Sanayi Devrimi ile önemini yitiren evde çalışma iletişimin hızlanmasıyla tekrar yoğunluk kazanmaya başladı. İşverenin fiziksel olarak kontrolünde bulunmayan yerlere işler taşındı, çalışanlar bağımsız denilebilecek şekilde özgürce iş yapmaya başladılar.
Geleneksel evde çalışma yani işverenin parça başına ücret ödeyerek veya götürü usulde ödeme yaparak evde üretim yaptırdığı çalışma şekli halen aynı düzeyde varlığını sürdürse de özellikle nitelikli işlerde, nitelikli işgücünün evde çalışması giderek artmaya başladı.
Aile işleri ile çalışmayı beraber yürütme ihtiyacından doğan evde çalışma, birçok işin fiziksel mekâna bağlı olmadan yapılabilir hale gelmesiyle ailesel ihtiyaçları olmasa da birçok kişi için tercih edilir bir çalışma şekli halini aldı. Çalışanlar açısından trafik derdi çekmeden çalışma anlamına gelirken, işverenler açısından işyeri giderlerini önemli ölçüde düşürme anlamına geliyor. Zamanın özgürce kullanımı ise tartışmalı bir konu.
Çalışan her ne kadar evde olsa da çoğunlukla bir ağ üzerinde merkezi iş yerine bağlı oluyor. Fakat zamanın esnek kullanımı da evde çalışmanın gerekçelerinden birini oluşturuyor. Özellikle bilgisayar programcılığı, çeviri ve medikal araştırmalarda bu tür çalışmalar hızla gelişti.
İŞ KANUNU’NDA DÜZENLEME VAR
İş Kanunu’nun 14. maddesinde uzaktan çalışma düzenlenmiş durumda; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile iş yeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi uzaktan çalışma olarak tanımlanıyor. Evde iş sözleşmeleri Borçlar Kanunu’nun 461 ve devamındaki maddelerde de düzenlendi.
Borçlar Kanunu’nda evde hizmet sözleşmesi, işverenin verdiği işi işçinin kendi evinde veya belirleyeceği başka bir yerde bizzat veya aile bireyleriyle birlikte bir ücret karşılığında yaptığı iş olarak tanımlandı.
EVDE ÇALIŞANIN DURUMU
Evde çalışma halinde işçinin işverenle olan bağımlılığı zayıflıyor. Bunun anlamı işverenin işçi üzerindeki talimat verme yetkisinin önemli ölçüde sınırlanıyor olması.
Bu nedenle, evde çalışanların en büyük sorunu da bu kişilerin işçi olarak mı yoksa bağımsız çalışan olarak mı değerlendirileceği noktasında toplanıyor. Bu kişilerin işçi olduğunun kabulü halinde hem iş hukukundan hem de sosyal güvenlik hukukundan doğan hakları bulunuyor.
Serbest girişimci mi?
Evde çalışan kişiler, işverenin iş organizasyonu içinde yer alıyorlar, belirli ölçüde ona bağlı olarak çalışıyorlarsa, bu kişiler işçi sayılıyor.
Özellikle tele çalışma dediğimiz, online veya online olmamakla birlikte işverenden her an emir ve talimat alabilecek durumda belirli saatlerde yapılan çalışmalarda, evde çalışanların işçi oldukları net bir şekilde kabul ediliyor. Fakat evde çalışan kişi tamamen kendi çalışma düzenini belirliyor ve işin sonucunu işverene götürüyorsa, örneğin üzerinde çalıştığı projeyi tek başına yapıp iş bittikten sonra işverene teslim ediyorsa, kişinin işçi olup olmadığını tespit etmek güçleşiyor.
Bu durumda kişinin serbest bir girişimci olarak çalıştığı kabul edilirse, ortada bir işveren bulunsa da çalışan kişi işçi olmayacaktır.
Bağımsız çalışmada belirleyici olan, kişinin karar verme özgürlüğüne sahip olup olmaması, işi reddetme imkânının var olup olmaması, müşterileri serbestçe seçmesi, fiyatları kendinin belirleyebilmesi gibi unsurlar. Evde çalışan kişi bahsedilen unsurlardan birçoğuna sahipse, kişi işçi olarak değil bağımsız çalışan kabul edilmektedir.
ÇALIŞMA SÖZLEŞMESİ YAZILI HALDE OLMALI
Yazılı olarak yapılacak evde çalışma sözleşmesinde işin tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren tarafından sağlanan ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer almalıdır.
Borçlar Kanunu’na göre, evde çalışanlar sürekli bir şekilde çalıştırılmıyor, iş geldikçe çalışıyorlarsa, sözleşmeleri belirli süreli olarak yapılabiliyor.
Ancak bu kişiler sürekli iş alıyor veya aralıklı çalışsalar da sözleşmelerinde baştan belirsiz süreli yapıldığına ilişkin hüküm bulunuyorsa sözleşmeleri belirsiz süreli kabul edilmektedir.
İŞVEREN İŞ KAZASINDAN SORUMLU TUTULABİLİR
İşveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlü.
Çalışanların evde bir kazaya uğramaları halinde bu kazanın iş kazası olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tartışmalıdır. Evde meydana gelen her kaza iş kazası sayılmamakta. Fakat yapılan iş nedeniyle bir kazaya uğranması halinde bu kaza evde de olsa iş kazası kabul edilecektir.
Yapılan işle ilgili evde bir kaza meydana gelmesi ve işverenin yukarıdaki yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde işveren bu kazadan sorumlu olacaktır. Örneğin, işverenin bilgisayar başında iş yapan bir evde çalışana ergonomi hakkında güvenlik önlemlerini anlatmaması nedeniyle çalışanın sakatlanması halinde işveren sorumlu tutulabilecektir.