23 Eylül’e kadar devam eden Londra Tasarım Bienali’nde Türkiye’yi Tabanlıoğlu Mimarlık “housEmotion” adlı enstalasyonuyla temsil ediyor
Londra’da T.C. Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’in ev sahipliğinde toplanıyoruz. Londra Tasarım Bienali’nin direktörü Sumantro Ghose’dan bu yıl Londra Tasarım Madalyası ödülüne layık görülen Hüseyin Çağlayan’a birçok uluslararası isim var aramızda. Peki ama neden böyle bir kitle bir perşembe akşamı Londra’da bir araya geliyor? Londra Tasarım Bienali’nde Türkiye’yi temsil eden Tabanlıoğlu Mimarlık’ı kutlamak için. Tabanlıoğlu Mimarlık, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Londra Büyükelçiliği desteğiyle “housEmotion” adlı enstalasyonuyla bienale katılıyor.
Çağlayan’ın Tasarım Madalyası ödülüne layık görülmesini kutluyor ve kendisini kürsüye davet ediyor. Hüseyin Çağlayan hazırlıksız çıktığı kürsüde harika konuşuyor. Tasarımlarında Türkiye kökeninin ve Londra’da aldığı eğitimin ne kadar etkili olduğunu anlatıyor ve Tasarım Bienali gibi platformlarla nasıl birbirimizden beslendiğimizi ve iyi sonuçlar çıkardığımızı özetliyor. İşte tam da bunun için böyle global etkinliklere katılmamız ve Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da Büyükelçiliklerimizin de bizi bu etkinliklerde temsil eden yaratıcı isimleri desteklemesi çok değerli.
Görmeye değer ilk 10
Bienalde, Fransa, Almanya, Hong Kong, Hindistan, İngiltere, ABD ve Türkiye dahil olmak üzere 40’tan fazla ülke ve bölgeden tasarımcının eserleri sergileniyor. 2018 Londra Tasarım Bienali’nde
“En İyi 10 Enstalasyon” ise şöyle sıralandı:
Türkiye: housEmotion Tabanlıoğlu Mimarlık
Letonya: Matter to Matter Arthur Analts
Hollanda: Enerji Tesisi Marjanvan Aubel
Tayvan: Invisible Calls Cheng-Cheng Wu ve Che
Avusturalya: Full Spectrum FlynnTalbot
İtalya: L’Architettura Degli Alberi
İngiltere: Maps of Defiance Forensic Mimari ve YAZDA
Mülteci Pavyonu: Inspiration through Creation
Lübnan: The Silent Room Nathalie Harb
Çin: The Memory Project of Nanjing Yangtze River Bridge
“housEmotion” şeklen bir evi anımsatıyor ama bu bir yuva mı? 21. yüzyılda “yuva”ya dair gerçeklik ve duygular neler?
housEmotion’da fizikselleşen “ev”in yarı şeffaf duvarları bir kontrol hissi yaratarak -bireyin aile ve toplumla etkileşimin gelişiminde olduğu gibi- dış ortama kademeli olarak açılan sınırları tespit ediyor.
Öte yandan, enstalasyonun merkezi, ait olmanın konforunu, rahatlığını temsil edecek şekilde biçimleniyor. Enstalasyon, ev kavramını en sade haliyle temsil eden temel kübik formun, bir dizi beyaz çubuk kullanılarak inşa edilmesiyle şekilleniyor.
Çubuklar arasındaki boşluklar, yapıya yarı şeffaflık ve geçirgenlik katıyor, dışarıdan, ise optik illüzyonlara yol açıyor. Merak uyandıran bu etki ziyaretçileri “ev”in içine girmeye teşvik ediyor. Tabanlıoğlu’nun “anne kucağı gibi” diye tarif ettiği mekanın merkezinde bir divan yer alıyor; içeride olanlar için, oturup dinlenebilecek bir sığınak ya da buluşma noktası. Ziyaretçilerin vakit geçirmek ve yeni insanlarla tanışmak isteyecekleri bir yer. “Günümüzde ‘yuva’ kişinin tüm anılarını hafızasında tutan bir akıllı telefon olabilir. Ya da kendi özümüzü çağrıştıran bir hayal, hatta yanımızda taşıdığımız herhangi bir şey” diyor Tabanlıoğlu Mimarlık. NURUS ve Tepta’nın katkılarıyla gerçekleştirilen housEmotion, 23 Eylül’e kadar Somerset House’un avlusunda görülebilir.