Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kurtarmanın tek yolu bu” diyor Wired dergisi.
300 milyonluk kullanıcı sayısını artıramaması, hisselerinin hızla değer kaybetmesi derken 1 Temmuz itibarıyla yönetimi de değişiyor.
Dick Costolo’nun yerine daha önce de bir dönem şirketin CEO’luğunu üstlenen ortaklardan Jack Dorsey geliyor.
Dorsey ve Costolo yönetim değişikliğinin şirkette yaşanan sorunlarla ilgisi olmadığını tweet’lese de, biliyoruz ki bu doğru değil.
Twitter, başlangıç noktasından uzaklaşmış, bir sosyal ağ haline gelmiş durumda.
İnsanlar, mizah ve marka tanıtımları üzerine kurulu olması, 140 karakter limitiyle viral olma çabaları ve milyonlarca takipçisi olan bir ünlünün herhangi birini takip etmesini sağlamak da bir işe yaramadı.
Bir yanda retweet, favorilere ekle ödülleri varken, bir yanda da kariyer bitiren kötü espriler tehlikesi vardı.
Hatta bizde daha da ileri gidildi, bir retweet’i yüzünden Fazıl Say’ın başına gelmeyen kalmadı.

“Reputasyon ekonomisinin kurbanı”
Daha sonra Twitter’a erişimin engellendiği bile oldu.
Sonuç, bir şey yazmadan önce iki kere düşünür hale geldik. Ama tabii hiç bilmediğimiz konularda fikrimiz varmış gibi görünmemizi de engellemedi bu durum.
Kim olduğum nasılsa belli değil rahatlığıyla herkese saldıranları da durduramadı. Wired’a göre, “reputasyon ekonomisinin kurbanı” oldu Twitter.
Biz henüz çok da farkında değiliz, Twitter’ın ne kadar kan kaybettiğinin.
Malum, timeline’ımızda neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlayamıyoruz.
Ünlü isimleri daha hasta yatağındayken birden çok öldürdüğümüz oluyor, aileleri, yakınları hiç düşünmeden.

“Neler oluyor?”a cevap verecek
Şimdi ise Twitter, kendini kurtarmak için asıl amacına geri dönüyor.
Neler oluyor sorusuna cevap verebilmeye...
Üstelik, biz ‘Gazetecilik öldü, sosyal medya sayesinde artık herkes muhabir oldu’, ‘Teknolojinin zaferi’ tartışmalarıyla boğuşurken, şimdi Twitter, Project Lightning ile programla değil, profesyonel editörlerden oluşan bir ekiple seçecek, haberdar olmamız gerekenleri.
Böylece Twitter’da bir bilgiye ulaşmak, şimdiki gibi, iğneyle kuyu kazmaya benzemeyecek.

Haberin Devamı

Ne çektin be JR?
JR’ın işleriyle imtihanımızı arkası yarına çevirdik.
Tam 1 ay önce yazmıştım, JR’ın işlerinin başına gelenleri, hatta fotoğraflarını da paylaşmıştım.
Instagram’da herkesin JR’a şehri güzelleştirdiği için teşekkür mesajları yağdırdığı sırada NTV muhabiri Göktan Bedük’ten haber gelmişti, JR’ın Cibali Sokak’taki bir eseri vandalizm kurbanı oldu diye.
Kaç saatlik çalışmanın üstüne gelişigüzel kırmızı boya atılmıştı.
Sonradan bir haber daha geldi, bir eseri tamamen parçalandı diye.
Kimin ya da kimlerin yaptığı belli değildi.
Bir ay sonra, şimdi JR bir eserinin başına geleni paylaştı, altında da “Yerel polis üstünü boyamış” notuyla.
Fatih Belediyesi hemen bir açıklama yaptı, “Desteklediğimiz bir projeyi niye boyayalım?” diye.
Malum, ‘Wrinkles of the city’ (Şehrin kırışıklıkları), Şanghay’dan Havana’ya uzanan dünya çapında bir sanat projesi.
Amaç, o şehirlerde yaşayan yaşlı halkın portre fotoğraflarını, dev ölçeklerde kamu alanlarına taşıyarak, yaşlanma sürecini ve bu sürecin hem insanların hem de şehrin kimlik anlayışını nasıl etkilediğini anlatmak.
Dünyanın hiçbir yerinde, tanınmış sokak sanatçılarının eserlerinin başına bizdeki gibi şeyler gelmiyor tabii.
Olsa olsa Banksy’nin başına geldiği gibi, eserleri çalınıyor.
O da, çok değerli bulunduğu için.
Herkes emeğe saygılı davranıyor, güzellikleri koruyor.
Oysa biz dünyanın sayılı tarihi miraslarının duvarlarına isimlerini kalplerle kazıyan bir toplumuz. Daha neler var, daha iyi korunması gereken...