Ece Pirim Başarı Öyküsü
Değerli okurlarım, başarı öykülerini alkışlamaya devam ediyoruz. Bugün sizinle Sayın Ece Pirim'in başarı öyküsünü paylaşacağım.
Ece Hanım öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
-Öncelikle tüm okurlara merhabalar diyerek başlamak istiyorum. Ben Ankara doğumlu, anne tarafı Boşnak-Arnavut, baba tarafı Türk-Polonya karışımı bir ailenin kızıyım. Ankara üniversitesi/ Basın-yayın-iletişim ve A.Ö.F. İşletme mezunuyum. Küçük yaşlardan itibaren mesleğim konusunda kararlıydım ve kariyer yolculuğumu ailemin de desteğiyle bu yolda yapmaya çalıştım. Şanslı insanlardan sayıyorum kendimi çünkü; sevdiğiniz ve başarılı olduğunuz, destek gördüğünüz mesleği yapabilmek hayatta ki en büyük şanslardan biri. En büyük şansım ise TRT’de sunuculuğa başlamak oldu. En önemli okul ve asıl öğrenmeniz gerekenler burada uygulamalı olarak öğreniliyor. M.E.B Mankenlik ve Zarafet okulundan mezun oldum. Yurt içi ve dışında güzellik yarışmalarına katıldım. Dereceler aldım. Bir taraftan modellik ve fotomodellik (Milli manken) diğer yandan tv programları, haber, yapımcılık, zaman zaman reklam ve diziler derken Ankara’dan İstanbul’a hızlı bir geçiş yaptım.
Başarılı olmak için neler yaptınız? Nasıl çalıştınız?
-Başarılı olmanın ilk kuralı disiplin bence. Her konuda işimi çok önemseyerek disiplinden hiç taviz vermedim. Yıllar geçse de hiçbir zaman ben oldum demedim. İşim ile ilgili daha iyi nasıl olur? Neler yapabilirim? Daha fazla ne öğrenebilirim? düşüncesinde oldum ve hala öyleyim. Sadece ekran önünde değil, ekran arkasında da bilmem gerekenleri öğrenmeye çalıştım. Pek çok workshoplara katıldım. Yani amatör ruhum, beni profesyonelliğe götüren en büyük desteğim oldu.
Şu andaki mesleğinizi yapmasaydınız ne yapmak isterdiniz?
-Öncelikle konservatuarda da okurdum. İş kadını olmak konusunda kariyer yapmak isterdim. Mimarlık da ilgimi çeken mesleklerden birisidir.
Hayatta sizin için çok önemli üç şey nedir diye sorsam ne cevap verirsiniz?
-Ailem, sağlığım ve işim.
Ece Hanım, sizin için mutluluk nedir? Sizi en çok ne mutlu eder? Nelerle mutlu olursunuz? En çok keyif aldığınız şeyler nelerdir?
-Çocukluğumdan beri (ailemin anlattığına göre) küçük şeylerden mutlu olmayı severim. Huzurlu ve sağlıklı olduğum, ailemin güvende olduğu her an benim için kesinlikle mutluluk demektir. İşimi yapabilmek ise en keyif aldığım şeylerin başında gelir. İşimi yaparken tamamı ile işime konsantre olurum ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım.
Şimdi biraz da gelecekten konuşalım. Geleceğe dönük ne gibi planlarınız var?
-Gelecek, dünyada olanları gördükçe beni biraz daha tedirgin eden bir kavram haline geldi maalesef. Fakat özellikle pandemi dönemi kendimle daha fazla hesaplaşıp, sorgulayıp, bazı kararlarımı değiştirdiğim, başka bir açıdan kendimi yenilediğim bir dönem de oldu benim için... Hayata daha minimal bakabilmeyi, işime kesinlikle daha sıkı sarılmayı, doğru iletişimler içinde olmayı ve özel hayatımda çok daha küçük bir yaşamı tercih etmeye başladığım kararlar aldım. Belki meslek ve kişisel hayatım boyunca pek çok kişinin yapamadıklarını ve göremediklerini yaşadım. Bu da bir anlamda beni doyuma ulaştırmış olabilir. Gelecek için yine çok güzel planlarım var. Gerçekleşmesi mümkün şeyler ve olursa mutlaka paylaşırım.
Çok teşekkür ediyorum, başarmak isteyenler size, “Başarının sırrı nedir?” diye sorsalar, ne yanıt verirsiniz?
-Önce kendilerine güvenmeleri ve inanmaları. Başkalarının size neyi yapıp yapamayacağınızı söylemeleri değil, sizin neyi istediğiniz ve o konuda ne kadar çaba harcadığınız önemli... Herkesin başarılı olduğu bir konu mutlaka vardır. Yeter ki kendinize inanın ve olumsuz hiçbir etki altında kalmayın. Konfüçyüs’ün bir sözü var. “En büyük başarı hiçbir zaman düşmemek değil, her düştüğünüzde tekrar ayağa kalkmaktır.”
Çok güzel bir değerlendirme oldu. Çok teşekkür ediyorum. Peki, sosyal medyayla aranız nasıl?
-Aslında benim aram teknolojinin çok fazla ilerlemesiyle pek iyi değil. Tabii ki sağlık vs. gibi konular için bu düşüncem geçerli olamaz. Bu konuda sağ olsun kız kardeşim en büyük yardımcım. Sosyal medya olmadan yapamıyor hale geldik. Mesleğim gereği tabii ki sosyal medya kullanıyorum ama takıntı derecesinde değil. Sahte takipçilerin, sahte beğenilerin içinde olmak ve pek çok insanın da bu sahtelikleri gerçek zannetmeleri üzücü bir durum. Tabii hakkıyla sosyal medyada olması gereken yerde olanları tenzih ediyorum. Bilinçli kullanıldığında gerçekten çok güzel ve faydalı bir mecra fakat ciddi anlamda bazı düzenlemelere ihtiyaç var.
Bir gününüz nasıl geçiyor?
-Güne mutlu ve sağlıklı uyanarak başlamak en büyük lüks bence... Öncelikle hemen camı açar ve derin derin temiz hava solurum. Eğer o gün yapılacak işler, tv programım, görüşmelerim varsa önceden yaptığım plana göre İstanbul sokaklarına çıkarım. Eğer dışarı çıkmamı gerektiren bir durum yoksa asla çıkmam, kendimle vakit geçirmek en sevdiğim şeylerden biridir. İşlerimi evden hallederim. İşim gereği mutlaka tv açık olur, izlemesem de dinlerim. Yani ev keyfi gibisi yok bence tabii sağlığınız ve moraliniz yerindeyse...
Hafta sonları neler yaparsınız?
-Hafta sonları bahar ve yaz aylarında İstanbul’a yakın bir yerlere giderim. Ailemle vakit geçiririm. Arkadaşlarımla buluşurum. Fakat bu hastalık dönemlerinde eğer işim veya özel bir durum yoksa çıkmayı pek tercih etmiyorum.
İş dışında uğraştığınız spor veya hobileriniz var mı?
-Lisanslı voleybolcuydum aslında. Atletizm de yaptım. Fakat spor salonuna gidip saatler geçirmek hiç bana göre değil. Ev de bir yürüyüş bandım var. Onu bile arada kullanıyorum. Zaman zaman da pilates yapıyorum. Bisiklete binmeyi çok severim. Bazen amatörce ata binerim. Film seyretmeyi gerçekten çok seviyorum.
Bu aktiviteler çok güzel, peki evde yemek yapar mısınız? Yaparsanız en çok hangi yemekleri yaparsınız?
-İşte en iddialı olduğum konulardan bir tanesi. Bu soruyu sorduğunuz için ayrıca çok teşekkür ederim. Çünkü hayatım boyunca beni tanımayanlardan, herhalde mesleğim ve görüntüm nedeniyle; yemek yapmayı biliyor musun? ya da hiç mutfağa giriyor musun? sorular duydum. Evet, mutfağa girip her şeyi yapıyorum ve çok severek. Mutfak benim için çok keyifli bir terapi aynı zamanda ve Boşnak olduğum için zaten muhteşem bir mutfak kültüründe büyüdüm. Küçük yaşta mutfağa girdim hatta boyum yetmezmiş anneannemle sandalye üstünde börek yaparmışım. Başta Boşnak böreği tabii ki, yine Boşnakların etli büryanı vardır. Aslında hemen her şeyi yaparım. Severek yapınca söylenenlere göre hepsi çok lezzetli oluyor.
Bize bir yemek tarifi verir misiniz?
-Boşnak mutfağı dedim o zaman “ETLİ BÜRYAN” tarifi vereyim.
Kemikli kuzu etini düdüklü veya normal tencerede yumuşayıncaya kadar haşlayın. Ayrı bir tencerede soğanları küp şeklinde doğrayıp sıvı ve tereyağında hafif pembeleştirin. Ardından kabukları soyulup, yine küp şeklinde doğranmış domatesleri ilave edin, biraz da öyle kavurun. Önceden ıslattığınız pirinci süzüp, iyice yıkayın ve bu karışıma katın. Bu karışımı, orta büyüklükte genişçe fırına dayanıklı bir kaba yayın. Üzerine haşlanmış eti yerleştirin, sıcak et suyunu ve tuzu ilave edin. Önceden ısıtılmış, yaklaşık 200 derece fırında pirinçler suyunu çekene kadar pişirin. Suyu az gelirse biraz daha su ilave edersiniz. Sıcak olarak servis yapın. Afiyet olsun. (tavuk but ile de yapabilirsiniz)
Çok güzel bir tarif oldu... Eminim okurlarımız etli büryanı deneyeceklerdir. Peki ilişkilerde mutluluğun sırrı nedir?
-Saygı olmazsa olmaz. Birbirini değiştirmeye çalışmamak hele belli bir yaştan ve yaşanmışlıktan sonra çok zor. Ortak noktalarda buluşmaya çalışmak. Ve kesinlikle doğru iletişim.
Ece Hanım gençlere başarılı olmaları için ne yapmalarını önerirsiniz?
-Öncelikle mesleki anlamda gerçekten istedikleri dalı belirlesinler. Bazen şartlar yeterli olmayabilir o zaman en yakın ne yapabilirler B planları olsun. Her ne iş yapıyorlarsa disiplin ve olması gereken kurallara uymak. En önemlisi kendilerine inanmak ve güvenmek. Herkesin sevdiği sevebileceği mesleği yapmasını diliyorum.
Böyle bir röportajı sizinle yapmak gerçekten onur vericiydi. Çok teşekkür ediyor, size ve tüm okuyucularınıza saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.
Ece Hanım çok teşekkür ediyorum, sizinle bu söyleşiyi yapmak benim için de hem onur hem mutluluktu. Yolunuz açık ve aydınlık olsun. Başarı öykünüzün başarmak isteyenlere örnek olmasını diliyorum.
Cengiz Hortoğlu