Baksı Müzesi bize göre bir ütopyaydı, Hüsamettin Koçan’a göre ise bir hayal...
Beklenenden kısa sürede gerçek oldu, hatta Baksı Kültür Sanat Vakfı bu yıl 14. yaşını kutluyor.
Hüsamettin Koçan’ın Bayburt’ta, doğduğu Bayraktar (eski adıyla Baksı) köyünde kurduğu müze, Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü de kazandı ve ödülün sembolü olan Miro’nun “Güzel Göğüslü Kadın” heykelini bir yıl boyunca müzede misafir etme hakkını da...
Evet, İstanbul’da müzelere, sergilere doyuyoruz ama Bayburt’un küçük bir köyünde bir müzenin olması çok önemli ve değerli.
Müzede çağdaş sanat koleksiyonunun yanında türünün belli başlı örneklerini içeren geniş bir halk resimleri koleksiyonu ve yerel el sanatı örnekleri de sergileniyor.
Ayrıca Bayburt’a bir kadın istihdam merkezi de kazandırdı Hüsamettin Koçan.
Amaç doğal boya, el işi atölyeleriyle kadının istihdama katılmasını sağlamak ve yöredeki kadınların üretimini uluslararası pazara açmak.
Bu merkezin tasarımı Tabanlıoğlu Mimarlık’ın ortağı Melkan Gürsel’e ait.
Bu proje Tabanlıoğlu Mimarlık’a Cannes’da MIPIM’de bir ödül de kazandırdı.
Baksı Müzesi sadece kadınları değil çocukları da düşünüyor, 2013 yılından beri Öğrenci Sanat Şenlikleri düzenliyor, yetenekli çocuklara verdiği bursları yaygınlaştırıyor.
Artık sıra müzenin ve vakfın sürdürülebilirliğine gelmiş.
Ulaşımı zor olduğu için bir de konukevi var.
“Turizm aktörü sayılırız artık” diye anlatıyor Koçan gülerek, sanat sayesinde turizm patlaması yaşayan şehirlerden hiç söz etmeden.
Kurduğu müze sayesinde bir şehre değil, bir köye bu kadar çok sayıda kişiyi getirdiğini hiç hatırlatma gereği duymadan.
Şimdi Baksı Müzesi’nde, Dirimart’ın katkılarıyla Nuri Bilge Ceylan’ın 2003 ve 2013 yılları arasında çektiği fotoğraflar sergileniyor.
“Babamın Dünyası” ve “Sinemaskop Türkiye” başlıklı iki bölümden oluşan sergi 25 Ağustos’a kadar görülebilir.
23 Haziran
Oy vermeye başladığımdan beri ilk defa bir seçimin iptal edilmesine ve yenilenmesine tanık oluyorum.
23 Haziran’da İstanbul yerel seçimlerinde sonuç ne olur bilemem ama doğrusu bu karar alındığından beri kazanan birçok kişi ve kurum var.
Oy vermek için şehir dışındaki konserlerini iptal eden müzisyenlerden seçimlerde oy kullanabilmek için seyahat programını değiştirmek zorunda kalanların uçuşlarında ücretsiz değişiklik yapacağını ilan eden THY’den Pegasus’a birçok havayoluna, İstanbullulara “23 Haziran’da gelmeyin” diyen tatil beldelerinden otellere, hatta mekânlara, tatillerini yarıda keseceklerden düğün tarihini değiştirenlere birçok kişinin vatandaşlık görevini yerine getirebilmek için elinden geleni yaptığını görüyoruz.
Belki de ilk defa bu kadar yüksek bir katılım olacak bir yerel seçime.
23 Haziran’ın kazananı her türlü fedakârlıkla o gün oy kullananlar ve oy kullanmaya teşvik eden ve hatta kolaylık sağlayan kişi ve kurumlar olacak.