"28 yaşında bir iş adamıyım. Eşimle internette tanıştık. Ona âşık olduğumu sanıyordum, bu nedenle evlendim. Bir yıldan bu yana evliyiz ve o yedi aylık hamile…
Kısa zamanda yanıldığımı ve onu sevmediğimi anladım, bunu ona da söyledim, doğuma kadar bile sabredemeyeceğim.
Ben gece hayatını çok severim. Her akşam geç saatlere kadar eğlenmek isterim. Gece yarılarına kadar benim dönmemi bekliyor.
Benim sevgimi kazanmak için bin bir türlü uğraş içinde… Bu da beni sinir ediyor.
Onu suçlayacağım bir davranışı da yok ama sevmiyorum.
Ailem, boşanmama karışmıyor ama çocuğumun velayetini almamı istiyorlar.
Bu durumda ne yapmalıyım? İstediği tazminatı vermeye de hazırım. Boşanma davası açtığımda ve bebek doğduğunda velayetini alabilir miyim?”
***
Değerli okurum, olayları sakin bir kafayla düşünüp değerlendirmenizde yarar var.
Öncelikle şunu belirtelim ki hiçbir neden olmadan açacağınız dava kabul edilmez.
Bir genç kadının hayallerini bu kadar kolay harcamaya çalışmanız son derece üzücü!
Madem eğlenceye bu kadar düşkündünüz, evlenmeseydiniz. O kadın sizinle zorla evlenmedi. Mailinizden anladığım kadarıyla evliliğini kurtarmak için büyük bir çaba içinde.
Açıkçası sizi anlamakta zorluk yaşıyorum.
Hamile bir kadının duygusal anlamda daha çok ilgiye ve sevgiye ihtiyacı vardır.
Sizin ona karşı anlayışlı davranmanız onun hamilelik dönemini daha kolay geçirmesini sağlayacaktır.
Henüz doğmamış bebeğin velayetini düşünmenizi doğrusu anlayamadım. Ama şunu bilin ki yeni doğmuş bebeğin velayeti anneye verilir.
Daha evliliğiniz bir yılı yeni doldurmuş durumda, “eşinizi sevmediğinizi” söylüyorsunuz.
Bence yapmanız gereken, kocaman bir çiçek demeti alıp bir an önce eşinizin yanına koşmanızdır.
2 ay sonra dünyaya gözlerini açacak olan minik bebeğinizin annesiyle ve babasıyla büyüme şansını elinden almayın. Hiç olmazsa onun hatırı için bunu yapmayın.
Bekleyin, çocuğunuz doğsun, sonra durumu bir daha değerlendirirsiniz.
***
Her şeyin istediğiniz gibi olması dileğimle…
Cengiz Hortoğlu