Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Cuma günü Ankara’da tahıl koridoru anlaşmasıyla ilgili sözleri, Moskova’nın sıkıntılarını açık ve net şekilde ortaya koydu. Lavrov, “Swift ödeme sisteminden çıkarıldık, yüklerimizi sigortalayamıyoruz, Rus gemileri limanlara giremiyor” dedi.

Anlaşmanın devreye girmesinden bu yana Rusya’nın bu üç temel sıkıntısı devam etti. Ülkenin Swift sistemine geri döndürülmesi, Batı’nın katı tutumu sürerken pek mümkün gözükmüyor. Bu yüzden de Birleşmiş Milletler (BM), bazı formüller üretmeye çalışıyor. Onlardan biri, nasıl ki tahıl Türkiye üzerinden gidiyor, ödemenin de yine Türkiye üzerinden, Türkiye’de belirlenen bankalar üzerinden yapılması. Ancak burada Türkiye’nin de endişeleri var. “Yaptırımların Türkiye üzerinden by-pass edildiğini” öne sürenlere itiraz eden, Batı’ya her fırsatta “Kanıtlarınızla gelin!” diyen Türkiye, ilerleyen zamanlarda Türk bankalarının bu suçlamayla sorun yaşamasını istemiyor. Türkiye, bu sebeple Batılı ülkelerle karşı karşıya gelmemek için güvence hatta garanti istiyor.

Haberin Devamı

Formül arayışı

‘Kamera kayıtta’

İran’da Mahsa Amini’nin başörtüsü takmadığı gerekçesiyle ahlak polisince gözaltına alındıktan sonra ölmesi, ülkede kadın protestolarının fitilini ateşlemiş, Tahran yönetiminin gösterileri kontrol altına alması haftalar sürmüştü. Tabii ahlak Polisi’nin sokaklardan bir nebze olsun kendini geriye çekmesi de önemliydi.

“Kıyafet zorunluluğu” kalkmamasına rağmen tutuklanma riskini göze alarak başları açık şekilde sokaklarda geziyor, restoranlarda ve AVM’lerde görülebiliyordu. İran Polisi bu rahatlıktan rahatsız olacak ki, yeni bir uygulamaya gitti. Kamuya açık alanlara güvenlik kameraları yerleştirmeye başladı. Polis kameralar aracılığıyla başörtüsü yasasına aykırı davrananların tespit edileceğini, sonrasında da kendilerine “yaptığı eylemin sonuçlarına dair” bir bilgilendirme mesajı gönderileceğini açıkladı.

Türkiye’de yaşayan ve konuşabildiğim İranlı kadınların ortak görüşü ise şu: Bu tip uygulamalar, başını açma riskini alan kadınları engellemez, yeni gerilimlerin fitilini ateşlemekten başka bir işe yaramaz...

Haberin Devamı

Formül arayışı

İstenmeyen adam

‘Persona non-grata’ yani ‘istenmeyen adam’ ilanı bir diplomatın korkulu rüyasıdır. Siyasetçiler açıklamalarıyla ve aldıkları kararlarla ülkeleri karşı karşıya getirebilir ama o süreçte meselelerin krize dönüşmemesi için diplomatlara büyük görev düşer. Çözülemediği zamanlarda da o “ilan” ile yüzleşmek zorunda kalır. Tarz ve yoğurt yeme şekli diplomattan diplomata değişir ama herkes bilir ki büyükelçiler merkezlerinden bağımsız hareket etmez.

Bu haftanın “istenmeyen adamı”, Almanya’nın Çad’daki Büyükelçisi Christian Gordon Kricke’ydi. Çad, Alman Büyükelçi Kricke’nin 48 saatte ülkeden ayrılmasını istedi. Gerekçeyse “nezaketsiz tutum ve diplomatik saygısızlık” olarak açıklandı.

Kricke Afrika konusunda Almanya’nın en uzman isimlerinden. Geçmişte Sahel Bölgesi Özel Temsilciliği yapmış, Nijer ve Angola’da büyükelçilik yapmış kıdemli bir diplomat. Çad’ın uzun süredir Alman Büyükelçi’nin “içişlerine karışmasından rahatsız olduğu” ve bunu çeşitli vesilelerle Büyükelçi’ye ilettiği biliniyor. Ayrıca geçen Ekim ayında hükümet karşı protesto gösterilerinde önemli rol oynadığını düşünüyor.

Haberin Devamı

Çad’da General Muhammed İdris Debi İtno, iktidarı babasından devralmış, 18 aylık geçiş süreci sonrasında da yönetimi sivillere devretme sözünü tutmamıştı. İki yıllık geçiş dönemi için kendisini cumhurbaşkanlığına getirmesi Çad’da protesto gösterilerini başlamıştı. O dönem Almanya’nın Çad Büyükelçiliği “Demokrasiye dönüşün gecikmesinden endişe duyuyoruz” açıklaması yapmıştı. Bu gelişmenin Almanya’nın Afrika bölgesi ile ilişkilerini nasıl etkileyeceği merak ediliyor.

Formül arayışı

Vebal BM’nin boynunda mı?

Afganistan’da Taliban yönetimi, STK’lara (sivil toplum kuruluşları) kadın çalıştırma yasağı getirmişti. Geçen Aralık ayında alınan kararın ardından, BM’den kınama açıklamaları gelmişti. Taliban yönetimi 4 ay sonra, bu kez de BM’nin ülkedeki yardım misyonunda (UNAMA) çalışan Afgan kadın personele yasak getirdi. Bu kararın ardından BM Güvenlik Konseyi acil olarak toplandı. (Bu arada UNAMA’nın başındaki kişi Roza Otunbayeva da bir kadın.) Sonrasında yine benzer açıklamalar geldi, karar kınandı. ABD, İngiltere gibi Konsey’in daimi üyelerinin temsilcileri “bu adımlarla Taliban’ın hiçbir zaman meşruiyet kazanamayacağının” mesajını verdi.

Açık ki, Ağustos 2021’den bu yana ülkeyi kontrol eden Taliban rejiminin de zaten “tanınıp-tanınmama” gibi bir derdi yok. Bu içi boş mesajlar da Taliban’ı durdurmuyor. Dolayısıyla bölgeyi takip eden akademisyenler, insan hakları savunucuları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri de artık BM ve Batılı ülkeleri hedef tahtasına koyuyor. Zaten Afgan kadınlar da daha önce BM’yi “seslerini yeterince duyurmadığı” için Kâbil sokaklarında protesto etmişti. Bugün BM’ye yöneltilen en büyük eleştiri de “Taliban üzerinde yeterli ve gerekli baskının uygulanmadığı” yönünde. Bu baskı kurulmadıkça ülkenin daha da içe kapanacağı açık. Buna son örnek de ülkenin kuzey batısındaki Herat vilayetinde internet kafelerin kapatılması kararı oldu.

Formül arayışı