Başlığı bir dizi repliğinden hatırlayanlar olabilir ama aslında bir fıkranın sonu. Fıkra biraz uzun, yerim ise sınırlı. O yüzden, arzu eden bir yerden bulup okusun
Özetle, bir türlü bitmeyen bir türküyü sorgulayana verilen cevaptır, “daha bunun lo lo su var” sözü. Gelecek hafta sonu ikinci tur da tamamlanınca ‘seçim bitecek, taşlar yerine oturacak bir beş sene seçim meçim duymayacağız’ diyenler varsa, sözüm onlara...Hatta, ‘daha durun yeni başlıyoruz’ diyorum. Daha partilerin kendi iç hesaplarını görme süreci var, bu bir. Bol ithamlı, iddialı bir hesaplaşma dönemi olacağını temin ederim. 10 ay sonra yerel seçim var, en geç 8 ay sonra, yine ittifaktı, adaydı, kampanyaydı, stratejiydi, performanstı başa döneceğiz, bu da iki.
Mutlak kazananlar
Geçen hafta seçim sonucuna dair bir milyon söz duydunuz ama bir de benden dinleyin. Şahsi kanaatim; seçimin mutlak kazananları MHP, Yeniden Refah (YRP), HÜDA PAR ve TİP’tir. Cumhur İttifakı partileri kendi listeleriyle girdikleri yarışta aslında birbirlerinin rakibi de oldular. Ama bu hem kendileri hem de ittifakları için fayda oluşturdu. MHP ve YRP, anketler aksini iddia etse de, hem kurumsal kimliklerini korudular, hem de İttifakın en büyük partisinden uzaklaşanları yine ittifak bünyesinde tutmayı başardılar.
HÜDA PAR, artık bölge partisi değildir. İstanbul, Gaziantep, Mersin ve Batman’dan parlamentoda temsilcisi olan bir partidir. AK Parti listelerinde yer aldığı günden itibaren olumsuz da olsa hakkında konuşulmuş, artık Türkiye genelinde bilinir hale gelmiştir. DSP’den kat kat görünür durumdadır. Kabullenmekte zorlananlar olsa da, bu bir siyasi parti için başarıdır.
TİP ise hem ittifak ortağı Yeşil Sol, hem de stratejik oy çağrıcılarına rağmen, Meclis’teki vekil sayısını korumuştur. Bir sonraki seçime söylebileceği bir sürü sözü var.
Oğan’ın sınavı asıl şimdi
Sinan Oğan kaybederken kazanmıştır. Partisi olmadığı, son anda denkleme girdiği halde yüzde 5,17 oyu toplayabildi. Kendisini aday gösteren ATA İttifakı’nın sürükleyicisi Zafer Partisi’nin (ZP) oyu, onun yarısında (% 2,23). ZP’nin oyu TİP’ten daha fazla ama parlamentoda milletvekili yok. Ortada Oğan’ın kişisel oyu olduğunu iddia edebileceği bir oran var.Bu nedenle de şu anda diğer iki ittifakın ilgisine maruz. Oğan konusundaki kısa parantezim, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüş olsa da, MHP’nin şerhi de ortada. MHP’li İzzet Ulvi Yönter “mahallemize gece kondu yapmasına müsaade etmeyiz”, Genel Başkanı Devlet Bahçeli de kendisi için “milli ve ahlaki değerlerle ters düşen fırsatçı aciz” diyerek ittifak ortakları nazarında hassasiyetini kayda geçirdi.
Oğan’ın asıl sınavı ise, ittifaklardan birini işaret etmesi halinde başlayacak.
Kendisine oy verenlerin samimi takipçileri mi yoksa her iki ittifaka da tepkisinden vazgeçmemekte direnenler mi olduğu o zaman görülecek. “Hiçbirini desteklemiyorum” diyerek kendisini bir sonraki seçim için hazırlamayı tercih etmesi ise gözleri bir süre daha üzerinde tutar.
Partilerde format süreci
İkinci turdan sonra, bir iki gün de gündemi yemin, kabine, atama haberleri meşgul eder. Eş zamanlı olarak kaybeden tarafta ise tufan kopar. O kaybeder, bu kazanır demeden söylüyorum. Çünkü milletvekili sayıları da, partilerin aldığı oy oranları da bunu gerektiriyor. Bu mesele 28 Mayıs sonrasında ötelenmiş durumda. AK Parti’nin sonbaharda, CHP ve İYİ Parti’nin yaz aylarında, HDP’nin dava süreciyle paralel kurultaylarını/kongrelerini yapacağı ise şimdiden belirginleşti. Hem geride bırakılan seçim döneminden kalan faturaların ödeneceği, hem de bir sonraki seçimin kadrolarının ortaya çıkacağı kurultay/kongreler, yaz sıcağını daha da artıracak.
Seçim sonuçları doğrultusunda partilerin üzerinde durması gerektiğini düşündüğüm çıkarımlardan bazıları ise şunlar:
AK Parti’nin kaybettiği oy, bir partinin tek başına barajı aşmasını sağlayacak düzeyde. Terörle mücadele ve beka söylemiyle sıklaşan safların yerel seçimde aynı noktada kalacağının garantisi ise yok.
CHP başka kesimlere açılmaya çabaladıkça neden kendi bakiyesinden kaybettiğine samimi bir cevap bulmak zorunda.
İYİ Parti 2018’de neredeyse 2023’te de oradadır. Bir yıl önce oyunun yüzde 19 olduğunu iddia eden bir parti, bugün neden hala 9.69’da olduğunun hesabını yapmak durumunda.
SP, DEVA, DP ve Gelecek Partileri bugün CHP seçmeni ve kadroları tarafından topa tutuluyor. İttifaka katkıları sorgulanmakla kalmıyor, bedavacılıkla suçlanıyorlar. Bu partilerin mensupları şimdilik karşılık vermiyorlarsa da bunun tek nedeni 28 Mayıs’ı atlatmayı bekliyor olmaları. Gerekçe ortadan kalkınca bakalım karşılıklı neler söylenecek. Sözkonusu partilerin özgül ağırlıklarına dair ellerinde kısıtlı veri ve iddialarından başka bir şey yok. “Tek başımıza girseydik daha fazla vekil çıkarırdık” cümlesi bugün için anlamsız. Artık bir dahaki seçime.
HDP, Meclis’te olması için stratejik oy kullananlar olmadığında, kendisine alternatifler ortaya çıktığında ve temsilcisi olduğunu savunduğu Kürtlere aday dayatmakta ısrar etmesi halinde ne olduğunu gördü.
Partiler tüm bunlara bir dahaki seçime kadar çözüm üretebilecek mi göreceğiz.