“Ev kadınıyım. Eşimle 10 yıllık evliyiz. Eşim çok iyi bir insan olmasına rağmen ben mutlu değilim.
Hiçbir şeyden keyif alamıyorum. Eşim akşam eve geldiğinde yemeğini yer, televizyon izler ve yatar.
Hayatım giderek daha sıkıcı hale gelmeye başladı. Evliliğim çok monoton ve sıkıcı… Bir boşlukta gibiyim.
Bu nedenle çocuklarımla da yeterince ilgilenemiyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum.”
***
Değerli okurum, mailinize bu yanıtı eşinizle birlikte okumanızı öneriyorum.
Evliliğinizde sorunlar varsa, bazen durup evliliğinizin nasıl gittiğine bakmalısınız.
Her şeyi alışkanlıklarınızın akışına bırakmamalısınız.
“Ben nasıl mutlu olabilirim? Eşimi ve çocuklarımı nasıl daha mutlu edebilirim?” sorularını sormalı ve yanıtlar aramalısınız.
Eşinizle de tüm duygu ve düşüncelerinizi paylaşmanız ve onu da empatiyle dinlemeniz gerekir.
Sadece eşinizi değiştirmek çabasından vazgeçip kendinizi de değiştirmenin yollarını aramalısınız.
Sizin mutluluğunuzu engelleyen, sizi güçsüzleştiren, sizi dar bir alana hapseden tanımların tümünü değiştirebilir yeni tanımlar belirleyebilirsiniz.
Bakış açınızı değiştirerek, yeni bir hayatın temelini atabilirsiniz.
Her kavrama yeni bir anlam katıp size çocukluktan bu yana öğretilenlerin dışına çıkarsanız, yaşamınız yanı başınızda akarken, izlemekle yetinmeyip yaşama katılmış olursunuz.
Bence mutlu bir evliliğin asıl sırrı küçük şeylerden keyif almaktır.
Eşinizle yıldızların altında yürüyebilir, mum ışığında yemek yiyebilir, onun için bir şiir yazabilir veya okuyabilirsiniz.
Sadece mutluluk ve evlilik tanımınızı değiştirmeniz bile kendinize ve sevdiklerinizde bir yaşam armağan etmektir.
Evlilik durağan değildir. Dinamiktir. Emek ve özen ister.
***
Değerli okurlarım, mail yoluyla gönderdiğiniz soru ve görüşleriniz için çok teşekkür ediyorum.
Sizlere mutluluk ve başarı dolu günler diliyorum.
Cengiz Hortoğlu