Yıllar sonra eski bir tanıdık aradı. "Sana yaptığım haksızlık nedeniyle sabahlara kadar uyku uyuyamıyorum. Düşünmeden hareket ettim, beni bağışla!" dedi. Kabul etmem korkusuyla sesi endişeliydi. "Sen bana maddi olarak zarar verdin. Evet, senin yüzünden zor günler yaşamadım değil. Ama ben o günleri unuttum. Dersimi alıp yoluma devam ettim. Çok şükür ki, haksızlık yapan değil haksızlığa uğrayan taraftım. Ben seni çoktan affettim. Ama önemli olan senin kendini affedebilmen. Çünkü benim seni affetmemin senden çok bana yararı vardı. İçimdeki kin ve nefretten arındım. Haklı olmak yerine huzurlu olmayı seçtim. Bence yaptıklarından ders al kendinden özür dile ve başarabilirsen kendini affet. Bundan sonra kimseye karşı kendini affedemeyecek duruma sokma!" dedim. "Haklısın" dedi ve telefonu kapattı.
Aldatılabilirim, haksızlığa uğrayabilirim. Benim için önemli olan mağdur eden, haksızlık yapan tarafta olmamak. Vicdan rahatlığı en büyük zenginlik. Vicdan azabı ise kötülüklere verilen en büyük ceza... Gün gelir haksızlık yapanların uykuları kabusa döner.