Anneciğim boşan artık, çalışır sana bakarım
“23 yıllık evliyim, eşim çalışmıyor, babasından kalan iki dairenin kirasıyla geçiniyoruz.
Çoğu zaman, geceleri geç saatlere kadar alkol alıyor. Sonra da en basit nedenlerle bana karşı şiddet uyguluyor ve ağır hakaretlerde bulunuyor. Aldatmasını ise önemsemiyorum.
Şu anda fakülte 2. sınıfta okuyan kızım da ne yapacağını şaşırıyor. Bana vurmasını engellemeye çalışıyor, ama gücü yetmiyor.
Hiçbir mesleğim yok. Kızımdan başka kimsem de yok.
Kızım okulunda çok başarılı, çünkü gece gündüz ders çalışıyor. Cumartesi ve Pazar günleri de bir işte çalışarak eve katkıda bulunuyor.
Kızımın tek derdi benim yaşadıklarım…
Başımda sürekli bir ağrı var. Geçen hafta kızımın ısrarlarıyla doktora gittik. Yapılan tahliller sonucu çok sayıda hastalığım olduğunu öğrendim.
Doktor ‘Yıllardır uğradığım şiddetin birçok hastalığımın nedeni olabileceğini,’ söyledi.
Ayrıca baş ağrımın nedeninin de sürekli başıma darbe almamdan olabileceğini öğrendim. Çok sayıda da ilaç yazdı. Ayrıca ‘Stresten ve üzüntüden uzak durmanız gerekiyor,’ dedi.
Kızım hastalığıma çok üzüldü. ‘Anneciğim boşan artık, çalışır ben sana bakarım,’ dedi.
Ben de ‘Kızım, önemli olan senin okulun, hayatta en büyük istediğim senin okulunu bitirmen. Benim doğru düzgün bir hayatım olmadı. Hiç olmazsa sen mutlu ol,’ dedim.
Ama bu sözleri laf olsun diye söylememiş.
Dün akşam heyecanla içeri girdi, ‘Ben her şeyi ayarladım. Akşamları çalışacağım bir iş buldum. Alacağımız nafakayla ve benim kazancımla geçiniriz. Bir avukatla da konuştum.
Senin çektiklerin artık son bulacak. Babam sana vurduğunda içim acıyor. Doktoru duydun, üzülmemen gerekiyor. Gerekirse okulu da bırakırım. Sana bir şey olursa buna dayanamam, kahrolurum’ dedi ve gözyaşlarını tutamadı. Ben de ağladım.
Ne yapacağımı bilemiyorum. Kızımın geleceği ile oynamak istemiyorum. Çünkü artık tek hayalim; onun başarılarını görmek. Kızımın ideallerini gerçekleştirmesini engelleyemem. Ne yapacağımı bilemiyorum.”
Bu hanımefendiye eşinin evden uzaklaştırılmasını talep edebileceği gibi, açacağı boşanma davasında, tazminat ve nafaka isteyebileceğini de anlattım.
Ama buna rağmen onun içi rahat etmedi. “Alacağı nafakanın tutacakları evin kirasını bile karşılayamayacağını, kızının çalışması halinde okuldaki başarısını etkileyeceğini ve gece çalışacak olmasından da kaygı duyduğunu, bu nedenle en azından kızı okulunu bitirinceye kadar, eşinin zulmüne dayanmak zorunda olduğunu,” söyledi.
***
Değerli okurlarım sizinle bu konuyu tartışalım. Bu hanımefendi ve bu durumda olan kadınlar ne yapmalı? Ne olursa olsun boşanmalı mı? Yoksa çocuklarına fedakarlık adına tüm sıkıntılara katlanmalı mı? Sizce çözüm nedir?
Yorumlarınızı bekliyorum.
Mutlu ve sağlıklı kalın.
Cengiz Hortoğlu