Geçen hafta Ulusal Kanal'da Sayın Sinem Fıstıkoğlu'nun konuğu oldum.
Sinem Fıstıkoğlu, doğru, tarafsız ve objektif sorular sordu. Süresiz nafakayı enine boyuna konuşma olanağı bulduk.
Bizim de istediğimiz tam da buydu; önce bu sorunun saptanması sonra da yeni mağduriyetler yaratmadan çözüm yollarının bulunması...
Bu nedenle hem Ulusal Kanal'a hem Sayın Fıstıkoğlu'na çok teşekkür ediyorum.
***
Nafakaya Dair:
Bir:
Tartıştığımız konu, çocuklar için verilen iştirak nafakası değil, eşler için verilen yoksulluk nafakası.
İki:
Medeni Kanun değişmedikçe nafaka süresiz olmaya devam edecektir.
Üç;
30 yıllık yasa eskidi ve bugünün koşullarına uymuyor.
Dört;
Nafaka alan kadın kendi başarı hikayesini yazmak yerine 30 gün nafaka bekliyor.
Beş:
Nafaka ödeyenin yeni başarı öyküsü yazacak motivasyonu kalmıyor. (Çünkü daha çok kazanırsa daha çok nafaka ödeyecek. Ayrıca bitmeyen bir borçla karşı karşıya...)
Altı:
Geleceğe dönük belirsizlik, süresiz nafaka mağdurunun hem kendi mutluluğunu hem de aile mutluluğunu olumsuz etkiliyor.
Yedi:
Evdeki mutsuzluk çocukları da olumsuz etkiliyor.
Sekiz:
Yaşananların asıl mağduru olan ikinci eş nedeni olmadığı bir sorunun üzüntüsü ve sıkıntısını yaşıyor.
Dokuz:
Erkek, sebebi olmadığı yoksulluğu gidermekle neden sorumlu oluyor?
***
Özetle; süresiz nafaka, çalışma ve üretme motivasyonunu yok ediyor.
İşte bu nedenlerle nafaka süreli olmalı!
***
Mutluluk ve sağlık dileklerimle…
Cengiz Hortoğlu