Avrupa’nın en çılgın gece hayatı Berlin’de ve Berlin gece hayatı denince akla gelen ilk yer Berghain.
Kapıdan girmenin en zor olduğu, uzun süre sıra beklemek gereken bir gece kulübü Berghain, beklerken de siyah giyinmiş olmak ve olabildiğince sakin bir tavır sergilemek gerekiyor.
Berghain, klasik bir gece kulübü değil, farklı türlerde elektronik müziğin çalındığı odalara bölünmüş dev bir yapı.
Hiçbir yerinde oturacak alan yok, çünkü herkes dans ediyor.
İçeride fotoğraf çekmek kesinlikle yasak.
Berghain’in ünü, dünyanın en iyi DJ’lerinin burada çalmasından ve tabii tüm hafta sonu boyunca burada hiç durmadan eğlenilebilmesinden geliyor.
Şimdi ise sadece Berlin’in değil, dünyanın en ünlü gece kulüplerinden biri olan Berghain, Avrupa’da gece hayatının pandemi nedeniyle sekteye uğraması nedeniyle dans pistini tam 80 Berlin merkezli sanatçının eserlerini sergilemeye ayırıyor.
Berlin’de Bergama Müzesi, Yahudi Müzesi gibi önemli müzeleri zaten gezdiyseniz, galerileri takip ediyorsanız ama daha özel koleksiyonlar görmek istiyorsanız en öne çıkan koleksiyon Boros Koleksiyonu.
Koleksiyon kadar 2. Dünya Savaşı’nda sığınak olarak kullanılan binası da ilginç.
Şimdi Boros Vakfı, Berghain ile iş birliği yapıyor ve ortaya Studio Berlin çıkıyor. Studio Berlin, Berlin Sanat Haftası’nın tam ortasında, Gallery Weekend’de 9 Eylül’de açılacak. Aralarında Olafur Eliasson, Cyprien Gaillard, Wolfgang Tillmans, Rosemarie Trockel ve Isa Genzken gibi tanınmış isimlerin de Anne Imhof, Klara Lidén, Robin Rhode, Rirkrit Tiravanija ve Raphaela Vogel gibi genç yıldızların da olduğu 80 çağdaş sanatçının eserleri kulüpte sergilenecek.
Sergi, kulübün 3 katındaki dans pistlerine yayılacak, serginin en önemli özelliği katılan sanatçıların hepsinin Berlin merkezli olması.
Bu, aslında Berghain’ın ilk sanat eseri sergilemesi değil, daha önce Norbert Bisky ve Wolfgang Tillmans gibi sanatçıların eserlerini de kulüpte sergilediler.
Karantina döneminden hemen sonra ise kulüpte TamTam adıyla bilinen sanatçılar Sam Auinger ve Hannes Strobl’ın ses enstalasyonunu sosyal mesafe kurallarına uygun bir şekilde ziyaretçilere sundular.
Studio Berlin’in hedefi, güçleri birleştirerek Berlin’in kültür-sanat hayatına katkıda bulunmak, pandemiden olumsuz etkilenen gece hayatına ve sanatçılara destek sağlamak. 15 Mart’tan beri kapalı olan gece kulüplerinin karantina döneminde en çok zarar gören sektörlerden biri olduğu biliniyor, henüz yeniden açılma konusunda da bir gelişme yok.
Bu durumda gece kulüplerini de yaşatmak için alternatif yollar aranıyor ve çağdaş sanat iş birliği önemli bir adım. Sergi, önceden online rezervasyon yaptırarak gezilebilecek.
Umalım, Türkiye’de de kültür-sanat hayatında benzer yaratıcı iş birlikleri yapılsın.
1.5 milyon dolarlık yüz maskesi
Adı açıklanmayan, ABD’de yaşayan Çinli milyarder bir sanat koleksiyoneri bir eser siparişi verdi. Hayır, bu sefer sanat koleksiyonu için değil.
Kovid 19’dan korunmak için 1.5 milyon dolar değerinde, 3600 adet siyah ve beyaz pırlantayla süslü altın bir yüz maskesi.
Yvel’in sahibi Isaac Levy’ye verilen sipariş maskenin koruma gücü de yüksek, N99 filtresi de var. Maskenin bu yıl sonunda tamamlanması bekleniyor. Sonra da bir tasarım müzesinde sergilenirse şaşırmamak lazım.