Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in bir ayağı 7 Ekim’den bu yana sürekli bölgede desek yalan olmaz. 4. kez geldi. Mevkidaşı Hakan Fidan’dan bir kez daha Türkiye’nin F-16 alım sürecinin sonuçlanmasını beklediğini, İsveç’in NATO üyelik süreci konusunda nihai kararın da TBMM’ye ait olduğunu işittiğini biliyoruz. TBMM 16 Ocak’ta tekrar mesaisine başlıyor. Dışişleri Komisyonu’nun kabul ettiği tezkere artık gündem maddeleri içinde bir yerde. O yerde sırasının gelmesini de bekleyebilir, “gerek görülürse” gündemin üst sıralarına da taşınabilir. Bu noktaya sonra döneceğim.

Haberin Devamı

Bilmediğimiz ise şu, Kongre Noel dolayısıyla girdiği tatilden çıktığında acaba ABD Hükümeti Senato ve Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitelerine Türkiye’ye uçak satışına ilişkin bildirimi yapacak mı ve onlar da 15 gün sessiz kalabilecekler mi? Kabaca anlatırsak, bildirim gittikten sonra 15 gün boyunca, “Türkiye’ye F 16 satılmasın” diye herhangi bir Kongre üyesi karşı hamle yapmazsa ya da ses çıkarmazsa aslında herkes istediğini almış oluyor. Yani onaya gerek yok, sussalar yeter gibi bir durum.

TBMM Dışişleri Komisyonu’nun İsveç tezkeresine ilişkin 26 Ocak tarihli görüşmenin tutanaklarına bakanlar, İsveç’in Türkiye’nin hassasiyetlerine dair attığı adımların Dışişleri ve bazı milletvekilleri nezdinde “teşvik edilmeye değer” bulunduğunu görür. Sorun şu ki, artık olay “İsveç’in attığı adımlar” meselesi olmaktan bizatihi ABD tarafından çıkarıldı. Zamanında adın ülkenin darbelerine karışsın, aklına estikçe ambargolarla terbiye etmeye çalış, askerlerinin başına çuval geçir, ortak uçak projesinden çıkar, parasını verme, burnunun dibinde terör örgütlerini eğit - donat, uçur - kaçır, başka terör örgütü üyelerini topraklarında ağırlamaya devam et, üstüne de yine bir uçak meselesini “bunu yap öyle” demeye bağla… O zaman demek ki Türkiye de bir şeyi birkaç başka bir şeye bağlayabilir, çok da şey etmemeli gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Şimdi ilk paragrafın sonuna dönüyorum. Şahsi fikrim, İsveç eninde sonunda NATO’ya üye olacak. Yerel seçime kadar mı olacak, yerel seçimden sonra mı olacak, NATO’nun Temmuz 2024 ABD Zirvesi’ne kadar mı olacak, ondan sonra mı olacak, artık o takvim meselesi. Meclis, şubat sonuna kadar tempolu çalışıp seçim arası verecek. Seçimden sonra kaldığı yerden yaz tatiline kadar devam. Bu arada Macaristan faktörü unutulmasın. Malum Macaristan da Türkiye ile paralel hareket etme iradesinde. Macaristan Parlamentosu da 1 Şubat’a kadar tatilde. Bakalım Macaristan mı önce onay verecek yoksa Türkiye mi?

Haberin Devamı

★ ★ ★

Büyükelçi Mercan veda ediyor

Bu arada Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan 14 Ocak 2024 itibariyle yaş haddinden emekliye ayrılıyor. Henüz kulağıma yerine gelecek isim konusunda bir kulis ulaşmadı. Ama hemen Tokyo Büyükelçiliğini, teamül işler mi acaba diye kontrol ettim. Malum, Mercan da ondan önce büyükelçi olan Serdar Kılıç da Tokyo’dan Washington’a gitmişti. Tokyo Büyükelçisi 2021’den bu yana Korkut Güngen. Mercan ise kritik bir dönemde Washington’a veda ediyor. Yeni büyükelçinin atanıp görevine başlaması süreci de takip edilecek işler listesinde yerini aldı.

Haberin Devamı

★ ★ ★

Kurum’un destekçileri yola koyuldu

AK Parti İstanbul için, birçok aday adayının arasından, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Eski Bakanı Murat Kurum’u tercih etti. Kurum o aday adayları arasında İmamoğlu’nu yenebilecek tek isim değildir. Partinin İstanbul’u yeniden kazanmak için işlemeye karar verdiği kampanyayı, dikkate alınması gereken hemşehrilik gibi dinamikler hesaba katıldığında, kişisel nitelikleriyle yürütebilecek alternatifler arasındaki en doğru isim olduğu için seçilmiştir kanaatindeyim.
Kurum ile yoğun mesaideki bir isme göre onu; partinin tüm siyasi kadrolarının destek için arkasına düşeceği, milletvekilleri nezdinde kredisi yüksek olan, pratik, hızla harekete geçen bir isim olması da öne çıkardı. Kaynaklar, İYİ Parti ve DEM’in İstanbul’da aday çıkarmasının Kurum için avantaj, Yeniden Refah’ın çıkarmasının ise dezavantaj oluşturacağını belirtiyor. Süleyman Soylu ve Mehmet Muş gibi Karadenizli ve İstanbul’da etkili iki figür ile, adı en az Kurum kadar aday olarak geçen, “birlikte çalıştılar, abi - kardeş ilişkileri vardır” denilen Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan’ın da Kurum’a sahada büyük katkı sağlayabilecekleri ifade ediliyor. Kurum’un parti içindeki bazı destekçileri ise daha adı ilan edilmeden bir çalışma planı çıkarmış. Buna göre, Kürt ve ülkücü seçmenler ile yeni vatandaşlık kazananlar nezdinde özel çalışma yürütülmesi değerlendirilmiş.