Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Almanya’da gerçekleştirilen seçimlerin sonuçlarından biri de Türkiye kökenli milletvekili sayısının 14’ten 18’e yükselmesi. 9’u SPD, 5’i Yeşiller, 3’ü Sol Parti ve 1’i Hristiyan Demokrat Birlik’ten olan milletvekillerinin yanı sıra, bir de Türkiye kökenli Rum bir aileden gelen Takis Mehmet Ali bulunuyor.

Deutche Welle’de yayınlanan bir habere göre bu milletvekillerinden SPD’li Aydan Özoğuz’un adı Federal Meclis Başkanlığı için geçiyor. Haberde şöyle deniliyor:

“Berlin’de Özoğuz’un “kadın olması, göçmen kökenli olması, ayakları yere sağlam basan kıdemli bir politikacı olması şansını artırıyor” yorumu yapılıyor. Özoğuz’un, son seçimlerde aynı seçim bölgesinde Hristiyan Birlik üyesi rakibinin oyunun iki katını alarak doğrudan oylarla meclise girmeyi başarması da konumunu güçlendiriyor. Özoğuz, Hamburg’daki seçim bölgesinde adaylara verilen ilk oyların yüzde 38,7’isini almayı başararak yüksek oyla seçilen vekil oldu.”

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da sonuçtan memnuniyet duyulduğunu belirttiği açıklamasında aynı zamanda bunun Türklerin Almanya’da entegrasyondaki başarısını gösterdiğini söyledi. Seçilen milletvekillerinin profillerine bakıldığında bazılarının zaten Almanya doğumlu, birkaç dalda yüksek öğrenim görmüş ve siyaset merdivenlerini adım adım tırmanan ‘beyaz yakalılar’ olduğu anlaşılıyor.

Önümüzdeki dönemde bu milletvekillerinin iki ülke arasındaki ilişkiler ve bizatihi Türkiye’nin iç politik gelişmeleri hakkındaki yorumları, Almanya’da olduğu kadar Türkiye’de de yakından takip edilecek. Başlangıçta duyulan memnuniyetin değişip değişmeyeceğini ise bize zaman gösterecek. Zira Türkiye kökenli bazı milletvekillerinin insan hakları, ifade özgürlüğü, Kürt siyasi hareketi gibi konularda yapacakları açıklama ve alacakları tutumun Ankara’dan tepki görebilecek nitelikte olabileceğine dair bir tahminde bulunmak mümkün.

Yurtdışına uzanan seferberlik

Almanya’daki seçimin yukarıdaki sonucu ile AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir’in öncülüğünde ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayesinde geçen hafta başlatılan ‘Nerede kalmıştık?’ sloganlı eğitim kampanyası arasında bir bağlantı var. Lise eğitimini yarım bırakmış ya da hiç lise eğitimi alamamış kadınlara yönelik bu eğitim seferberliğinde hedef 20 yaş üstü kadınları öncelikle lise diplomasına kavuşturmak. Bir sonraki aşama da üniversite eğitimine teşvik. 4 yıl sürecek projenin yurtdışı ayağı dikkat çekici.

Haberin Devamı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Anadolu Üniversitesi ile birlikte hali hazırda uygulamakta olduğu Açık Öğretim Lisesi Batı Avrupa ve Balkanlar Programı’nın daha çok tanıtılması, daha fazla kadının bu programdan yararlanmasının sağlanması hedefleniyor. Çünkü bu program yurtdışında, örneğin Almanya’da, herhangi bir nedenle eğitimin sisteminin dışında kalanları hedefliyor. Yurtdışındaki Türk gençlerin, Türkçe dil düzeylerini ve Türk kültürü ile ilgili bilgilerini geliştirerek, bulundukları ülkede eğitim düzeylerini yükseltmelerini sağlamayı amaçlayan program çerçevesinde alınan diploma ile Türkiye’deki diğer liselerden alınan lise diploması eş değer nitelikte. Dolayısıyla diplomaya sahip olanlara üniversite kapısı, bir diğer ifade ile ‘beyaz yakalı’ olma kapısı açık.

Haberin Devamı

Emine Erdoğan’ın himayesinde daha önce de özellikle kadınlara yönelik başka okuma yazma ve eğitim seferberliği kampanyaları yürütüldü. Son kampanyada aynı zamanda yurtdışı seçmen de olan kadınların da unutulmaması, yerinde olduğu kadar, stratejik.  

Almanya seçimleri ve ‘Nerede Kalmıştık’

Milletvekilleri ve danışmanları için maske şartı yok mu?

Meclis’in 27. Dönem 5. Yasama yılı açılış töreninin gerçekleştiği 1 Ekim günü, kameraların olmadığı Meclis kulislerine ve koridorlarına yansıyan ve rahatsız edici boyuta ulaşan bir görüntü vardı: Maskesiz milletvekilleri ve danışmanları. Yasak savsın diye çene altına indirilmiş ya da kola iliştirilmiş maske bile yoktu bazılarında. Kuliste çayını içerken maskesini çıkaranları kastetmiyorum. Koridorlar ve kulis boyunca maskesiz dolaşmaktan bahsediyorum. Sağlık Bakanlığı, bildiğim kadarıyla, henüz maske ve mesafe kuralının kaldırıldığına dair bir açıklama yapmadı. Bilakis, her ne kadar artık üçüncü doz aşılara başlanmış da olsa, halen maske ve mesafe kuralına uyum çağrısı sürüyor.

Yok eğer artık üç doz aşısını olanlar için maske takılmasına gerek yok’ deniliyorsa, herkesin bilmesinde fayda var. Eski güzel günlere dönmek hepimizin hakkı. Bazı milletvekilleri ve danışmanları için tanınmış bir ayrıcalık olduğunu düşünmemiz için ortada bir neden yok.

Bu durumda Meclis’te maskesini takmayan milletvekillerini ve danışmanlarını uyarmak kimin görevi mesela? Bu sorumluluk diğer milletvekillerinde mi, grup başkanvekillerinde mi? İdare amirlerinde mi? Meclis Başkanı’nda mı? Yoksa bizde mi?

Bu arada, Genel Kurul’daki tören için AK Parti grubu milletvekillerinden PCR testi istedi, Meclis Başkanlığı da gazeteciler ve davetli büyükelçilerden. Ama diğer parti grupları için böyle bir zorunluluk yoktu. AK Parti geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Grup toplantıları için PCR testi istediğini milletvekillerine yazı ile bildirdi.