Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları

Dış politikada konjonktür hızla değişiyor; pazartesi günkü Milliyet’in sürmanşeti de bunu kanıtlıyordu:
“MARAŞ SÜRPRİZİ
KKTC yönetimi, Maraş bölgesini 38 yıl aradan sonra yerleşime açmak için hazırlık yapıyor. Maraş açılınca Rumlara mülkleri iade edilecek.”
* * *
Güney Kıbrıslı bir Rum vatandaşı kadın, 38 yıl önce Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında, Maraş’taki malına mülküne el konduğu yakınmasıyla Avrupa Konseyi İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava açmış ve davayı kazanmıştı.
* * *
Kazanılan dava, malına mülküne el konmuş olan tüm Rum vatandaşları için de emsal olmuş, davalar davaları izlemiş; Ankara da milyonlarca dolar tazminat ödemişti.
* * *
Yeni efendim kabak Ankara’nın başına patlamıştı.
Ankara’nın başına neden kabak patlamıştı da, patlıcan patlamamıştı?
* * *
Hoppala, bu da ne biçim soru böyle; patlıcan kimin başına patlamış ki Ankara’nın da başına patlasın kuzum?
* * *
Ancak patlıcan için de, pek de olumlu olmayan bin deyim vardır ki; Namdar Rahmi, dikenli bir manzumesinde her kıt’anın altında bir “nakarat” olarak kullanmıştır:

Sizinki tatlı can da, bizimki patlıcan mı?
* * *
Kimlerin canı tatlıdır; onu da siyasetçilerle, Hazine’den geçinmeli bürokratlara sormalı...
Kabak da genellikle canı tatlı olanların başına pek patlamaz; “sizinki tatlı can da, bizimki patlıcan mı” diye tepesi atanların başına patlar.
* * *
Salı günü ise, Başkent’te Tandoğan meydanında yapılan “siyasal grup toplantısı”nda, kabak Ankaralıların başına patladı.
* * *
“Kabak” için bir başka olumsuz deyim ise; “kabak tadı verdi”, “patlıcan” için, “patlıcan tadı verdi” denmiyor.
* * *
Oysa patlıcan türü 2 tane “bostan patlıcanı” ve bildiğimiz normal patlıcan; kabak türü ise 3 tane balkabağı, asma kabağı, sakız kabağı...
* * *
Namık Kemal:
“Müsademe-i efkardan (fikirlerin çarpışmasından) Barika-i
Hakikat(hakikat şimşeği) çıkar”
Demişti.
* * *
Süleyman Nazif de:
“Çarpışanlar balkabakları ise, sadece çekirdek çıkar”
Diye bir şandelleme yapmıştı o dönemin ağız dalaşları üstüne.
* * *
Çarpışanlar patlıcanlar ise, dememişti.
* * *
Patlıcanla kabağın kaderleri, mutfakta da bazen aynı olur, bazen olmaz.
Patlıcan kızartmasıyla, kabak kızartması yoğurtlu yenir; ünlü mezeler arasında da sevilen bir yeri vardır.
* * *
Patlıcandan karnıyarık, imambayıldı, oturtma, islim kebabı, patlıcanlı zeytinyağlı pilav, zeytinyağlı patlıcan dolması, patlıcan turşusu yapılır.
Kabaktan etli kalye, etli kabak dolması, mücver, balkabağından kabak tatlısı yapılır.
* * *
Bir de “erkek millet” olmamızdan yansıyan, erkek libidosuyla ilgili bir tekerleme var:

Haberin Devamı

Kabak da pişti tuz ister
Benim canım kız ister
Kız olmazsa dul olsun
Şeftalisi bol olsun
* * *
Şimdi buna “Kadın hak ve özgürlükleriyle” ilgili olarak, kadın libidosunu yansıtan bir karşılık yazmak gerekmiyor mu:

Haberin Devamı

Patlıcan da pişti yenmek ister,
Benim canım erkek ister.
Genç olmazsa, sert olsun,
İktidarı gerçek olsun.
* * *
Çok mu ayıp oldu, başına bir “K” koyun kayıp olsun...
Güncel hayatta bin bir rezaletle ayıp, öyle “kayıp” olmuyor mu?
* * *
Eski kuşakların yemeğe alışık oldukları patlıcanlı kabaklı, ev yemekleri yavaş yavaş kaybolmakta...
* * *
Onların yerlerini “fast food” Mac Donalds hamburgerleri almakta, pizzacılar almakta...
* * *
“Burjuva enternasyonalizmi” sade giysi markalarıyla, müzikleriyle, danslarıyla, -evrensel bir dil olan- İngilizcesiyle, bilgisayarları, cep telefonlarıyla gelmiyor; lokantaları, “menü”leri, şampanyalarıyla da geliyor.
* * *
“Köylülük” yeterli müşteri yaratamadığı için; artan üretimin piyasasız kalmasına, fabrikaların kapanmasına, bankaların iflas etmesine; sözün kısası, “küresel ekonomik krize” neden olmada...
* * *
Böylesine kökten bir değişimde, kabak kimlerin başına patlayacak, yaşayanlar görecek...
* * *
Bu yılın sonuna kadar da “konjonktür” kim bilir kaç kez değişecek; zaten şimdiden başladı değişmeye...
* * *
Birden bendenizin de canı, “hünkarbeğendi” çekti; neyse ki biliyorum nerelerde yiyebileceğimi...