Geçen yıl asgari ücrette bir önceki yıla göre yüzde 30 artış oldu. Asgari ücretlileri sevindiren bu artış, işveren cephesinde kaygı ile karşılanırken, onların da maliyetlerini düşürmek için asgari ücret desteği yürürlüğe konuldu. Asgari ücret düzeyindeki artış, diğer taraftan yılın son aylarında asgari ücretlilerin bir üst vergi dilimine girmelerine yol açtığından, söz konusu kişilerin ellerine geçen parada kayıp olmaya başladı.
Vergi dilimi konusu
Bugüne kadar asgari ücret belirli bir sınırın altında kaldığı için asgari ücretli hiçbir şekilde üst vergi dilimine girmiyordu. Asgari ücretin artması, asgari ücretlilerin de yüksek vergi dilimine girmelerine sebep oldu. Ekim ayından itibaren yapılmaya başlanan ek kesinti asgari ücretin netinin 1.300 TL’nin altına düşmesine yol açtı. Yıllık geliri 12 bin 600 TL’nin üstünde olan kişiler yüzde 15’lik vergi diliminin kapsamından çıkarak, yüzde 20’lik dilime girdiler. Asgari ücretli, ekim ayıyla birlikte yüzde 20 üzerinden vergilendirilmeye başlandı. Net rakam azalınca, eksikliğin giderilmesi ve asgari ücretin net 1.300 TL’ye ulaşması için yeni bir düzenleme yapıldı.
Hükümet sözünü tuttu
Bu sene asgari ücret düzenlenirken bekâr bir kişinin asgari geçim indirimiyle birlikte en az 1.300 TL kazanması amaçlandı. Evli ve eşi çalışmayan bir çalışan asgari geçim indirimiyle birlikte 1.325 TL, evli, eşi çalışan ve bir çocuk sahibi bir kişi ise 1.319 TL aylık ücret elde etti. Rakamlar yükselince asgari ücretli ilk basamak vergi diliminden bir üst basamağa geçti. Asgari ücretin belirlenmesindeki amaç doğrultusunda hareket edilerek, asgari ücretin 1.300 TL’nin altına inmemesi gerektiği yönünde karar verildi. Buna ilişkin yeni bir düzenleme hayata geçirildi. Böylece, hükümet “Kimse 1.300 TL’nin altında ücret almayacak” şeklindeki sözünü tutmuş oldu.
69 TL ek ‘AGİ’
Bekâr ve çocuksuz bir asgari ücretlinin ekim ayı ücreti vergi diliminin yükselmesi nedeniyle 1.231 TL’ye düştü. Yaşanan bu düşüşü telafi etmek üzere Maliye Bakanlığı tarafından adım atıldı ve asgari geçim indirimi (AGİ) artırıldı. Bu kişilere 69 TL daha fazla asgari geçim indirimi ödenerek, 1.300 TL’nin altına düşmemeleri sağlanacak.
Diğer yandan, aylık net ücreti 1.338 TL olan çalışanın da ekim ücreti 1.266 TL’ye düşecek. Bunun sonucu bu kişinin de ücretinin tamamlanması gerekecek. Bu sefer ekleme 69 TL değil, sadece 34 TL olacak. Kişiye ekim, kasım ve aralık aylarında 34 TL’lik ek asgari geçim indirimi ödenecek.
Kişinin kazandığı ücret, prim, ikramiye, fazla çalışma ücreti gibi ek ödemeler ile ekimden önce üst vergi dilimine geçtiyse, kişi düzenlemeden sadece ekim ayından itibaren faydalanabilecek. Bu nedenle, kişi yalnızca ekim, kasım ve aralık ayları için ek asgari geçim indirimi alabilecek. Kişilerin ücretleri eski gelirlerine değil, 1.300 TL’ye tamamlanacak.
Gelir vergisinden düşecek
Ekim, kasım ve aralıkta ödenecek ek asgari geçim indirimi, normal hesaplanan asgari geçim indirimine dahil edilecek. Eklenen tutar gelir vergisinden düşürülerek fark kapatılacak. Yani, işveren açısından da ek bir maliyet söz konusu değil. Yapılan ek vergi kesintisinin bir kısmı veya tamamı, asgari geçim indirimine eklenerek ücretin 1.300 TL sınırında tutulması sağlanacak. Yıl boyunca hiçbir asgari ücretlinin eline 1.300 TL’nin altında ücret geçmemiş olacak.
İşçinin gerekli bildirimleri yapmasına rağmen asgari geçim indiriminin eksik ödenmesi çalışana derhal fesih hakkı verir. Yargıtay tarafından da işçinin fesih tarihi itibarıyla ödenmenmiş olan asgari geçim indirimi alacağı bulunması halinde, iş sözleşmesinin işçi tarafından ödenmeyen asgari geçim indirimi alacağı bulunması nedeniyle haklı olarak feshedilebileceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla, çalışanın ücretine yukarıda bahsedilen ek asgari geçim indiriminin yansıtılmaması da haklı fesih nedeni oluşturabilecektir.