En umutsuz en olmaz ve hatta en karamsar hallerimde ve belki de hayatımın en çıkmaz sokaklarında hep doğaya sığınırım.
Çıkarım evden… Nereye olduğunu ben de bilmeden yürür, yürür ve yürürüm.
Bir deniz kıyısında sessizliği yırtan dalgalar, parlayan çakıl taşları ve midye kabukları… ve sonra birden durur dalgalar ve durulur deniz… Kışın ortasında açan kır çiçekleri… Ve dahası güneşin ısıttığı kayalıklar üzerinde ve bir bardak çayın buğusu…
Ve sonra zihnimdeki karmaşa ağırı ağır biter.
***
DOĞANIN ÖYKÜSÜ
Seninki serüven mi
Doğanın yanında
Biliyor musun
Bir sonbahar yaprağının
Sararıp düşünceye kadar
Kırmızı toprağa
Yaşadığı öyküyü
Yere düşüşündeki
O inanılmaz inceliği
Hiç düşündün mü
Tohumun çiçeğe dururken
Verdiği emeği
İşte bu denge beni şaşırtan
Biliyor musun
Güneş doğarken
Aydınlanırken yer orman
Gökyüzünün anlaşılmaz sabrını
Neden kayan yıldızların yerine
Yenilerini eker yüreğimize gece
Neden bir şiirdir
Üveyiklerin süzülüşü gökte
Biliyor musun
Neden deniz salınırken ve
Yalarken kıyıları
Bu denli uyumlu ve dengeli
Ser acılarını serin kumsallara
Ve bir şiirle katıl sende ona
O değişmez kanunuyla
Bir şarkı gibi akar
O güzelim doğa
***
(Bu şiir "Şimdi Tam Zamanı" adlı şiir kitabımdan alınmıştır.)
***
Mutluluk ve sağlık dileklerimle…
Cengiz Hortoğlu