Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinin üzerinden iki hafta geçti. Küresel güçler ve bölge ülkeleri Suriye’nin geleceğinde yer alabilmek için bir taraftan doğru adımlar atmaya, bir taraftan da oyun dışı kalmamak için hızlı kararlar vermeye çalışıyor. Lakin herkesin işini zorlaştıran, ülkenin fiili lideri konumuna gelen Muhammed El-Golani’nin -ki kendisi artık gerçek ismi olan Ahmet El-Şara’yı kullanıyor- ve başında olduğu Heyet Tahrir Şam’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) terör listesinde yer alması. El-Şara geleceğe dair olumlu mesajlar verse de ülkeler HTŞ’yi terör listelerinden çıkarmakta ihtiyatlı davranıyor. Böyle bir süreçte Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Al Jazeera kanalına verdiği röportajda ‘BM kararını beklemeden Türkiye’nin bazı adımları atabileceğinin’ sinyalini vermesi dikkat çekiciydi. Bu yüzden bu hafta ülkelerin yaşadığı zorluğu ortaya koymaya çalışacağım.

Haberin Devamı

Listeye giriş

HTŞ, BM’nin terör örgütleri listesine Mayıs 2014’te girdi. BM Güvenlik Konseyi (BMGK) Yaptırımlar Komitesi (DAEŞ ve El Kaide ile ilişkili grup ve kişileri denetlemekten sorumlu) HTŞ’yi ‘El Kaide ile bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle listeye aldı. Yaptırımlar Komitesi izleme ekibinin yazdığı rapora göre, Temmuz 2024’te HTŞ hâlâ ‘Kuzeybatı Suriye’de baskın terör örgütü’ olarak tanımlanıyordu. Lideri El-Şara listeye 2013’te girmişti. BM’nin bu kararından sonra ülkeler de ulusal düzeyde kararlar aldı. Örneğin Türkiye HTŞ’yi 2018 yılında terör listesine dahil etti. Bu karar üç temel başlıkta yaptırımları öngörüyordu: Varlıkların dondurulması, listede geçen isimlere seyahat yasağı getirilmesi ve silah ambargosu.

BM’nin şartı

BM, HTŞ’yi terör listesinden çıkarma konusunu değerlendirmeye açık; ancak bunun bir anahtarı daha doğrusu şartı var: ‘Suriye’de gerçekten kapsayıcı bir hükümetin kurulması’. Bunun mesajını hafta başında Şam’a giden ve El-Şara ile görüşen BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen şu sözlerle verdi: ‘Kararın kabul edilmesinin üzerinden dokuz yıl geçti ve (geldiğimiz noktada) HTŞ şu ana kadar Suriye halkına birlik ve kapsayıcılık konusunda iyi mesajlar gönderiyor. Mesajım, Suriye’nin İdlib gibi yönetilemeyeceğidir. Şam’da güvenilir ve kapsayıcı geçiş düzenlemelerine odaklanmamız ve bunun sahada uygulandığını görmemiz gerekiyor.” BM Temsilcisi, 2015 yılında çıkan 2254 sayılı BMGK kararına da (ülkede siyasi geçişi öngören karar) atıf yapıyor.

Haberin Devamı

Rus engeli

Eğer işler istendiği gibi giderse, HTŞ’nin terör listesinden çıkması için bunu bir BM üyesi devletin resmen teklif etmesi gerekiyor. BM yetkilileri ‘ülkeler bunu tartışıyor ama henüz resmileşmedi’ diyor. Teklif daha sonra Güvenlik Konseyi Yaptırımlar Komitesi’ne gidiyor. Komite’nin karar alabilmesi için de oybirliği gerekiyor. Bu noktada, BM Güvenlik Konseyi üyesi olan Rusya’ya rağmen bu kararın alınması imkânsız. Gerçi Rusya Suriye’deki üslerinin açık kalabilmesi için HTŞ ile temas halinde ama yine de bu konuda bir BM kararına onay vermesi beklenmiyor. Tek bir üyenin bile itirazı olması halinde bu gerçekleşemeyeceğinden, son bir ihtimal kalıyor ki o da HTŞ’nin kendisini lağvetmesi.

Haberin Devamı

***

Türkiye ne yapacak?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Al Jazeera’ye verdiği röportajda, 13 yıl boyunca Türk istihbaratının başında olduğunu hatırlatarak, İdlib’de terörist faaliyetleri çok yakından takip ettiklerinin altını çizerek, ‘HTŞ’nin El Kaide, DAEŞ gibi örgütlerden kendisini ayırmak için çok büyük adımlar attığını’ söyledi. Dahası Fidan, ‘Uluslararası toplumun HTŞ’yi terör listesinden çıkarma zamanının geldiğini’ düşünüyor ve BM kararını beklemeyebileceklerini ekliyor. Hatta ‘Bu son yaşananların ışığında başka bir karar alabiliriz.’ diyor. Özetle BM’de Rusya’ya rağmen bir kararın çıkmayacağının bilincinde olan Hakan Fidan’ın sözlerini bu çerçevede okumak lazım. Bakalım Türkiye formülü nasıl bulacak...