kritik önemde.

Pek çok olasılık hesabı arasında cumhurbaşkanlığını kim kazanırsa kazansın, temsilcisi olduğu ittifakın Meclis çoğunluğunu alamaması da var ve bu bir çeşit siyasi fırtına demek. Bu nedenle de siyasetin ön alma ve manevra kabiliyeti yüksek, müzakere ve gerektiğinde münakaşa meziyeti gelişmiş siyasetçiler fark yaratır. Ajandalarında yeni anayasa yapma taahhüdü bulunan iki büyük ittifakın da ittifaksız girmeye hazırlananların da tahkim edilmiş kadrolara ihtiyacı var.  Bu seçimde partilerin, ‘onun da gönlü olsun’ diyebileceği konforları en azından şimdilik ufukta görünmüyor. O nedenle milletvekili listelerindeki her bir sıranın Meclis’te bir süre yolunu bulmaya çalışacaklar yerine, en donanımlı ve deneyimli isimlere ayrılması gerek. Türkiye’de o kadar kadro var mı derseniz, o ayrı bir tartışma konusu...

Haberin Devamı

Listeler ve fırtına olasılığı

AK Parti’de liste kulisleri

Bu arada, milletvekili adaylığı için görevinden ayrılan üst düzey bürokrat, belediye başkanı, cumhurbaşkanı başdanışmanı, kurul üyesi sayısında önceki seçimlere kıyasla dikkat çekici azalma var. Nedeni sanmam ki siyaseti ateşten bir gömlek olarak görmek olsun. Ankara’da bu pozisyonlardan iktidar partisinde siyaset için ayrılmayı planlayanların ‘izin alması’ gerektiği herkesin malûmu. Üç bakan yardımcısı, bir belediye başkanı, bir kurul üyesi ve danışman göze çarpanlar. Hatay Valisi ve İl sağlık müdürü için göze çarpma ifadesi hafif kalır...

Ankara kulislerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beştepe’de bir boşluk oluştuğu izlenimi istemediği, bu nedenle de sınırlı isme izin verdiği konuşuluyor. Bu yazı yazılırken üç dönemliklere bu kez listelerde yer verilmeyeceği görüşü ağır basıyor, sadece bir iki ismin istisna olabileceğine ihtimal veriliyordu. 11 bakanın deprem bölgesindeki 11 ilde görevlendirileceği iddiası daha önce dile getirildi. Benim edindiğim izlenim ise üç bakanın İstanbul’daki üç bölgede birinci sıradan aday gösterilebileceği yönünde. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olası İstanbul depremini de göz önünde bulundurarak, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş’u üç bölgede birinci sırasından aday göstereceği tahmini yürütülüyordu.

Haberin Devamı

AB’nin Türkiye için ‘ciddi taahhüdü’ ne olacak?

Bugün Brüksel’de ev sahipliğini AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile AB dönem başkanı İsveç’in Başbakanı Ulf Kristersson’un üstlendiği Uluslararası Bağışçılar Konferansı düzenleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın video konferans ile bağlanacağı konferansa Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bizzat katılacak. AB daha önce “Türkiye’nin toparlanması ve yeniden inşası ile Suriye’ye yardımların artırılması, toparlanması ve rehabilitasyonu için ciddi taahhütte bulunma niyetinde” olduğunu açıklamıştı. Bugünkü konferansta Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, UNDP ve Dünya Bankası ile ortak bir sunum yapacak. Başkanlık cuma günü yaptığı açıklama ile felaketin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükünün yaklaşık 2 trilyon TL (103,6 milyar dolar) olduğunu söylemişti.  Bakalım sonuç ne olacak...