Kitaplara, filmlere, hatta müzikallere ve sergilere konu oldu Vogue’un efsane yayın yönetmeni Anna Wintour. Şimdi de moda tarihinde defilelerin önemini küratörlüğünü de üstlendiği “Vogue: Podyumu Keşfetmek” adlı sergiyle anlatıyor.
Chanel ve Fendi gibi çok güçlü bir Fransız ve İtalyan markasını yıllarca yöneten Karl Lagerfeld’in en büyük başarısı bu değildi. En büyük başarısı kendisiydi, kendi kendini ikonlaştırmayı başarması, hatta bununla zaman zaman dalga da geçmesiydi. “Kendi kendimin karikatürüyüm, bir maskeyle yaşıyorum, Venedik Karnavalı benim için sürekli devam ediyor” diye anlatıyordu. Uluslararası moda dünyasında Karl Lagerfeld gibi kendi kendini karikatürleştiren bir ikon daha var: Anna Wintour.
Amerikan Vogue dergisinin efsane yayın yönetmeni Anna Wintour’u tüm moda dünyası yere göğe koyamazken onun için moda tasarımcısı Azzedine Alaia, “İyi bir iş kadını ama modayı bilmiyor, kendi giydiklerine bakınca zevk sahibi olmadığı belli oluyor zaten. Moda tarihinde kim onun adını hatırlayacak?” demişti.
Ancak “Şeytan Marka Giyer” kitabına, filmine ve şimdi de müzikaline konu olan Anna Wintour, güneş gözlükleri ve bob saç modeliyle aynı Karl Lagerfeld gibi asla unutulmayacak bir tarz yarattı kendi görünüşüyle. Londra’da Pazartesi akşamı Royal Albert Hall’da gerçekleşen Moda Ödülleri’nde Anna Wintour, Tom Ford’a yaşam boyu başarı ödülünü verirken de güneş gözlükleri gözündeydi, aynı şekilde Kraliçe Elizabeth’le ‘front row’da yan yana defile izlerken de karanlık salonda güneş gözlüklerini çıkarmamıştı protokole aykırı olmasına rağmen.
Görülmeme desteği
1988’den bu yana Amerikan Vogue’un başında olan efsane genel yayın yönetmeni, gözlüklerinin aslında bir moda ifadesi değil, halka açık yerlerde kullandığı bir “destek” olduğunu söylüyor. BBC’ye konuşan Wintour şöyle anlatıyor: “Görmeme ve görmememe yardım ediyorlar. Görünmeme ve görülmememe yardımcı oluyorlar. Bunların önemli birer destek olduğunu söyleyebilirim.”
Belgesel dizisi ‘In Vogue: The 90s’ için röportaj yaparken de çekimler için gözlüğünü çıkarmayı reddetti. Anna Wintour, bu hafta Londra’da kendisinden ilham alan, müziklerini ise Elton John’un yaptığı “Şeytan Marka Giyer” müzikalinin Elton John’ın kurduğu AIDS Vakfı yararına olan galasına da güneş gözlükleriyle katıldı.
Anna Wintour pandemi zamanında kendi kendini de eleştirmişti: “Gerçekçi olmayan bir sistem kurduk. Bu en büyük markalar için bile büyük yük oldu. Bazı genç tasarımcılar da bu oyunu kurallarına göre oynamak istedi ve kendileri için en iyi olanı düşünmek yerine büyük markalarla yarışmaya çalıştı. Değişim üzerine kurulu bir endüstride bazen çok yavaş hareket ediyoruz, çok büyük ve çok ayaklı olduğu için moda endüstrisinde uzun zamandır konuştuğumuz sorunları pandemi berraklaştırdı. Şimdi gerçekten durup yeniden düşünmek ve yeniden başlamak lazım.”
1950’lerden günümüze uzanıyor
Şimdi ise Anna Wintour, Londra’da kendisinden ilham alan müzikalin galasıyla aynı zamanda yeni sergisiyle de dikkat çekiyor. “Vogue: Podyumu Keşfetmek” başlıklı sergisinin tanıtımını yaparken Anna Wintour, halkın kendisini nasıl algıladığıyla ilgilenmediğini anlatıyor. “Gerçekten ilgilendiğim şey, işimin yaratıcı yönü ve söylentiler yüzünden insanların benden korkmaması” diye ekliyor.
Moda endüstrisinin “partilere kimsenin davet edilmediği çok küçük, elitist, özel bir dünyadan” herkesin gelip görmeye teşvik edildiği bir dünyaya dönüşümünü de özetliyor. Özellikle de King’s Cross’taki Lightroom’da düzenlenen “Vogue: Podyumu Keşfetmek” sergisi, defilelerin bir tasarımcının yaratıcı vizyonu için nasıl en üst düzey platform haline geldiğini göstermeyi amaçlıyor. 1950’lerden günümüze uzanan sergi, podyumların nasıl olağanüstü gösterilere dönüştüğünü araştırıyor. Aralarında Alexander McQueen, Chanel, Burberry, Prada, Stella McCartney, Vivienne Westwood ve Louis Vuitton’un da bulunduğu 60’tan fazla markanın çalışmaları yer alıyor. Cate Blanchett’in seslendirdiği sergi, Vogue’un arşivinden ve katılımcı ağından yararlanarak sektörün geçmişten, bugünden ve gelecekten önde gelen seslerini bir araya getiren bir deneyim yaratıyor.
Aylarca sergi için çalıştı
Anna Wintour, defilelerin popüler kültürü şekillendirmedeki rolünü öne çıkarmak için moda dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getiren serginin küratörlüğü için tam 18 ay boyunca çalıştı. Sergi, 20’nci yüzyılın başlarındaki samimi couture salonlarından günümüzün unutulmaz popüler kültür etkinliklerine kadar moda defilelerinin tarihini gözler önüne seriyor. “Onlarca yıldır çoğu kez kıyafetlerin kendisi kadar modanın da hikâyesini anlatan inanılmaz defileleri izleyecek kadar şanslıydım. Bu Lightroom deneyimi, çok daha fazla insanın moda tarihinin gözlerinin önünde ortaya çıkmasını izlemenin heyecanını ilk elden deneyimlemesi için harika bir fırsat” diyor Anna Wintour.
Sergi, Londra’da Lighthouse’da 26 Nisan 2025’e kadar devam edecek.
Stella McCartney, Anna Wintour ve Baz Luhrmann Moda Ödülleri gecesinde.