Bana "Ya arkadaş sen nafaka mağduru değilsin, neden nafaka süresiz nafakayı eleştiriyorsun?" diyenler çok var.
Karşımdaki insanın durumunu anlamam için illa da benim de mağdur olmam gerekmiyor. Mağduriyeti bilmek farkındalık, anlamak ise öz farkındalıktır.
Aynı zorlukları ve acıları yaşamasalar da zorluklardan ve acılardan geçen insanlar birbirlerini daha iyi anlarlar.
Bir insanın ölünceye kadar bitmeyen borçla yaşamasının zorluğunu anlamam herhalde çok zor olmamalı. Bu insan doğasına aykırıdır. İnsan borcunun veya cezasının bir gün biteceğinin umut edebilmeli.
***
Süreli nafakayı savunurken elbette kadınların da hiçbir şekilde mağduriyet yaşamasını istemem. (Ancak ilk eşin mağduriyetinden söz ederken boşanan eşin evlendiği kadının ve çocuklarının mağduriyetini de görmezden gelenleri hayretle izliyorum.)
***
Bu nedenle baştan beri, nafaka süreli hale geldiğinde ve eşin ödediği nafaka süresi bittiğinde, kadın halen zor durumdaysa, ona desteğin sürdürülmesi için bir nafaka fonu kurulmasının gerekliliğini söylüyorum. Örneğin boşanma davalarının harçları arttırılarak böyle bir fon kurulabilir.
***
Her zaman, bir kadının ayakları üzerinde durması gerektiğini savundum. Elbette, bunun hazırlığı için de erkeği mağdur etmeyecek bir şekilde belli bir süre nafaka alması makuldür. Bu geçiş sürecinde meslek eğitimi alabilir, devlet kredi desteği ile kendi işini kurabilir.
Bir insanın mutlu olması için geleceğe dönük amaçları olmalı!
Üretmeden, başka insanların mağduriyeti pahasına gelen parayla yaşayan bir insanın mutlu ve huzurlu olması çok zor. İnsanı mutlu eden kendi başarı öyküsünü yazmasıdır.
***
"Bana neden süreli nafakayı savunuyorsun?" diye sabah akşam eleştirenler, sizden ricam bana bunun aksinin daha doğru olduğunu anlatın ve beni ikna edin. Hiçbir önyargım yok. 30 yıllık bu yasanın iyi taraflarını benimle paylaşın.
***
Zaman zaman televizyon programlarına konuk olduğumda bu konuya ilişkin düşüncelerimi açıklıyorum. Sürenin elverdiği ölçüde önemli olan her konuya değinmeye çalışıyorum.
Bazı arkadaşlar ya programın tamamını izlemediği için veya başkalarından duydukları eksik bilgilerle "Neden bunu söylemedin, neden şunu söylemedin?" diyerek bazen de kırıcı bir dille bana ders vermeye kalkıyorlar.
İyi niyetle elimden geleni yapıyorum. Hiç kimsenin bana ne yapacağım konusunda ders vermesine izin vermem.
Ancak samimiyetle ve nezaketle örnek davranışlarıyla düşüncelerini ve önerilerini gerek kamuoyuyla gerek benimle paylaşan sivil toplum kuruluşu yönetici ve üyelerine çok teşekkür ediyorum, minnettarım.
Mutluluk ve sağlık dileklerimle…
Cengiz Hortoğlu
hortogludorduncubakis@gmail.com
http://twitter.com/cengizhortoglu