Sevgili Güngör hocamızı kaybettik. Geçen yıl bu zamanlarda bir başka hocamızı, Şükrü Kızılot hocamızı kaybetmiştik. Her iki hocam da nurlar içinde, huzur içinde uyusunlar.
Güngör hocamı Cnbc-e ve NTV yayınları için geldiğim İstanbul’da tanımıştım. İlk günlerin çekingenliği içerisinde yayınlara çıkıyordum. Bana ilk destek Güngör hocadan gelmişti. Heyecanlandığımı anladığı için “Evlat rahat ol, bildiklerini anlat, bilmediğin hiç bir konuya girme” demişti.
Yıllar içerisinde televizyon kanalımızda sürekli sohbet etmeye başlamıştık. Çarşamba sabahları kanala girdiğimde ilk gördüğüm kişilerden biriydi. O yaşta işini müthiş bir ciddiyet içerisinde yapardı. Gündemde önemli bir gelişme olmuşsa, bana döner, “Ankara’da ne oluyor, hava nasıl oralarda” diye sorar, aslında benim düşüncelerimi öğrenmek isterdi. Yılların hocasının beni dinlemesi, fikrimi sorması beni çok şaşırtırdı. Çok mutlu olurdum.
Müthiş bir araştırmacı
En önemli özelliklerinden birisi de muazzam bir araştırmacı olmasıydı. Benim konularım ilgisini çok çektiği için ne zaman aklına bir şey gelse muhakkak telefonla beni bulur, “Evlat şu konuyu bir araştır, bir şeyler yaz” derdi. Ben de heyecanla cevap vermeye çalışırdım. Oysa ki Güngör hoca benden önce çalışmaya başlamış olurdu. Bulduklarımı kendisine ilettiğimde hocanın çoktan konuya hakim olduğunu anlardım.
Milliyet’teki yazılarımı çok iyi takip ettiğini biliyorum. Ayşe Teyzenin emekliliği, sağlıktan nasıl yararlanacağı, işsiz oğlanın nasıl iş bulacağı konularını hep gündemde tutmak isterdi. Bu konuları sıklıkla yazmam için teşvik ederdi. Bir de en çok merak ettiği emekli aylıklarıydı. Ben de hocaya, “Hocam sizin aylık doğru bağlanmış” diye takılırdım. Hoca da bana döner, “Evlat benim arkadaşlarım merak ediyor, yaz bu konuları” derdi.
Halkın içinden geldi
Hem Şükrü hocayı, hem de Güngör hocayı halkımız çok sevdi. Çünkü her ikisi de halkın içinden gelerek hoca olmuşlar, tanınmışlar, mevki sahibi olmuşlardı. Ancak hep vatandaşın sorunlarına çare bulmak için çaba sarf etmişler, hep mütevazı olmuşlar, hep halkın dilinden anlamışlar ve konuşmuşlardı. İşte başarıları da hep bu nedenle büyük oldu.
Sevgili Güngör hocam eserlerinle yaşayacaksın, huzur içinde uyu.