Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı

Taksim Abidesi, yahut Anıtı’nın yapımına 1924’te başlandı 1928’de bitti.
Atatürk neden gerek duymuştu Taksim Meydanı’na böyle bir Abide’nin yapılmasına?
***
Taksim Meydanı, iç politikaların da, dış politikaların da; nabzının attığı yerdir.
ABD ile, AB üyelerinden Almanya’nın, Hollanda’nın, Belçika’nın son model uzun menzilli Patroit füzeleri, 200 askeri uzmanla birlikte ne zaman Malatya, Maraş, Mardin tepelerine yerleştirildi?
***
Bir de, geçtiğimiz Pazartesi Hürriyet’in Dış Haberler Servisi’nce yayımlanmış şu habere bakalım:
“Kepler 76B - Jüpiter’den daha büyük
Alman fizikçi Albert Einstein’ın Görecelik Teorisi ilk kez bir gezegenin keşfinde kullanıldı. Tel Aviv Üniversitesi ve Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden bilim adamları, NASA’nın Kepler Uzay Aracı’ndan aldıkları veriler ve gezegenin Dünya’ya doğru hareket etmesiyle ışıkla görülen değişimi inceleyerek yeni bir gezegen keşfetti. Kepler-76B ismi verilen gezegen, Jüpiter’den yüzde 25 daha büyük, iki kat daha ağır, Dünya’dan 2500 yıl uzaklıkta.”
***
ABD Başkanı Barack Obama, Mayıs’ın sonlarında Çin Devlet Başkanı Şi Ciping ile buluştu Kalifornia’da.
***
Astronot, yahut kozmonotun Çince karşılığı da “taykonot”muş. Salı günkü Zaman da arka sayfasına şu manşeti atmıştı:
“Uzay’dan ders anlatacak
Çin 3 kişilik astronot ekibini bugün ‘Shenghou-10’ adlı araçla uzaya gönderecek. Uzayda 15 gün kalacak olan ‘Shenghou-10’, tıp deneyimleri, astronotların ulus görevi gücünü deneme, uzayın aracına tamir ve benzeri deneyler yapma gibi misyonlar üsleniyor.”
***
Ocak ayının sonunda da, NASA’nın denetimindeki bir “Füze gönderme şirketiyle”, Madagaskar adasının dibinde 37 km. derinlikteki, deniz mağaralarına gönderdiği bir “Deniz uzay füzesi” içinden; bir bilgin-astronot, deniz mağaralarına girip orada özel bir “virüs” bulmuştu. Bu “Virüs” her türlü gaza dayanıklı ve ölümsüzdü. Onu, yanlarında getirdikleri teknik bir kutuya koyarak, öyle döndüler ABD’nin NASA’sına.
***
NASA da, kurdeleye sardıkları virüs paketini, Uzay laboratuarındaki bilginlere, 2013 yılı armağanı olarak gönderdi.
***
Taksim Meydanı’nın “taşikardi”si tutmasın da, neresinin tutsun?
Dünya’da kıtalar arası konjonktür değiştiği zaman da, hareketlenir o meydan, iç göçler arttığı zaman da.
Kıbrıs’ı, İngiliz sömürgesi olmaktan Makarios, Fazıl Küçük ile birlikte kurtarmaya kalktığında, o meydan yine inliyordu:
- Ya Taksim, ya ölüm, diye.
***
Bizans döneminde, 4’üncü Haçlı Seferi, İstanbul’u yağmalamış, Katolik Cenevizliler de Galata kesiminde bir egemenlik kurmuşlar ve Galata kulesini yapmışlardı. “Karşı kıyı” anlamına gelen “Pera” da o zamandan kalmaydı. O dönemde suçlular Taksim Meydanı’nda idam edilirlerdi.
***
Taksim yine biber gazı, bomba dumanları ve öbek öbek alevler içinde...
***
Kimbilir yine neler olacak?
Ne olacaksa olacak, yaşayanlar görecek...