Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Ukrayna Savaşı’nda sekiz ay geride kaldı. Batılı ülkeler savaşın başında özellikle yaptırımlar konusunda Rusya’ya karşı tek ses oldu ama aylar geçtikçe ekonomik sıkıntılar ve enerji ihtiyacı büyüdükçe Avrupa Birliği içinde çatlak sesler çıkmaya başladı. Son gerilim birliğin iki lokomotif ülkesi Almanya ve Fransa arasında enerji krizi üzerinden oldu. (Bu olaya ilişkin ayrıntıları geçtiğimiz hafta Güldener Sonumut köşesine taşımıştı.) Bu hafta AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Oliver Varhelyi Türkiye’yi ziyaret etti. Macar diplomat Varhelyi’ye “AB’nin birlik görüntüsünü kaybetmekte olduğuna dair bir endişesi olup olmadığını” sordum. Varhelyi, “Bizim üye ülkelerimiz Ukrayna’yı destekliyor ve desteklemeye devam edecekler. Çünkü uluslararası toplum böyle bir saldırının karşılıksız kalmasına izin veremez” dedi. Bu cevap pek de tatminkâr değildi, kaçamak bir cevaptı, bu sebeple soruyu farklı şekilde tekrarlama ihtiyacı hissettim. Bazı AB ülkelerinde “ABD ve Rusya arasındaki bir savaşın bedelini biz ödüyoruz” şeklindeki analizleri, hatta şikayetleri hatırlattım. Varhelyi, verdiği ilk cevabın çerçevesinde kalmakta ısrar etti, “Üye ülkeler arasında çok net ve sağlam bir birlik var. Ukrayna’ya yardım ve saldırıyı bertaraf etme konusunda üye ülkelerimizde aksi bir ses duymadım” dedi. Varhelyi ya bu söylediklerine gerçekten samimiyetle inanıyor ya da birlik içindeki tartışmaları görmezden geliyor, ya da kamuoyu önünde fikrini beyan etmek istemiyor.

Haberin Devamı

Avrupa’nın birliği sarsılıyor mu

‘Aday’ kelimesi ve Varhelyi

Bu arada AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri, Türkiye’den bahsederken ‘aday’ yerine ‘ortak’ ifadesini kullandığı için zaman zaman Ankara’nın tepkisini çeken bir isim. Türkiye’ye gelişinde ‘aday’ kelimesini kullanan Varhelyi’ye bu seferki tercihinin sebebini sordum. Varhelyi, “Bunlar birbirini dışlayan kelimeler değil. Türkiye bir adaydır, ortaktır. Bu kelimeleri her şekilde kullanırız. Türkiye’nin bu anlamda sürecinin devam etmesini umardım; müzakereler durdu ama bu Türkiye’nin önemini ve Avrupa’nın en büyük ortaklarından biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor” dedi.

Haberin Devamı

Kendisine Kıbrıs sorunu sebebiyle duran müzakereleri, Doğu Akdeniz’de yaşananlar sebebiyle 2020’de Türkiye-AB üst düzey diyalog toplantılarının askıya alınmasını, hatta kendisinin katıldığı ekonomi odaklı ziyaret için bile “üst düzey diyalog” ifadesinin kullanılamadığını hatırlattım. Varhelyi “Umarım beni kastetmiyorsunuzdur, zira benim katılımım da üst düzeydir” diyerek takıldı ama kendisi de kastımın ne olduğunu gayet iyi biliyordu. AB’nin Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Komiseri, bu soruya görev tanımının “komşuluk” boyutunu öne çıkararak yanıt vermeyi tercih etti ve Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerilimde iki tarafa da mesaj verdi. Varhelyi, “Avrupa’da savaş devam ederken bizim barışa ve komşularla iyi ilişkilere ihtiyacımız var. Bir arada durmalıyız” dedi.

İlk kanser hücresinin peşinde

Geçen yıl dünyada on milyondan fazla insan kanser yüzünden öldü. Dünyada her yıl kanser araştırmalarına milyarlarca dolar harcanıyor. Son 30 yılda kansere bağlı ölüm oranları nispeten azalsa da dünya bu savaşı hala kazanabilmiş değil. Bilim insanları kanserle mücadele çalışmalarını sürdürürken Kolombiya Üniversitesi’nden ünlü onkolog ve “İlk Hücre” kitabının yazarı, Pakistan asıllı Azra

Haberin Devamı

Raza “artık bakış açımızı değiştirmeliyiz” diyor. Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın kanser araştırmaları programında yer almış, Beyaz Saray’daki “Moonshot” programında yaptığı çalışmaları dönemin Başkan Yardımcısı Joe Biden’a raporlamış Azra Raza bu hafta Türkiye’deydi, kendisiyle çalışmalarını konuştum.

Azra Raza “Kullandığımız yöntem hala kesmek, yakmak ve öldürmek... Neden bu yöntemlerle son hücreyi öldürmeye çalışıyoruz ve çalışmalarımızı, yatırımlarımızı ilk hücreye ulaşmak için yapmıyoruz” diye sordu. Bir başka ifadeyle milyarlarca dolarlık bütçelerin ultrason, mamografi, MR gibi pahalı görüntüleme cihazları için harcanması yerine, basit ama gündelik yaşamda vücudumuzu analiz edebilecek ürünlerin geliştirilmesine aktarılması gerektiğini söylüyor. Raza “Örneğin neden yatarken düzenli olarak sizin bedeninizi tarayacak bir yatak örtüsü ya da vücudumuzdaki anormallikleri tespit edecek bir duş sistemi geliştirmiyoruz?” diye soruyor.

Avrupa’nın birliği sarsılıyor mu

İlk hücre nasıl tespit edilir?

Ünlü onkolog ve yazar Azra Raza bu konuyu ABD’de onkoloji alanında çalışan önemli sivil toplum örgütü temsilcileriyle paylaştı. Harvard’dan John Hopkins’e kadar pek çok önemli üniversitenin tıp fakülteleriyle görüşmeler yaptı. Yazdığı makaleleri ABD’nin ünlü bilim dergilerinde yayınladı, tüm görüşlerini de “İlk Hücre” kitabında topladı. Azra Raza, ilk hücreyi bulmak için genetik riski olan, aşırı sigara kullanan, akciğer sorunları olan ve bu hastalığı yenmiş hastalara odaklanmış. Onların kan, tükürük, saç ve tırnak örneklerini almış ve bir banka oluşturmuş. Raza, “Benimle birlikte çalışan örgütlerle üç yılda 50 bin kişinin örneklerini topladık. Bunların üç bini yeniden kansere yakalanan kişilerdi. O yeniden çıkan ilk hücreleri, kapana sıkıştırdık. Geliştirdiğimiz filtre kandaki kanserli hücreleri yakaladı” dedi.

‘Şahin ve Türeci’nin hayranıyım’

Onkolog Azra Raza’ya Biontech’in kurucuları Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin kanser aşısı çalışmalarını da sordum. İki isim aşılarının 2030’dan önce hazır olabileceğini dünyaya duyurmuşlardı. Raza “Ben Biontech’in ve bu iki parlak bilim insanın büyük bir hayranıyım. Kanserde önleyici adım aşıdır. Yani kansere karşı vücudun kendi kendine bağışıklık üretmesidir. Bu iki bilim insanı eğer bunu başarabilirlerse, onlara daha fazla güç verin. Benim de en basit şekliyle söylemeye çalıştığım şey bu. Olabildiğince erken bu işi yakalamaya çalışalım ve yapabiliyorsak önleyici olalım, çünkü gelecek burada” dedi.