Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Arap Birliği, Suriye’nin üyeliğini 16 Kasım 2011’de Fas’ın başkenti Rabat’taki toplantıda askıya almıştı. 12 yıl önce yapılan o toplantıda, 22 üye, “geçiş yönetimi için bir yol haritası çizebilmek amacıyla” Suriye muhalefetine çağrı yapmıştı. Aradan geçen 12 yılda ne Suriye’de akan kan durdu ne de Birleşmiş Milletler çatısı altında, Suriye rejimiyle muhalefet arasında bir çözüm bulundu.

Bu çözümsüzlük girdabında hem Arap ülkelerinin hem bölge ülkelerinin hem de küresel güçlerin pozisyonları değişti. Arkasına Rusya’nın desteğini alan Beşar Esad’ın “gitmeyeceği” anlaşılınca, 12 yıl geriye sarıldı ve Esad’ın da yeniden katıldığı ilk toplantı Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde yapıldı. 19 Mayıs’taki o toplantıda verilen aile fotoğrafı içinde Esad’ın da yer alması, hiç kuşkusuz en çok Suriyeli muhalifleri yaraladı. O fotoğrafı ve Arap Ligi’nin kararını, Cenevre’deki Anayasa Komitesi’nde muhalifler adına müzakereleri yürüten Hadi El Bahra’ya ve Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa’ya sordum. Abdurrahman Mustafa, “Arap Birliği’nin bu kararıyla Arap Baharı’na nokta konuldu” derken, Hadi El-Bahra ise “Esad rejiminin geri dönmesine izin vermek, Suriye halkının acısını uzatır. Krizi çözmez” ifadesini kullandı. El-Bahra, ülkelerin Esad’la normalleşme sürecinin de sürdürülebilir çözüm olmadığının altını çizdi, “Halkı isyana sevk eden sebepler ortadan kalkmadıkça Suriye’de sürdürülebilir güvenlik, istikrar ve barış mümkün olmayacak” dedi. Mustafa ise “Suriyeliler adaletin tecelli etmesini beklerken Arap ülkelerinin Esad rejimiyle normalleşmeye kalkması, Suriyelileri üzdü. Bu, Esad’ı mükâfatlandırmaktır” diye konuştu.

Haberin Devamı

Suriye muhalefetinde hayal kırıklığı

Suriyeli muhalifler, beklentileri karşılanmadan bu kararın alınmasına öfkeli ancak yine de BM kararları doğrultusunda siyasi çözümü hayata geçirmek için mücadeleyi sürdüreceklerini söylüyor. Lakin, bu saatten sonra bu çabalar ne kadar gerçekçi olabilecek, büyük bir soru işareti...

Seçim hesabı

Türkiye, Cumhurbaşkanı’nı seçebilmek için gelecek Pazar günü yeniden sandık başına gidecek. Halk, Meclis’teki sandalyeleri kendi tercihine göre partilere dağıttı ve Cumhur İttifakı’na çoğunluğu verdi. Şimdi merak edilen, ilk turda yarışı önde bitiren Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci turda ipi göğüsleyip göğüsleyemeyeceği.

Haberin Devamı

Bölge ülkeleri, özellikle de Mısır ve Suriye, normalleşme adımları için sürecin bitmesini bekliyor... Malûm bir süredir hem Mısır hem de Suriye’yle görüşmeler sürüyor. Bu nedenle, açıkça söylenmese de, Kahire ve Şam’ın seçim sonucuna odaklandığı kesin. Örneğin Mısır, iki önemli ziyarete (Dışişleri bakanlarının karşılıklı ziyaretleri) rağmen diplomatik ilişkilerin seviyesini yükseltmedi, süreci ağırdan aldı. Kuvvetle muhtemel, Kahire yönetiminin seçimden sonra ilk adımı, Cumhur ya da Millet ittifakının adayı kazansa da, büyükelçi atamalarını yapmak olacak.

Suriye ile süreç ise daha zorlu. Esad rejimi de hesaplarını seçim sonucuna göre yapıyor. Şam’ın, Ankara’da bir iktidar değişikliği olması halinde normalleşme sürecinin daha kolay yürüyeceğini düşündüğü açık. Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Şam ile derhal ve şartsız şekilde diyalog kurulmasını en başından beri istediği biliniyor. Şam, bu nedenle Millet İttifakı adayının gelmesi halinde ortak noktada buluşma ihtimalinin daha yüksek olduğuna inanıyor. Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan kazanırsa, o zaman Esad yönetimi, nispeten daha zorlu bir süreç yaşayacağının farkında.

Haberin Devamı

Öte yandan Erdoğan yönetiminin Rusya ile olan yakın ilişkilerinin, Şam’la normalleşmede “kolaylaştırıcı” faktör olduğu da bir başka gerçek. Özetle taşların yerine oturması ve yeni yol haritalarının çizilebilmesi için 1-2 hafta daha beklemek gerekecek.

Zelenskiy kimi kastetti?

Cidde’deki Arap Birliği toplantısında Suriye Devlet Başkanı Esad kadar dikkat çeken bir diğer isim, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy oldu. Zelenskiy, Arap ülkelerinin liderlerine seslenirken “Ne yazık ki dünyada ve burada yasadışı ilhaklara göz yumanlar var. Ruslar ne kadar etkilemeye çalışırsa çalışsın, herkesin, olup bitenlere dürüstçe bakabilmesi için buradayım” dedi. Liderlerin gözlerinin içine bakarak söylediği bu sözlerin adresi, biraz, ev sahibi Suudi Arabistan, biraz birliğe dönen Suriye biraz da üye olmamasına rağmen bölge ülkesi İran’dı.

Suriye muhalefetinde hayal kırıklığı

Esad’ın 2015’te kendisine can simidi olan ve bugün hâlâ iktidarda kalabilmiş olmasını borçlu olduğu Rusya’ya sırtını dönebilmesi mümkün değil. Bu sebeple Suriye’nin, Rusya’yla savaşında Ukrayna’ya destek verebilmesi ya da tarafsız kalabilmesi söz konusu değil. Suudi Arabistan ise bir yandan Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk çağrılarını yinelese de, Rusya’ya karşı net şekilde yaptırım kararı almaktan imtina ediyor. İran’a gelince... Ukrayna, kendisine dönük bazı Rus saldırılarının İran’dan satın alınan insansız hava araçlarıyla yapıldığını (Tahran bunu resmen reddediyor) söylüyor, tepkisi de bundan.

Zoraki tarafsızlık

Aslında Arap ülkeleri Ukrayna savaşında “taraf” olmamaya da çaba gösteriyor. Belki de “ABD’nin gücünü yitirdiği bir Ortadoğu’da, Rusya’ya rağmen bir şey yapmama niyeti” demek daha doğru. Ukrayna savaşı başladıktan sonra Rusya’nın petrol üretimini azaltma kararına karşı, ABD’nin “artırılmalı” baskılarına boyun eğmemeleri, bunun açık bir göstergesiydi.

Ama bir yandan da ABD’yi kızdırmak gibi bir dertleri de yok. Şimdilik ABD ile Rusya arasında sıkışıp kalmamak için adımlarına dikkat ediyorlar. Ancak bu “zoraki tarafsızlık”, Ukrayna yönetimi için yetersiz. Bu yüzden de Zelenskiy’nin Arap Birliği toplantısındaki konuşması, bir bakıma tüm Arap dünyasına seslenişti.