“24 yaşında üniversiteyi yeni bitirmiş bir genç kızım. Okulu bitirir bitirmez babamın şirketinde çalışmaya başladım.
İki yıldan bu yana çıktığım arkadaşımla da 4 ay önce nişanlandım. Nişanlımı çok seviyorum. En kısa zamanda seneye ilkbaharda evlenmeyi düşünüyoruz.
Ancak karşıma önemli bir problem çıktı.
Babam geçen hafta beni yanına çağırıp ‘Bak kızım sahip olduklarımızı büyük emeklerle kazandım. Sana aldığım iki dairenin değeri bile büyük bir servet… Evleneceğin adamın hiçbir şeyi yok. Mutlaka bir evlilik sözleşmesi yapmanı istiyorum. İlerde ne olur ne olmaz. Ayrılırsan senden hiçbir şey alamamalı,’ dedi.
Kaç günden beri gözüme uyku girmiyor. Bunu nişanlıma nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. O hassas bir insan onu kırmaktan korkuyorum. Bir arkadaşımın önerisiyle sizin fikrinizi almak istedim. Sizce ne yapmalıyım?”
***
Değerli okurum, bu konuyla ilgili çok sayıda mail alıyorum.
Öncelikle sözleşmesi yaparsanız ne olur? Yapmazsanız ne olur? Bunu sizinle paylaşmak istiyorum.
Diyelim ki sözleşme yapmadınız. Bu durumda yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini seçmiş olursunuz.
Yani evlenmeden önce edindiğiniz mal varlıklarınız, örneğin üzerinizde bulunan iki daire edinilmiş mal değil, kişisel maldır. Bu dairelerin kira gelirleri varsa sadece bunlar edinilmiş maldır.
Yani evlenmeden önce edindiğiniz veya babanızın size ilerde vereceği mal varlıkları, gelirleri hariç kişisel maldır.
Babanızın size verdiği daireleri satıp başka bir daire alsanız da bu daireler de yine kirası dışında edinilmiş mal değil kişisel maldır. Bunlar tasfiyeye girmez.
Peki, mal ayrılığı sözleşmesini yaparsanız ne olur? Bu durumda boşanmanız halinde eşinizle birbirinizden (Maddi ve manevi tazminat ve nafaka dışında) evlilik birliği içinde kazanılan mal varlıklarından hiçbir talepte bir talepte bulunamazsınız. Yani sizin kazancınız size eşinizin kazancı ona ait demektir.
***
Değerli okurum, sizin açınızdan gerçekten zor bir durum, bir yanda sevdiğiniz genç adam, diğer yanda babanız… Lütfen babanıza saygılarımı iletin ve bu yazımı okutun.
Buna rağmen sözleşmede ısrar ederse bunu nişanlınızla uygun bir dille konuşun. Bu isteğin sizden değil babanızdan geldiğini anlatın. Sizi anlayacaktır.
Elbette babanızın düşüncesine saygı duyuyorum. Ancak, bana göre evlilikler hesaplar üzerine kurulmamalı. Önemli olan sevgi ve güvendir.
Kimin durumunun ne olacağı hiç belli olmaz. Bu genç adam belki de babanızdan da daha başarılı olacaktır. Hayat bana uzun vadeli hesapların pek de tutmadığını öğretti.
***
Değerli okurlarım, bana güven duyarak yaşadığınız sorunları benimle paylaştığınız için çok teşekkür ediyorum.
Her şeyin hayalleriniz gibi olması dileğimle…
Cengiz Hortoğlu