Dünya hızlı bir şekilde ısınıyor. 2023 yılı kayıtlara geçen en sıcak yıl olurken, NASA tahminleri, 2023 yılı Temmuz ayının şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ay olduğunu ortaya koyuyor. Bu eğilimler 2024 yılında da devam etmiş ve Mayıs 2024 art arda en sıcak on ikinci ay olarak kayıtlara geçmiş durumda.
İklim değişikliğinin çalışanların güvenliği ve sağlığı üzerinde halihazırda ciddi etkileri bulunuyor. Daha yüksek günlük sıcaklıklar ve daha sık ve şiddetli sıcak hava dalgaları artık dünyanın tüm bölgelerindeki çalışanları etkiliyor. Çalışanlar aşırı sıcaklıklara en çok maruz kalanlar arasında ancak çoğu zaman büyük risklere rağmen çalışmaya devam etmekten başka seçenekleri bulunmuyor.
Sıcak bitkinliği, sıcak çarpması ve hatta ölüm gibi hastalıklara yol açarak çalışanları iş başında hemen etkileyebilir. Daha uzun vadede ise işçilerin, kardiyovasküler ve solunum sistemlerinin yanı sıra böbreklerini de etkileyen ciddi ve zayıflatıcı kronik hastalıklara yol açabilir. Isı stresinin azalan bilişsel performans, kaygan ve sıcak yüzeyler ve uygun olmayan kişisel koruyucu ekipman nedeniyle meydana gelen çok sayıda kaza ve yaralanmanın yanı sıra ruh sağlığı üzerindeki etkileri de dikkate alınmalı.
Isı stresinden tüm sektörlerdeki çalışanlar olumsuz etkileniyor. Bununla birlikte, göçmen ve kayıt dışı çalışanlar, hamile kadınlar, havalandırılmayan ortamlarda kapalı alanda çalışanlar ve fiziksel olarak zorlayıcı rollerde açık havada çalışanlar da dahil olmak üzere, bazıları kendilerini daha yüksek risk altında bırakan benzersiz maruziyet durumlarıyla karşı karşıya.
2.4 milyar kişi
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yeni yayınlanan “Değişen İklimde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Sağlanması” başlıklı çalışmaya göre aşırı sıcakların sonuçlarına maruz kalan işçilerin sayısı endişe verici düzeyde ve iş güvenliği ve sağlığı (İSG) korumaları buna ayak uydurmakta zorlanıyor.
ILO raporu, en az 2.41 milyar çalışanın - bu da çalışan nüfusun yüzde 71’ini temsil ediyor - aşırı sıcağa maruz kaldığını ve bunun yılda 22.85 milyon yaralanma ve 18.970 ölümle sonuçlandığını gösteriyor. Aşırı sıcakların yoğunlaşması sadece çalışanların güvenliğini ve sağlığını tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomilerin dayanıklılığını ve küresel ölçekte insana yakışır iş potansiyelini de zayıflatıyor. ILO’nun raporunda yer alan çarpıcı veriler şu şekilde:
- Afrika, Arap Ülkeleri ile Asya ve Pasifik’te işyerinde aşırı sıcağa maruz kalma oranı, işgücünün sırasıyla yüzde 92.9, yüzde 83.6 ve yüzde 74.7’si ile küresel ortalamanın (yüzde 71) üzerindedir.
- Avrupa ve Orta Asya bölgesi, 2000 yılından 2020 yılına kadar yüzde 17.3’lük bir artışla aşırı sıcağa maruz kalmada en büyük artışa sahip olmuştur. Bu, küresel ortalama artışın neredeyse iki katıdır.
- Afrika ve Amerika bölgeleri, tüm mesleki yaralanmaların sırasıyla yüzde 7.2’si ve yüzde 6.7’si ile aşırı sıcaktan kaynaklanan mesleki yaralanmaların en yüksek oranına sahiptir.
- Küresel olarak, 26.2 milyon kişi iş yerinde ısı stresine atfedilebilecek kronik böbrek hastalığı ile yaşamaktadır. İş yerinde ısıya maruz kalmaya atfedilen vakalar, Afrika’da yüzde 3.34’ten Amerika’da yüzde 1.8’e kadar değişen oranlarda, tüm kronik böbrek hastalığı vakalarının yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturmaktadır.
- Aşırı sıcağa bağlı mesleki yaralanmaların önlenmesi için İSG tedbirlerinin uygulanması küresel olarak 361 milyar doların üzerinde tasarruf sağlayabilir.
Mevzuatlar yenileniyor
ILO raporuna göre, bazı ülkeler iklim değişikliğinin etkilerini de ele almak üzere yasal düzenlemelerini gözden geçirmeye veya ısı stresine yönelik yeni düzenlemeler geliştirmeye başladı. Bu düzenlemeler, genellikle maksimum sıcaklık sınırlarını ve işyeri düzeyinde uyarlanabilir önlemlerle ilişkili. Ayrıca, ILO Mesleki Hastalıklar Listesi ile uyumlu olarak, bazı ülkeler aşırı sıcağa bağlı hastalıkları meslek hastalığı olarak kabul etmeye de başlamış durumda.
Isı stresinin çalışanlar üzerindeki olumsuz etkilerine yönelik bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor. Bu bakımdan birkaç öncelikli hususu şu şekilde sıralayabiliriz:
- Çalışma ortamındaki ısı stresine yönelik önleme ve kontrol stratejilerinin acilen güçlendirilmesi gerekiyor.
- Çalışanların güvenliği ve sağlığı sadece sıcak hava dalgaları sırasında değil, tüm aşırı sıcak dönemlerinde korunmalı.
- Farklı sektörler ve hem kapalı hem de açık alanda çalışanlar için özel stratejiler geliştirilmeli ve uygulanmalı.
- KOBİ’ler için pratik ve düşük maliyetli özel stratejiler geliştirilmeli.
- İSG yönetim sistemleri, ısı stresini önleme ve kontrol tedbirlerini de içermeli.
- Sosyal diyalog eylem için temel oluşturmalı. Bu bakımdan, tüm paydaşlar, ısı stresine ilişkin İSG politika ve stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasının temel bir bileşeni olarak sosyal diyaloğa öncelik vermeli.