Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyanın en önemli müzik festivallerinden Montreux Caz Festivali’nin 57. edisyonu yarın başlıyor, 15 Temmuz’a kadar devam edecek.

Montreux Caz Festivali başlıyor

Bu yılki programda Simply Red, Bob Dylan, Norah Jones, Lionel Richie, Sam Smith, Iggy Pop, Seal, Marcus Miller, Nile Rodgers gibi isimler dikkat çekiyor.

Birçok müzisyen burada çalabilmek için can atıyor, festival programında yer almayı bir prestij unsuru olarak görüyor. Dünyanın her yanından müzikle ilgilenenler temmuz ayında Montreux’ye koşuyor.

Festivalin Türkiye’yle güçlü bir bağı var, “Bugün burada olmayı, bu festivalin gerçekleşmesini Ahmet Ertegün’e borçluyuz” diyor festival komitesinde yer alan Peter G. Rebeiz.

Haberin Devamı

Festivalin çıkış noktasını anlatıyor: “Her şey bir kutu çikolatayla başladı. Müzisyenlerle dostluğuyla ve çılgın partileriyle bilinen Claude Nobs bundan tam 58 yıl önce Ahmet Ertegün’ün müzik şirketi Atlantic Records’ın kapısını çalıyor, “Patrona İsviçre’den çikolata getirdim” diye. Randevusuz kabul edilmiyor ama o kadar uzun bekliyor ki sonunda Ertegün’e ulaşıyor ve Montreux Caz Festivali için istediği desteği alıyor. İsviçre’nin de katkısıyla Montreux’yü bir festival şehri haline getiriyor.”

Montreux’de anlıyorsunuz, bizim festival dediğimiz birçok etkinliğin festivalle ilgisi olmadığını.

Tam iki hafta boyunca festivalle yatılıp festivalle kalkılıyor.

Şehrin her köşesi panayır yerine dönmüş durumda, göldeki teknelerden dağdaki trene her yerde konser var.

Müzisyenleri sadece sahnede değil, yemek yerken yan masada ya da yürüyüş yaparken karşınızda görmek mümkün.

Rebeiz, anlatmaya devam ediyor, “Burada kamuya açık alanlarda bütün müzisyenlerle konuşabilirsiniz, ama Claude Nobs’un şalesinde müzisyenleri hiç rahatsız etmemek gerekiyor, orası onların kurtarılmış bölgesi” diyor.

Yıllar önce Lady Gaga’yla vereceği konser öncesinde Tony Bennett ile tanışmıştık orada.

Nobs’un Freddie Mercury ve Ahmet Ertegün’le verdiği partilerle meşhur evi.

Daha uzaktan evi görür görmez, sahibinin ne kadar ince zevkli olduğunu anlıyorsunuz.

İçindeki oyuncak tren koleksiyonundan, el yapımı gitarlara, Montreux Caz Festivali’nin kayıtlarından (kayıt deyip geçmeyin, UNESCO tarafından koruma altına alınmış durumdalar) ünlü müzisyenlerin hediyelerine birçok detay var.

Haberin Devamı

Claude Nobs ile Peter G. Rebeiz tesadüfen uçakta tanışıyorlar, hem de aynı toplantıya gitmek üzere uçarken.

“O havyar seviyordu, ben de müzik” diyor Caviar House & Prunier ve Montreux Jazz Cafelerin sahibi Rebeiz.

Kendisi aynı zamanda evinde 500 kişilik konserler veren bir piyanist ve besteci.

Ortak tutkuları sayesinde hemen ortak bir işe giriyorlar, Montreux Jazz Cafeleri kuruyorlar birlikte.

Bugün birçok şehirde ve havaalanında var bu zincirin şubeleri.

Montreux Caz Festivali’nin ve kafelerinin özelliği her müzik türüne açık ve eşit mesafede olması.

“Smoke on the Water”ın çıktığı şehir Montreux.

Deep Purple bir konser sırasında atılan havai fişeğin sonucunda gölde duman görüp yapıyor bu şarkıyı.

Peki ama adı neden caz festivali?

Çünkü Claude Nobs müziğin temelinin caz olduğuna inanıyor.

O yüzden ilk günden beri her müzik türüne yer vermiş festival programında.

Haberin Devamı

Aynı anda bir klasik piyano yarışması da yapılıyor, elektronik müzikle sınırlar da zorlanıyor.

Hatırlatalım, festival 15 Temmuz’a kadar devam ediyor, 15 Temmuz’da Nile Rodgers’ın kapanış konseriyle sona eriyor.