Bazen bir ağırlık çöker üzerine, geri çekilirsin. Hafiften bir sızı duyarsın yüreğinde... Kimseyi görmek de istemezsin, konuşmak da... Yorgunsundur ama nedenini bulamazsın. Dünya boş gelir sana o an... "Neden?" diye sorarsın kendine... Bu ruhun metceziri gibidir. Birden bir gözyaşı düğümlenir boğazına ama ağlayamazsın. Bir tamlık duygusu eksikliği hissedersin. Belki bir anı ya da eskiye dair bir özlem yapışır yakana... Belki de o derinlerden gelen ses eski bir sevdanın cam kırıklarıdır. Bu durumlarda ben "At hüzünlerini okyanuslara." derim. Okyanuslar hem derin hem gizemlidir. Ne hayatlar vardır kim bilir içinde...
Aslında içe dönmek ve ruhundan gelen med cezirleri dinlemek, asıl dünyayı anlama ve bulma fırsatıdır bence...