Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Şanghay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Özbekistan’ın Semerkant kentinde yapıldı. Zirveden geriye ve satır arasında kalanlara bakalım...

Üçlü zirve teklifi yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i savaşın başından bu yana Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile buluşturmaya çalışıyordu. Bunu da liderlerle yaptığı hemen her görüşmede dile getiriyordu. Ancak Semerkand’da Putin’le görüşmesinde bu teklifi tekrarlamadı, zira bu teklif zaten hep masada. Ancak anlaşılan o ki, Erdoğan, bu teklifi sözle yinelememiş. Bununla birlikte yakın gelecekte, böyle bir buluşmanın olamayacağı anlaşılıyor. Zira Putin, Semerkand’da Türkiye’ye bu çabası için teşekkür ederken şunu da ekledi: “Zelenski barış müzakereleri için hazır değil.”

Haberin Devamı

İran’a moral zirvesi

İran bu zirvede Şanghay İş Birliği Örgütü’ne “tam üyelik” imzası attı. Uzun yıllardır ABD yaptırımları altında ezilen İran’ın, bu imzayla kendisine yeni nefes boruları açma çabasında olduğu görülüyor. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, “ABD kendi isteklerini uluslararası sisteme ve egemen ve bağımsız ülkelere dayatmaya çalışıyor. Şanghay İş Birliği Örgütü buna karşı çözüm bulmalı” diyordu. İran, ŞİÖ’ye ortak finans ve emtia borsaları geliştirmeyi önerdi. İran ile Çin liderleri arasındaki görüşmede, yeni iş birliği alanları konuşuldu ve liderler “Tek Yol, Tek Kuşak” projesinde ortak çalışma iradesini ortaya koydu.

Batı’ya ‘iklim’ sınaması

Zirvenin sonuç bildirisinde, satır arasında kalan başlık iklim kriziydi. Üye ülkeler “sanayi üretiminin yarattığı emisyonların azaltılması ile ülkelerin kalkınma çabaları arasında dengeli bir yaklaşım olması” gerektiğini savundu. Bu, başka bir deyişle örgütün tüm üyelerinin de taraf veya imzacı olduğu Paris İklim Anlaşması’na yönelik bir sınamaydı. Örgüt, gelişmiş ülkelere “Siz sanayi devrimi sayesinde büyüdünüz, geliştiniz; bugünkü küresel ısınmanın müsebbipleri sizsiniz ve bizlerden sizinle aynı kısıtlamaları uygulamamızı bekleyemezsiniz” uyarısı yapıyordu. Bu uyarı, BM Genel Kurulu’nda bu hafta yapılacak “İklim Konferansı”na da bir mesaj niteliğindeydi..

Haberin Devamı

Şanghay’dan geriye kalanlar

Şanghay’dan geriye kalanlar

Yeni Kral’ın eski mektupları

Birleşik Krallık’ta Prens Charles “yeni kral” olarak sadece tahta değil, daha ilk günden “huysuz” halleriyle dünyanın gündemine de oturdu. Ülkede Kraliyet ailesinin sembolik olduğu, siyasete karışmadığı ifade edilir ama aslında durumun pek öyle olmadığı da bilinir. Geçmişte yaşanan mektup skandalı, bu tabloya iyi bir örnek.

2004-2005 yılları arasında Prens Charles’ın, dönemin başbakanı Tony Blair’e ve İşçi Partisi’nin üst düzey yetkililerine siyasi taleplerini aktardığı mektuplar hala hatırlanıyor. İçinde çeşitli konularda doğrudan taleplerin bulunduğu 27 ayrı mektuptan bahsediyoruz. “The Guardian” gazetesi, “bilgi edinme özgürlüğü” kapsamında 10 yıl yürüttüğü mücadeleyi kazanmış ve o mektupları 2015’te yayımlayarak kamuoyuna duyurmuştu. O mektuplardan birinde Prens Charles, Blair’e Irak’ta kullanılan Lynx askeri helikopterlerini değiştirmesini talep ediyordu. Charles mektubunda, “Silahlı kuvvetlerimizden gerekli kaynak olmadan son derece zorlu bir iş yapmaları isteniyor” ifadelerini kullanıyordu.

Haberin Devamı

Charles’ın sadece siyasi veya askeri konularda değil, çevreden sağlığa pek çok alanda bakanları uyardığı, kimi zaman tavsiyelerde bulunduğu görülüyor. (Ayrıntılara The Guardian gazetesinin o dönemdeki yazı dizisinden ulaşılabilir) O dönem Prens’in sözcüsünün, “Bu görüşler Prens’in endişe duyduğu konularda, kamuoyuna da aktardığı görüşlerdir” diyerek tepkileri savuşturmaya çalıştığını da hatırlatalım.

Şanghay’dan geriye kalanlar

İsveç’te muhtemel hükümet ve Türkiye’nin talepleri

İsveç’te 11 Eylül’deki seçimlerde sağ blok yüzde 49.7 oy oranıyla parlamentoda 175, sol blok ise 174 milletvekili kazandı. Hükümeti kurmaya yakın taraf sağ blok. Özetle İsveç’te dengeler soldan sağa kaydı. Peki bu değişiklik, Türkiye’nin NATO üyeliği karşılığındaki taleplerinin hayata geçirilmesini hızlandıracak mı, yoksa yavaşlatacak mı?

Aslında Türk yetkililerde, “hangi hükümet kurulursa kurulsun bunun süreci etkilemeyeceği” görüşü hâkim. Çünkü eski hükümet gibi, gelecekte kurulacak hükümetin de atabileceği ve atamayacağı adımlar olduğu düşünülüyor. Siyasi olarak atılabilecek adım “silah ambargosunu kaldırma.” Görevi devretmekte olan hükümet bu konuda Türkiye’ye bazı olumlu sinyaller vermişti. NATO üyeliği için yeni hükümetin de benzer tutum izlemesi bekleniyor. Ülkede terör örgütüne destek veren gösterilerin engellenmesi için bazı olumlu adımların atılması da gündeme gelebilir ancak Türkiye, “iadeler” konusunda pek umutlu değil. İsveç Yüksek Mahkemesi, Adalet Bakanlığı’nın görüşleri doğrultusunda karar alıyor ve bugüne kadar Türkiye’nin istediği kişilerin yaklaşık yüzde 90’ının iade edilmesine karşı çıktı. Anayasa ve yargı bağımsızlığı çerçevesinde bu konuda yeni kurulacak hükümetin de hareket alanı olmadığı düşünülüyor.

Şanghay’dan geriye kalanlar

Suriye muhalefetine süre verildi mi?

Türkiye ve Suriye arasındaki diyaloğun siyasi seviyeye taşınması için henüz erken ancak bir süredir istihbarat düzeyinde görüşmelerin yapıldığı biliniyor. Fransa merkezli istihbarat sitesi “Intelligence Online”, iki ülkenin istihbarat başkanları arasında yeni görüşmeler yapıldığını duyurdu. O görüşmeden sonra da Rusya merkezli Sputnik Arapça, ilginç bir iddia ortaya attı. Site, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) “Suriyeli muhaliflere yıl sonuna kadar Türkiye’den ayrılmaları için süre verdiğini” öne sürdü. Bu iddiayı, Suriye muhalefetinin başındaki isimlerden, Suriye Geçici Hükümet Başkanı Abdurrahman Mustafa’ya sordum. Mustafa, çok kısa ve net şekilde “Haberler asılsız. Türkiye’nin muhalefet kurumlarına desteği devam etmektedir. Bu konuda herhangi bir değişiklik yok” ifadelerini kullandı.

Şimdilik tablo bu. Yeni süreç ne getirecek, hep birlikte göreceğiz.