Londra Tasarım Bienali’nin dördüncü edisyonu 1-25 Haziran tarihlerinde Somerset House’da gerçekleşecek. 45 ülkeden tasarımcıların katıldığı bienalde Türkiye Pavyonu da yer alacak
Londra’yı bir tasarım başkenti yaptı. Londra Tasarım Festivali’ne 2016’da Londra Tasarım Bienali’ni de ekledi. 14 Aralık’ta hikâyesini İstanbul’da, Marka Konferansı’nda anlatacak. Festivalin ve bienalin kurucusu Ben Evans ile Londra’da buluştuk.
Bütün büyük şehirlerin yapmak isteyip de yapamadığını yaptı. Londra Tasarım Festivali ile Londra’yı bir tasarım başkenti haline getirmeyi başardı. Tabii bunda tasarıma olan ilgisinin yanı sıra politik kariyerinin de etkisi vardı. Uzun yıllar siyasetçilerin konuşma metinlerini yazdı. Daha sonra Tony Blair döneminde İngiliz hükümetinin tasarım önergesini hazırladı. Ülkenin önemli tanıtım kampanyası Cool Britania’da etkili oldu. Tasarım Festivali’ni 20 yıldır çok küçük bir ekiple düzenliyor. Tam 7 yıl önce ise festivale ek olarak ilk kez Londra Tasarım Bienali’ni düzenledi. Bu yıl Londra Tasarım Bienali’nin dördüncü edisyonu 1 Haziran’da Somerset House’da açılacak. Bienal 25 Haziran’a kadar gezilebilecek.
Ben Evans ile önceki sohbetlerimizde, “Çok üzücü, Türkiye’deki tasarımcılar Londra’da yeterince tanınmıyor. Belki birkaç moda tasarımcısı sayabilen olur ama o kadar” diyordu. Hüseyin Çağlayan dışında bir isim vermiyordu. “Tasarımcılarınızı uluslararası sahnede daha iyi tanıtmalısınız” diye ekliyordu. “Kreatif ekonomi yumuşak güç” diyor, arzu edilen destinasyon olmak için ne kadar önemli olduğunu anlatıyordu. Teknolojinin öneminden konuşurken, “Tasarım iyi olmazsa büyük bir fırsat kaçmış olur” diyordu.
İstanbul tasarım başkenti olur mu?
Artık kendi evini tamamen uzaktan kumanda ile idare ettiğini anlatıyordu. “İstanbul’un bir tasarım başkenti olmak için potansiyeli var mı?” sorusuna “Her şehrin potansiyeli var” diye cevap veriyordu: “İstanbul coğrafya ve tarihiyle büyük ve önemli bir şehir. Daha önce İstanbul tasarım haftaları yapılmış, umarım başarılı olur. Dünyada bazı şehirlerin bulunduğunuz konuma göre daha çok alanı etkileme şansı oluyor, İstanbul’un da bu şansı var.”
Şimdi Londra Tasarım Bienali 2023’te ise 45 uluslararası katılımcı küresel zorlukları tasarımlarıyla sorguluyor. Bienalin bu yılki teması: “The Global Game: Remapping Collaborations” (Küresel Oyun: İşbirliklerini Yeniden Eşleştirmek). Londra Tasarım Bienali 2023’ün Sanat Direktörü Aric Chen liderliğindeki Hollanda ulusal müzesi ve mimarlık, tasarım ve dijital kültür enstitüsü Nieuwe Instituut. Edmond J. Safra Fountain Court ve River Terrace da dâhil olmak üzere Somerset House’un tamamını devralan dünyanın dört bir yanından katılımcılar, tasarım aracılığıyla birbirleriyle de dahil olmak üzere yeni uluslararası iş birliği biçimlerini hayal ediyor ve hayata geçiriyor. Her zamankinden daha fazla ülke ve projenin yer aldığı bienalde 5 kıtadan 45 pavyon yer alacak.
Türkiye pavyonu
Tasarımcı ve küratör Melek Zeynep Bulut imzalı Türkiye Pavyonu ise “Açık Yapıt” başlığıyla insanlığın yine bir eşikte olduğuna ve bunun farkındalığına odaklanıyor. “Açık Yapıt, performatif bir alan ve geçişlerin teatral bir sergisi. Kapı ve sınırlılık metaforları etrafında şekillenerek, dünya tarihi boyunca gücün, sınırları belirleyenin ve toplumsal hiyerarşinin temsili olan bu kavramların anlamı ile oynar” diye özetliyorlar. Hatırlatalım, Londra Tasarım Bienali 25 Haziran’a kadar devam ediyor.
Yeni bir bölüm: Eureka
Bu yıl bienale bir de Eureka adlı yeni bir bölüm eklendi. Eureka, İngiltere’nin önde gelen araştırma merkezlerinden disiplinler arası icat ve akademisyenlerin ve problem çözücülerin yaratıcılığını içeren tasarım odaklı inovasyonu sergileyecek. Eureka, yaşlanmadan şehir planlamasına, İngiltere’nin sömürge tarihine, sosyal eşitliğe ve okyanuslarımızın kültürel ve duygusal önemine kadar çok çeşitli konulara odaklanacak.
“And Beyond”, Dubai’nin eski deve karavanlarından fütüristik araçlara sürükleyici tasarımların gücünü keşfediyor.
Danimarka ve İsviçre ortak çalışması “Blue Nomad”, güneş enerjisine dayalı konforlu bir yaşam alanı sağlıyor.