OECD'nin son raporuna göre, salgınla depresyon ve anksiyete riski de arttı. Salgının çocuklar ve gençlere etkisi nedeniyle, toplumsal refahta uzun vadeli olumsuz sonuçlar bekleniyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı'nın (OECD) “Kovid-19 ve Refah: Pandemide Yaşam” başlıklı çalışmasına göre, salgın, yaşamımızın, çalışma hayatımızın ve sosyal ilişkilerimizin yanı sıra refah düzeyi ile yakından ilişkili ekonomik, insani, sosyal ve çevresel sistemler üzerinde de geniş kapsamlı sonuçlar yarattı.
İlk olarak, Mart 2020 ile Mayıs 2021 döneminde OECD ülkelerinde ortalama yüzde 16 olan salgın kaynaklı ölümler, 2020'de OECD ülkeleri için ortalama yaşam beklentisinde 7 aylık düşüşe yol açmış. 15 OECD ülkesinden elde edilen veriler, 2020'de insanların dörtte birinden fazlasının depresyon veya anksiyete riski altında olduğunu gösteriyor. Yalnızlık, bölünme ve toplumdan kopukluk duyguları da 2020'nin ortası ile 2021'in ilk yarısı arasında artmış durumda.
Salgın yorgun hissettiriyor...
OECD’ye göre, fiziksel mesafe ve kapanma önlemleri çerçevesinde işyerlerinin evlere taşınması ve okulların kapanması, ücretsiz bakım işi ile aile içi şiddet açısından yeni zorluklar getirdi. OECD araştırmasına göre, 2020'de her beş kişiden biri, 2021 başlarında da her üç insandan biri işten sonra gerekli ev işlerini yapamayacak kadar yorgun hissettiğini belirtmiş.
Yaşam maliyeti üzerinde baskı
OECD verilerine göre işsiz insanların kendilerini yalnız hissetme ve kendilerini toplumdan dışlanmış hissetme olasılıkları, çalışanlara kıyasla iki kat daha fazla. Mevcut veriler, Avrupa’daki her beş OECD hanesinden birinin geçimini sağlamakta zorlandığını gösteriyor. 2020 yılında OECD ülkelerinde ortalama ev fiyatları neredeyse 5 kat ve kira fiyatları da yaklaşık yüzde 2 düzeyinde arttı. Ayrıca, enerji maliyetleri de yükseldi.
Ya çocuk ve gençler?
Salgının çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri, beşeri sermaye birikimine zarar verdiğinden, toplumsal refah açısından uzun vadeli olumsuz sonuçların ortaya çıkması bekleniyor. 2020’de OECD ülkelerinde işgücü piyasasının yetersiz kullanımı yüzde 17’ye ulaşmış durumda ve ayrıca 15-29 yaş arasındaki kişilerin yüzde 13’ü ne istihdamda ne de eğitim veya öğretimde. Bu veriler, 2008 küresel ekonomik krizinden bu yana elde edilen kazanımların silinmiş olması anlamına geliyor.
Herkesin deneyimi farklı
OECD’ye göre, salgına bağlı ölümler erkekler için kadınlara göre daha yüksek düzeyde gerçekleşmiş. Ancak kadınların uzun süreli koronavirüs etkilerini yaşama ve kendilerini yalnız hissetme olasılıkları daha yüksek seviyede görülmüş ve bunlara bağlı ruh sağlığı açısından da daha olumsuz bir tablo ortaya çıkmış. OECD araştırmasına göre, salgın dönemindeki refah göstergeleri açısından 2020’de özellikle çocuklarla yaşayan çiftler için yaşam doyumu düşerken, bekar ebeveynler ve yalnız yaşayanlar, nüfusun tamamına kıyasla neredeyse iki kat daha fazla yalnızlık hissetmişler.
Geçim zorlukları
Uzaktan çalışma imkanları özellikle yüksek ücretli ve yüksek vasıflı çalışanların işlerini ve gelirlerini korumalarına yardımcı oldu. Ancak 11 OECD ülkesinden elde edilen veriler, en alt gelir grubundaki işçilerin, üst gelir gruplarındakilere kıyasla çalışmayı bırakma olasılığının iki katı ve tele-çalışmanın da neredeyse yarı düzeyde olduğunu gösterdi.