Genco Erkal’ın ardından

Lise hayatımın çoğu fuayede geçti. 

Fuaye, bizim okulda teneffüslerde en çok toplanılan yerdi. 

Robert Kolej’de Suna Kıraç’ın adını taşıyan tiyatro binasının girişiydi. 

Duvarda ünlü tiyatrocu mezunların fotoğrafları yer alıyordu. 

İşte o yüzden ortaokul ve lise hayatımın çoğunda karşımda Genco Erkal’ın fotoğrafı vardı. 

Genco Erkal, sadece öğrencilerin değil tiyatroyla az çok ilgilenen herkesin hayranlıkla izlediği bir isimdi. 

Yıllarca heves, istek ve heyecanını hiç kaybetmeden kendini tiyatroya verdi. 

Dile kolay, tam 65 yıl sadece tiyatro yaptı ve duruşunu her zaman korudu. 

Oyunculuğu kadar sesiyle de okuduğu şiirlerle de etkiledi. 

Dostlar Tiyatrosu’nu ayakta tutabilmek için büyük mücadele verdi. 

TV dizilerini eleştirip öğrencilerine TV dizilerinde oynamayı yasaklayıp sonra gelen dizi tekliflerini memnuniyetle kabul edenlerden olmadı hiç. 

Asla tarzından ödün vermedi, asla tiyatroyu bırakmadı. 

Genco Erkal farkını şimdi sosyal medya hesabındaki son paylaşımı Nazım Hikmet dizeleri ‘Hoşça kalın / Dostlarım benim / hoşça kalın / Sizi canımda / canımın içinde / kavgamı kafamda götürüyorum’ ile bir kez daha görüyoruz. 

Huzur içinde uyu büyük usta! 

İDO evde yok mu?

Geçen hafta İDO’nun internet sitesinden Bodrum-Leros feribot bileti aldım. 

Hemen sonrasında hava şartları nedeniyle feribotun iptal olduğunu tamamen tesadüfen bir arkadaşımdan öğrendim. 

İDO’dan ne bir SMS, ne bir email… 

Seferin iptal olduğuna dair hiçbir uyarı yok. 

İnternet sitesindeki duyurular arasında da yok. 

Bunun üzerine İDO çağrı merkezini aradım, iptalleri tuşladığım zaman kayıtlı açıklamada seferin iptali yine yok. 

Önce, herhalde iptal değil dedim, sonra ise sabah erkenden bir kez daha çağrı merkezini aramaya karar verdim. 

Beklemeler sonucunda canlı destek hattına ulaştığımda seferin iptal olduğu bilgisine de sonunda ulaşabilmiş oldum. 

Tabii hemen iade işlemini sordum, kredi kartına iadenin yapılacağını söylediler. 

Teşekkür ettim, kapattım telefonu. 

Daha sonra kart ekstremde bir hareket görmeyince tekrar aradım İDO’yu. 

Bu sefer de son derece iyi niyetli bir görevliyle konuştum, “İptal başvurunuz gözüküyor, kredi kartı ekstrenizi takip edin ödeme yapılır” dedi. 

“Peki, ne zaman yapılır?” dedim. 

“Öyle bir bilgimiz yok” dedi. 

Kaç gün içinde yapılacağı da belli değil mi diye sordum, “Kart ekstrenizi takip edin” diye tekrarladı. 

Peki iade talebini aldığınıza dair bir SMS ya da email gönderebiliyor musunuz diye sordum. 

Yine aynı cevabı aldım: “Ekstrenizi takip edin”. 

14 gün içinde, 1 ay içinde, 1 yıl içinde o da mı belli değil dedim. 

Yine bozuk plak gibi aynı cevap. 

Üç vakte kadar herhalde deyip teşekkür edip telefonu kapattım. 

Ama İDO gibi büyük bir kurumun bu kadar belirsiz cevapları tekrarlaması gerçekten şaşırtıcı, tıpkı seferin iptal olduğunu haber vermemeleri gibi.  

İster istemez belli bir prosedür yok mu diye düşündürtüyor insanı.