Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her türlü hava şartına rağmen Leros’tayız, Türkiye’den sanatçılar ile birlikte.

‘All Things Become Islands Before My Senses’ sergisinin açılışına katılmak üzere.

Neolokal’in şefi Maksut Aşkar ve Pharaoh Atina’nın şefi Manolis Papoutsakis açılış için birlikte mutfağa giriyor, Beylerbeyi İçecek Pazarlama’nın desteğiyle düzenlenen yemekle sergi kutlanıyor.

Leros’ta çağdaş sanat buluşması

Burcu Fikretoğlu ve Gizem Naz Kudunoğlu’nun kurduğu Perasma’nın yeni sergisinde Cevdet Erek, Nermin Er ve Necla Rüzgar gibi Türkiye’den çok değerli sanatçıların yanı sıra William Kentridge, Goshka Macuga, Maryam Turkey ve Lindsey Mendick gibi yabancı sanatçılar da var.

Haberin Devamı

Adını Cesare Pavese’nin ‘Yalnızlık Tutkusu’ şiirinden alan ‘All Things Become Islands Before My Senses’, zamanın, suyun ve Leros adasının tarihinin karmaşık ilişkisini araştırıyor.

Eserler, adanın beş ana noktasında sergileniyor: Sinema Roma ve İlkokul, Xerokampos Eski Kışlası, Leros Denizcilik Kulübü, Agia Marina’daki özel alanda.

Sergi kapsamında William Kentridge’in 1999’da İstanbul Bienali’nde ilk kez gösterilen filmi ‘Shadow Procession’ yer alıyor.

Kentridge, animasyonlu çizimleri ve filmleriyle zaman, sömürgecilik tarihi ve devrimci siyasetin umutları ve başarısızlıklarını araştırmasıyla tanınıyor.

Polonyalı sanatçı Goshka Macuga, adada çektiği yeni bir deneysel korku filmini sunuyor.

Cevdet Erek ise İlkokul’da ‘SSS - Sahil Sahnesi Sesi’ projesinin mekâna özgü bir enstalasyonu ve aynı başlıklı kitabının Yunanca baskısını da içeren bir okuma performansını gerçekleştirdi.

Ayrıca, Perasma Mekânı’nda ise ‘Çıngır / Jingle’ adlı sesli cam işinin, Leros’tan temin edilen keçi çanları ile üretilen yeni bir versiyonunu sunuyor.

Sergide eserleri yer alan Nermin Er şöyle anlatıyor: “Sergi yurt içi ve yurt dışından çeşitli sanatçıların davetiyle gerçekleşti. Ben üç farklı eser grubu ile sergiye katıldım. Eser seçimi ve serginin kurgusu gerçekten güzel olmuş. Leros’a ilk kez gittim. Daha öncesinde bir kaç Yunan adası görmüştüm. Bana diğerlerinden biraz daha farklı geldi. Adanın tarihindeki farklı kültürlerin farklı zamanlarda orada bulunmuş olması yüzünden hissedilir bir kültürel, mimari zenginlik, adanın dokusunda hissediliyor.”

Haberin Devamı

Necla Rüzgar ise şöyle özetliyor: “Bir adada sergi yapmak kendine münhasır deneyimlere sahipti. Elbette adanın kendi kuralları, olanakları ve olanaksızlıkları var. Alışmak ve uyum sağlamak için zaman gerekli. Ama ben üzülerek kaybettiklerimizi hatırladım. Mesela benim çocukluğumda kimse kapısını kilitlemezdi. Leros adasında yaşamın hâlâ bu güven hissiyle sürdüğünü görmek çok iyi geldi bana. Ve sınıf farkının çok hissedilmediği mütevazı yaşam tarzı da çok etkileyiciydi.

Serginin temel motifi de “ada” temasından hareket ediyordu. Dolayısıyla Cesare Pavase’nin bir dizesinden yola çıkan sergi başlığının bu hisslere tercüman olduğunu düşünüyorum: Hislerimin önünde her şey birer adaya dönüşüyor…”

Hatırlatalım, sergi 18 Ağustos’a kadar devam edecek.

Hangi sanatçılar yer alıyor?

Alice Guittard, Cansu Yıldıran, Cevdet Erek, Enzo Cucchi, Evgenia Vereli, Farida El Gazzar, Goshka Macuga, Kostis Velonis, Laura Footes, Lindsey Mendick, Malvina Panagiotidi, Maryam Turkey, Necla Rüzgar, Nermin Er, Paweł Althamer, Sophie von Hellermann, William Kentridge