Bir yaz daha çok hızlı geçti. Şehre dönmeden önce son tatil kaçamağı, Amalfi kıyılarında bir gezintiyle yaza veda ediyoruz
İstanbul’dan Napoli’ye 1 saat 45 dakikada uçuyorsunuz. Napoli’nin pisliğini görüp de gözünüz korkmasın sakın. Arabayla ya da tekneyle yaklaşık 2 saatte Amalfi’desiniz. Amalfi Limanı’ndan Ravello’ya çıkış da bol virajlı yollarda döne döne 15-20 dakika sürüyor. Sonra Ravello’nun içine araba girmediği için otellere tırmanış başlıyor. Bu aşamada yanınızdakilere takılıyorsunuz, “Bundan sonra sırada engelli 300 metre var” diye. Nefes nefese merdivenleri tırmandıktan sonra gördüğünüz manzara karşısında nefesiniz iyice kesiliyor. Amalfi kıyılarının en sevdiğim noktası kesinlikle burası.
Ravello’nun üç ünlü oteli var. Bunlarda kalmak gerekmiyor. Ama gidip görmek şart. Biri Palazzo Sasso. Görüp göreceğiniz en romantik otellerden biri.
Diğeri Caruzo, Ravello’nun en piyasa oteli. Belvedere diye ünlü bir restoranı var.
Diğeri ise bahçesiyle meşhur Villa Cimbrone. Burada mutlaka bir yürüyüşe çıkılmalı. Hotel Rufolo’nun bahçesinde klasik müzik konserleri oluyor. Villa Maria’nın yanındaki butik Carla’dan el yapımı sandaletlerden alınmalı. Ravello’nun seramikçileri de meşhur. Çok güzel tabak çanak, aksesuarlar var. Taşımak zor diyenlere kargoyla da yolluyorlar.
Ravello sonrası sırada Amalfi ve Capri var
Ravello’daki sakin hayat birkaç gün sonra fazla gelmeye başladığında hemen Amalfi’ye iniyorsunuz. Amalfi’de limanın karşısındaki küçük dükkanlar çok güzel. Amalfi kağıdı meşhur. Burada bu özel kağıttan yapılma mektup kağıdı, kart vs. alabiliyorsunuz. Sonra bir feribota atlayıp bir saatte Capri’desiniz.
Capri adası, bu bölgenin en havalı yeri. St. Tropez’nin daha güzel versiyonu. Alışveriş için tehlikeli bir yer. Her şeyin en güzeli buraya seçilmiş konulmuş, bir başlarsanız kaptırıp sonra ay sonunda büyük pişmanlık yaşayabilirsiniz. Sade tarzlı giyim mağazası yüzde 100 Capri’den mercan, turkuaz ve inci sevenlerin bayılacağı birçok takı ve mücevher mağazası da var. Burada alışveriş gerçekten tehlikeli. En iyisi kendinizi yeme-içmeye vermek. Fontalina diye plajıyla ünlü bir restoran var. Öğle yemeği için en iyi seçenek, önceden rezervasyon yaptırmak lazım. Eğer otel gezmeyi seviyorsanız, Quisisana ve JK Place mutlaka görülmeli. Bir de meydanda Aurora diye tipik, küçük bir restoran var, yemekleri çok güzel. Anacapri’de ise Doğuş Grubu’na ait olan Capri Palace oteli ve Bodrum’da da şubesi olan ödüllü restoranı Il Riccio görülmeli.
Yetenekli Bay Ripley’nin Positano’su
Capri’den feribotla 30-40 dakikada Positano’ya geçebiliyorsunuz. Biletler 18 euro. Positano, diğerlerine göre daha küçük ve sempatik. Yetenekli Bay Ripley’nin çekildiği yer. George Clooney yazlarını burada geçiriyor. Positano’nun ününe ün katmış durumda. Öğle yemeği için Il San Pietro Otel’e gitmekte fayda var. Burası Positano’nun en iyi otellerinden biri, diğeri de La Sireneuse otel. La Sireneuse daha çok akşam yemeği için tercih ediliyor. Otel istemezseniz akşam yemeği için La Donna Rosa iyi bir seçenek.
Geceye devam etmek isteyenler Positano ve Amalfi arasındaki Africana adlı gece kulübüne gidiyor. Denizin üstünde iki mağaraya kurulmuş gece kulübünde yerler cam, deniz gerçekten ayaklarınızın altında.
Amalfi’den dönüşte bir süre merdiven görmek istemiyorsunuz. Merdiven tırmanmaktan bıkmış ve yorgun düşmüş oluyorsunuz. Ama yine de merdivenlere şükrediyorsunuz, yoksa bu kadar yeme-içmeye kilo almamak mümkün değil.