Aldatanların aldatma gerekçeleri
Aldatmanın haklı bir gerekçesi olamaz. Hiçbir neden de aldatmayı haklı kılmaz. Ama yine de “Mutlu Olmak İçin Evliliğin Şifreleri” kitabını hazırlarken bu konuda da bir araştırma yaptık. “Aldatanların aldatma gerekçeleri nedir?” Sorusuna yanıt aradık .
İşte Yanıtlar:
“Yirmi yıldır evliyim. Eşim bana bugüne kadar değer vermedi. Eve geldiğimde “Nasılsın?” diye sormaz. Bir kahve yapıp getirmez. Bir akşam bir barda yabancı bir kadınla tanıştım. Beni saatlerce dinledi. Yaptığım işle ilgili sorular sordu. O akşam onun evine gittik. Hayatımda ilk kez bir kadın bana “Çok yakışıklısın,” dedi. Oysa eşim beni sürekli eleştirir. Göbekli olmam, birkaç dişimin olmaması bile onu çok rahatsız ediyor. Sürekli “Tipin bozuk,” deyip dalga geçiyor. Kısacası ben o yabancı kadının yanında kendimi değerli hissettim.”
“Ben eşimi çok severim. O benim başımın tacı. Arada bir başka kadınlarla olmak, aldatmak mıdır? Ne var bunda? Aldatmak erkek adamın el kiridir.”
“Evlendiğimizden beri beni kıskanır dururdu. Eve, trafikten dolayı yarım saat geç gelsem, ‘nerede kaldın’ diye bir saat bağırırdı.‘Ben de inadına ‘birisiyle birlikte olayım da anlasın güvenmemeyi’ diye düşündüm. Başlangıçta biraz üzüldüm ama hak ettiğini düşünüyorum.”
“Ben çapkın sayılırım. Sadece değişiklik olsun diye başkalarıyla birlikte olurum. Bunu eşim de bilir. Bizimki aldırış etmez. Yeter ki kredi kartını öde, cebine de parasını koy. Umurunda değildir.”
“Eşime karşı hiçbir yakınlık duymuyorum. O sadece evimin kadınıdır. Ben arada bir kaçamak yaparım. Belki hissediyordur ama yapacağı bir şey yok. Beni terk etse sokakta kalır.”
Eşler birbirlerine sadakat ve dürüstlükle bağlı değillerse, o ilişkinden hayır gelmez. Evlilik karşılıklı güven ve sadakat üzerine kurulabilir.
Cengiz Hortoğlu