Rusya, 17 Temmuz’da Karadeniz Tahıl Koridoru anlaşmasından çekildi. O tarihten bu yana da anlaşmaya dönmesi için ikna edilmeye çalışılıyor. Bu hafta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, alternatif plan ve rotaları görüşmek üzere Moskova’ya gitti, ama düğüm bu görüşmede de çözülemedi. Karar, liderler zirvesine kaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yarın Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ikna edebilecek mi, dünya bu sorunun cevabını merak ediyor.
Bir süredir Moskova, Karadeniz Tahıl Anlaşması’ndaki rotaya alternatif bir planı masaya koyuyor. O plan şu: Rusya’nın tahılı Türkiye’ye gönderilecek, burada işlenecek ve ihtiyacı olan ülkelere nakledilecek. İşin mali boyutunu da Katar üstlenecek. ABD ise Rusya’nın aksine, Karadeniz anlaşmasına dönülmeyecekse alternatif bir rota olarak “Tuna Nehri” formülünü öneriyor. Hatta ABD basınına göre Washington, Romanya ve Moldova yönetimiyle görüşmeler yapıyor. Bu yolla Odessa limanından çıkacak Ukrayna tahılı, Karadeniz gibi açık bir denize girip, Rus saldırılarının hedefi olmadan, kısa bir yol kat ettikten sonra Tuna Nehri’ne girip Avrupa’ya taşınabilecek.
Yani ABD rotayı güvenli gördüğü “NATO sularına çekmeye” çalışırken, Rusya rotayı “yaptırım ve risk olarak görmediği” tarafta tutmanın peşinde. Böyle kritik bir süreçte ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeffrey Flake’e bazı sorular gönderdim ve kendisinden yazılı cevaplar aldım. İşte Büyükelçi’nin yorumları...
‘Alternatif rota çözmez’
En sonda yazacağımı en başta yazayım: ABD’li yetkililer Moskova’nın talep ettiği plana karşı. ABD Büyükelçisi Flake, açıkça “Bu öneri sorunu çözmez” dedi ve ABD’nin pozisyonunu şöyle anlattı:
“Büyük ölçüde Türkiye’nin başarılı çalışmaları sonucunda hayata geçirilen Karadeniz Tahıl Girişimi’nin sağladığı Karadeniz üzerinden büyük miktarda tahıl sevketme kapasitesinin yerine başka bir uygulamayı getirmek sıkıntılı olacaktır.”
Peki, ABD Rusya ile görüşülen yeni alternatife neden karşı çıkıyor? Büyükelçi, bunu “miktar” ve “güvenlik”le açıklıyor ve “Başka rotalar da mümkündür, ancak bu rotalardan sevk edilebilecek miktar o kadar yüksek değil ve bu alternatif yollar, devam eden Rus saldırılarına, yıkımlarına karşı da savunmasız konumdadır” değerlendirmesini yapıyor. Büyükelçi Flake, “Bir milyon tonluk Rus buğdayının Türkiye’de öğütülerek ihtiyaç halindeki ülkelere gönderilmesi önerisi, Karadeniz Tahıl Girişimi’nin yerini alamaz. Bunun yerine ihtiyacımız olan şey, Karadeniz Tahıl Girişimi ya da bir alternatifin yeniden devreye sokulmasıdır” diyor. O alternatif de elbette Rusya’nın istediği rota değil.
Moskova’nın yepyeni bir rotaya, hele ki ABD’nin istediği bir plana ikna etmenin ne kadar mümkün olduğunun takdirini size bırakıyorum. Ancak ABD’nin bu tutumunun arkasındaki sebep “Rusya’nın iyi niyetle hareket etmemesi.” Büyükelçi Flake bu tabloyu, “Putin, saldırgan savaşıyla sebebiyet verdiği ceza ve kısıtlamaları hafifletmek için küresel topluma baskı yapmak amacıyla tahılı silah olarak kullanarak, yasadışı nüfuzunu korumaya çalışıyor. Karadeniz Tahıl Girişimi’ne ihtiyaç duymamızın sebebi Putin’dir” diye anlatıyor.
‘İddiaları gerçek dışı’
Bu köşede defalarca Rusya’nın, Karadeniz Tahıl Koridoru anlaşmasına devam etmek için öne sürdüğü talepleri yazmıştım. Rusya, Batı’nın kendisine güvence vermemesinden yakınıyor. ABD Büyükelçisi Flake ise bu iddiaları reddediyor ve “Tam anlamıyla gerçek dışı” diye niteliyor. Flake, “Doğru olan bir şey varsa, o da, suçlunun Ukrayna tahıl ihracatını engelleyen Rusya olduğudur. Asılsız söyleminin aksine, Rusya’nın bu yıl rekor miktarda tahıl ihraç ettiğini de belirtmeliyiz” ifadelerini kullanıyor.
Rusya uzun süredir, Ukrayna’nın Odessa gibi limanlarını hedef alıp altyapısını çökertiyor. Flake, küresel gıda güvenliğini iyileştirmenin en hızlı yolunun “Putin’in savaşa son vermesi ve Ukrayna’dan tamamen ve kalıcı olarak çekilmesi” olduğunu söylüyor.
Selçuk Bayraktar’ın USS Ford ziyareti
ABD ile krizler sürerken, pek görmediğimiz şeylerden biri ortak tatbikatlardı. Kısa süre önce ABD Donanması’nın en yeni ve gelişmiş uçak gemisi “USS Gerald Ford” Antalya’ya geldi. TCG Anadolu ile deniz tatbikatı yaptı. Flake, TCG Anadolu’yu “Türkiye’nin teknoloji harikası sancak gemisi” olarak tanımlarken, “Türkiye önemli bir ortak ve NATO müttefiki. Ordularımızın birlikte daha iyi çalışmasını ve mümkün olduğunca etkili olmalarını sağlamak için bu tür ortak tatbikatlar yapıyoruz. Bu tür iş birliklerinin daha da artmasını sabırsızlıkla bekliyorum” dedi.
USS Gerald Ford’un ziyaretçilerinden biri de Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’dı. Büyükelçi Flake, “USS Gerald R. Ford mürettebatıyla karşılıklı gerçekleştirdiği soru-cevap paylaşımından keyif aldım ve çok şey öğrendim” dedi ama o sohbete dair bilgi paylaşmadı.
ABD heyeti Türkiye’deydi
Türkiye ve ABD, son 10 yılda sayısız kriz yaşadı. Hala da YPG’ye silah desteği başta olmak üzere bir dizi “aşılması güç” sorun var. Washington, NATO’nun güvenliği için Türkiye’ye F-16 satışının yapılması gerektiğini düşünüyor ama Kongre bir türlü süreci tamamlamadı. Böyle bir süreçte ABD Temsilciler Meclisi heyeti ABD Temsilciler Meclisi üyeleri Joe Wilson, Dean Phillips, Victoria Spartz Türkiye’ye geldi ve üst düzey görüşmeler yaptı.
Büyükelçi’ye temsilcilerin “Kongre’den beklentilere ilişkin bir mesaj, Bob Menendez gibi senatörlerin itirazlarının aşılması konusunda bir sinyal verip vermediklerini” sordum. Kendisi de eski bir Senatör olan Flake yorum yapmaktan kaçındı, “Başkan Biden, paketi Kongre’ye göndererek bu konuya desteğini verdi. Kongre üyelerinin bu konuya ilişkin görüşlerini kendilerinin dile getirmeleri daha yerinde olur” demekle yetindi.
Ada’da yeni süreç başlar mı?
USS Gerald Ford ile ortak tatbikat yapılması, ABD ile Akdeniz’deki görüş ayrılıklarının bittiği anlamına gelmiyor. Doğu Akdeniz’deki en büyük gerilim alanlardan biri Kıbrıs. Ada’da son dönemde bir yol krizi yaşandı. Türk ve Rumların birlikte yaşadığı Pile köyünde yol yapımı sırasında, BM Barış Gücü askerlerinin Türk yetkililere müdahale etmesi sonrası tansiyon yükselmişti. Türk tarafı geçmişte Rum Kesimi’nin de bu tip adımlar attığını söylemiş, BM’nin bu olayda tarafsızlığını yitirdiğini açıklamış, Barış Gücü’nün müdahalesine sert tepki göstermişti.
ABD Büyükelçisi, “Görmek istediğimiz son şey daha fazla şiddet. 18 Ağustos’taki talihsiz ihtilaftan bu yana sükunetin hâkim olmasından memnunum” dedi. Flake, yaşanan hadisenin ardından Türk yetkililerin gerilimi düşürmeye katkı sağladığını söylemeyi de ihmal etmedi. BM Kıbrıs Barış Gücü’nün görevini tüm ada çapında yerine getirebilmesinin önemini vurguladı ve “BM’nin Kıbrıs’ta ihtilaf halindeki taraflarla çalışabilmesi ve bir çözüm için siyasi alan yaratabilmesi büyük önem taşımaktadır” diyerek taraflara mesaj verdi.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca da bu gerginlik sonrası Ada’yı ziyaret etmiş, “barış zemini aradıklarını” söylemiş ama yeni bir sürecin başlatılabilmesi için bir irade ortaya koyamamıştı. Türk tarafının “iki devletli çözüm” temelindeki pozisyonu sürerken, ABD Büyükelçisi Flake’e yeni bir sürecin başlayıp başlayamayacağını sordum. Flake, “Bir BM elçisinin yardımıyla Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları açısından siyasi bir çözümün müzakere edildiği bir sürecin ivme kazandığını görmeyi umuyoruz” dedi.