AK Parti ve MHP belediye meclis üyeleri için tek liste hazırlarken fermuar yöntemini kullanacak. Ancak bu fermuarın dişlileri ‘bire bir’ şeklinde olmayacak. Partilerin gücü oranında örneğin 3 AK Parti 1 MHP, 4 AK Parti 1 MHP şeklinde sıralanacak.
16 Nisan Referandumu Türk siyasi tarihinde ittifakların yolunu açtı, 24 Haziran 2018 Genel Seçimi kalıcı hale gelişinde ilk durak oldu. İkinci durak 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri olacak. Yerel seçimler geride bırakıldığında ittifaklara ilişkin partilerin çıkardıkları dersler biraz daha artacak. Yeni bir seçimde geçmiş deneyimler partilere yol gösterecek. AK Partili üst düzey bir isim yerel seçimler için MHP ile ittifakın genişletilmesi amacıyla tekrar masaya oturulmasını, “Bu eninde sonunda yapacağımız bir şeydi. Karşı tarafın (Millet İttifakı) ne yaptığına bakıp, yeni bir tavır belirlemek gerekliydi” sözleriyle anlattı. Cumhur İttifakı bu aşamayı da tamamlandığında, muhtemelen CHP-İYİ Parti ittifakı da kendi yol haritasını gözden geçirecek. Belki o da bazı değişiklikler yapacak.
Her partinin belediye meclis üyelikleri için ayrı ayrı liste hazırlamasından vazgeçilmesinin perde arkasında aşağı yukarı aynı yaklaşım var. Partiler ayrı listelerle seçime girseler, ittifaka kimin ne oranda katkı sağladığı net olarak ortaya çıkacaktı. Hatta bu savunuluyordu. Ancak gelinen aşamada bunun önemi kalmadı. Şimdi önemli olan meclis çoğunluğunu elde etmek. Böylece ittifakın adayı olarak seçilen belediye başkanının rahat çalışması sağlanacak.
D’Hondt sistemi
AK Parti ve MHP belediye meclis üyeleri için tek liste hazırlarken fermuar yöntemini kullanacak. Ancak bu fermuarın dişlileri ‘bire bir’ şeklinde olmayacak. Örneğin bir belediye meclisinin 45 üyesi var. Bunun 25’i AK Partili, 10’u MHP’li, geriye kalan 10’u da diğer partilerden ya da bağımsız. Burada ittifakın toplam 35 üyesi var. Liste 36’ncı kişiye kadar, örneğin 3 AK Parti 1 MHP, 4 AK Parti 1 MHP şeklinde yazılacak. 36’ncı sıradan itibaren 45’nci sıraya kadar ise 1 AK Parti, 1 MHP şeklinde devam edecek. MHP’li belediye meclis üyesi sayısının daha fazla olduğu bir belediyede ise denklem tam tersi kurulacak.
AK Parti kaynakları bu formül ile ittifakın hem toplam meclis üyesi sayısının artacağını, hem de çoğunluğu elde eden partiye verilen kontenjan üyeliğinin de alınacağını belirtiyor. Yukarıdaki örneği devam ettirirsek, ortaklığın 35 olan sayısı, artık oyların da çoğunluğa yaraması sayesinde (D’Hondt sistemi) 2-3 artarak, 37-38’e ulaşabilecek. Belediyelere ayrılan kontenjan üyelerle bu sayı daha da artacak. Böylece 45 üyeli mecliste ittifakın toplam sayısı 40’ı bulacak, hatta geçecek.
İki riski var
Fakat bu haliyle avantaj sağlayan formülün bazı riskleri de olduğu kaydediliyor. Bunlardan birincisi, büyükşehirlerdeki risk. Büyükşehirlerin meclisi, ilçe meclislerinden gelen üyelerle oluştuğu için, aday çıkarmayan partinin büyükşehir meclisinde üye sayısı sınırlı kalabilir. Dolayısıyla aday ve liste çıkarmayan partinin sandığa gidiş konusunda teşkilatlarında ekstra motivasyona ihtiyacı olacağına dikkat çekiliyor. Teşkilat ve seçmende ekstra sandık motivasyonu sağlanması gerekeceği vurgulanıyor.
İkinci olarak ise doğu ve güneydoğu bölgesinde bazı illerde AK Parti açısından risk oluşabilir yorumu var. MHP’ye mesafeli, ancak AK Parti’ye oy verebilir Kürt seçmenin tek listeye oyu yansımayabilir görüşü dile getiriliyor. Bu nedenle ittifak yapılmış olsa bile, bazı doğu ve güneydoğu illerinde tek liste uygulanmayabilir. Ancak kaynaklar, avantaj ve dezavantaj karşılaştırılması yapıldığında, tek listenin Cumhur İttifakı için daha fazla artısı olduğunu belirtiyor.