Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Birleşmiş Milletler’in ilan ettiği 20 Mart Uluslararası Mutluluk Günü’nde “İyi Yaşam”ı sorguluyoruz. “İyi Yaşam: Dünyanın En Uzun Bilimsel Mutluluk Araştırmasından Dersler” kitabından ders almaya çalışıyoruz.

Yarın 20 Mart Uluslararası Mutluluk Günü. Dünyada gündem bu kadar ağırken, tabii ister istemez ironik geliyor bu gün. Ama Birleşmiş Milletler ve 160 ülkeden oluşan Action for Happiness tarafından başlatılan hareketin amacı, ilerlemenin yalnızca karlılığı artırmak ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek değil, aynı zamanda refah ve insan mutluluğu ile ilgili olduğu bilincini yaymak.

Haberin Devamı

2011’de BM Genel Kurulu, mutluluğa ekonomik fırsat kadar öncelik vermeyi “temel insani hedef” yapan bir kararı kabul etti. İki yıl sonra, 2013’te Ndaba Mandela ve Chelsea Clinton’ın TED x Teen’deki sunumuyla BM’ye üye 193 ülkenin tamamı dünyanın ilk Uluslararası Mutluluk Günü’nü kutladı ve o zamandan beri büyümeye devam ediyor. Pharrell Williams’ın “Happy” şarkısı da işte bu dönemde dillere dolanıyor. Şimdi haklı olarak diyeceksiniz ki, iyi hoş da 2012’den beri BM bu konuda ne kadar başarılı oldu, sonuçlarda bir gelişme var mı? İşte bu konuda elbette net veriler yok.

Ama son zamanlarda yayınlanan bir kitap var, hâlâ en çok satanlar listelerinin ilk sıralarında yer alan: “İyi Yaşam: Dünyanın En Uzun Bilimsel Mutluluk Araştırmasından Dersler.” Psikiyatrist Robert Waldinger ve klinik psikolog Marc Schulz, bu kitapta 20’inci ve 21’inci yüzyıllarda, yüzlerce kişinin yaşamlarını inceleyerek ortaya çıkan önemli dersleri aktarıyorlar. Buradan çıkarılacak en büyük ders, yaşam boyu olumlu kişilerarası ilişkilerin ağır basan önemi.

Mutluluğun sırrı bu kitapta olabilir mi

Pratik bilgelik sağlayabilmek

Dr. Waldinger, Harvard Tıp Fakültesi’nde ders veriyor, Marc Schulz ise Bryn Mawr’da. Şu anda 85’inci veri toplama yılında olan bir araştırmanın, Harvard Yetişkin Gelişimi Çalışması’nın yöneticileri. Çalışma iki bağımsız proje olarak başladı; biri ileri yaşlarda başarılı olacağı düşünülen 268 Harvard ikinci sınıf öğrencisi ve diğeri Boston’ın en dezavantajlı mahallelerinde büyüyen 14 yaşındaki 456 erkek çocuktan oluşuyordu. Uzun zaman önce birleştirilen her iki çalışmanın amacı, genç yetişkinlik ve sonrasında sağlık, mutluluk ve gelişmenin kodlarını belirlemekti. Yazarların da belirttiği gibi sosyal zindelik, zihinsel sağlık, fiziksel sağlık ve uzun ömürlülüğün anahtarı. 

Haberin Devamı

Sosyal medyanın etkileri

Sosyal zindeliğin önemli bir parçası, dünyayı başka bir kişinin gözünden görme, empati kurma ve karşısındakine tüm dikkatini verme esnekliğine dayanıyor. Yazarlar, akıllı telefonlar ve sosyal medya gibi teknolojilerin nasıl dikkatimizi çektiğini ve sevdiklerimizle ilgilenmemizi, onların ve bizim zararımıza nasıl engellediğini belirtiyor. Ayrıca, yabancılarla kısa, olumlu etkileşimlerin yol açtığı ruh halindeki yükselmelerin yanı sıra işyerindeki olumlu ilişkilerin önemini de vurguluyorlar. Kişiler arası ve duygusal becerileri öğrenmek, Kovid-19 salgını ve buna bağlı uzaktan çalışma ve uzaktan eğitimle hızlanan yalnızlık salgını göz önüne alındığında giderek daha önemli hale geldi. Yazarlar bir noktanın daha altını çiziyor: Mutluluk bir varış noktası, ulaşılması gereken bir hedef değil! Bir olma durumu da değil, bir olma süreci...

Haberin Devamı

Ve elbette hayal kırıklıkları, başarısızlıklar ve mücadeleler de iyi hayatın bir parçası.

“İyi Hayat”tan 5 ders

1 İlişkiler ömrümüz boyunca bizi daha mutlu ve sağlıklı tutar ve yalnızlık sağlığımızı aşındırır: İstediklerinden daha fazla izole olan insanlar, sağlıklarının daha çabuk bozulduğunu fark ederler. Kronik yalnızlık, herhangi bir yılda bir kişinin ölüm olasılığını yüzde 26 artırıyor.

2 İlişkiler kendi kendine gelişmez, her zaman özen ve yenilenme gerektirir: İlişkileri kendi haline bırakmak ya da arayı açmak olmaz. İlişkiyi besleyebilmek için en önemli şey çaba göstermek.

3 Her tür ilişki önemlidir, ancak tüm ilişkiler zorluklarla birlikte gelir: “Aslında iyi bir hayat, tam da onu zorlaştıran şeylerden oluşur” diyorlar. İlişkiler, hayatın kendisi gibi karmaşık. İhtiyacımız olan her şeyi tek bir kişiden almamız pek olası değil. O yüzden aile, dostlar, arkadaşlar, sevdikleriniz hatta sadece ayaküstü sohbetler yaptığınız kişiler bile hayatınızda önemli bir rol oynar.

4 Dikkatimiz en değerli kaynağımızdır: Hayatın kısalığı ve belirsizliği nedeniyle ilişkilerinize öncelik verebilir ve sizin için önemli insanlarla birlikte olmayı seçebilirsiniz.

5 Başkalarıyla bağlantılarınızı geliştirmek için asla geç değildir: Hayatı boyunca izole yaşamış bir insanı örnek veriyorlar; 75 yaşından sonra gitmeye başladığı spor salonunda kurduğu ilişkilerin onu hayata bağladığını anlatıyorlar.