“29 yaşında bir kadınım. Eşimle birbirimizi severek evlendik. Dört yaşında bir kızımız var.
Bundan bir ay kadar önce kızımla birlikte 15 gün için annemlere tatil için gitmiştik. Çalıştığım işyerinin sahibi aradı ve acil bir iş için dönmem gerektiğini söyledi.
Ben de kızımı annemlere bırakıp bir gün için döndüm ve üzerimi değiştirmek için eve uğradım. Anahtarla kapıyı açıp içeri girdim.
Evimizde eşimi bir kadınla hem de birlikte gördüm. Beni görünce ikisi de panik yaptı. Ne söyleyeceğini bilemediler ve giyinip apar topar çıkıp gittiler. Daha fazla detaya girmek istemiyorum. Ancak sinirlerim altüst oldu.
Evde daha fazla kalamadım ben de çıktım. İşyerime gidip acil olan işleri hallettikten sonra annemlere yeniden döndüm.
Artık eve dönmek istemediğimi anladım. O gün bugündür eve dönmedim. İstanbul’a döndüğümden bu yana kızımla birlikte bir arkadaşımda kalıyorum.
Eşim sürekli arayıp özür diliyor ve onu affetmem için ısrar ediyor.
Eşimi affedip etmemekte kararsızım, affedersem doğru mu yapmış olurum? Kızım daha çok küçük. Bana ne yapacağım konusunda fikir vermenizi rica ediyorum.
***
Değerli okurum, bu yaşadıklarınızın sizi çok üzdüğünü anlıyorum. Ancak, size ne karar vereceğinizi ben söyleyemem.
Bu vereceğiniz karar tüm yaşamınızı değiştirecektir. Kaldı ki bir de dört yaşında bir kızınız var. Bu nedenle bu kararı iyice düşünüp siz vermelisiniz. Ancak ne karar verirseniz verin, kararsız kalmayın.
Bir gün bir odada yalnız başınıza kalarak tüm bunları düşünün. Eşinizi affedecek kadar çok seviyorsanız affedin. Ama affetmek size acı verecekse affetmeyin ve boşanın. Başkalarının etkisi altında kalmayın.
Tek doğru yoktur. Kararların doğruluğu kişiden kişiye değişir. Hiç kimse sizi verdiğiniz karardan dolayı eleştiremez.
Çünkü bu hayat sadece sizin hayatınızdır. Önemli olan iç huzurunuzdur.
Tek yapmanız gereken verdiğiniz karar ne olursa olsun, pişmanlık duymadan artık bu olayı bir daha hatırlamamak, geçmişi unutmak ve yarınlara bakmaktır.
Boşanmaya karar verirseniz, yasalar sizden yana… Davanızda maddi ve tazminat ve nafaka talep etme hakkınız vardır.
Sizi çok yakından ilgilendiren Medeni Kanunun 236.maddesini sizinle paylaşmak istiyorum.
MADDE 236.-Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir.
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.
***
Her şeyin hayalleriniz gibi olması dileğimle…
Cengiz Hortoğlu
***
http://twitter.com/cengizhortoglu