Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


Türk medyası ve çağdaş sanat koleksiyonerleri bu hafta sonu Barselona’daydı. Ahmet Güneştekin’in Marlborough Galeri’de açtığı “Kökenin Yetisi” sergisi için. Açılıştan geriye kalanlar...

Güneri Cıvaoğlu’nu gördün mü? O Ertuğrul Özkök değil mi? Yanındaki de Mehmet Y. Yılmaz mı?” Barselona’da pasaport kuyruğu boyunca bu konuşuluyor. Bütün gazeteciler burada, acaba ne için?

Arda Turan’ın transferinden beri Barselona bu kadar popüler olmamıştı Türk medyasında. Şimdi ise İstanbul’dan gazetecilerin ve koleksiyonerlerin Barselona’ya gelme nedeni, Marlborough Galeri’de açılan Ahmet Güneştekin sergisi “Kökenin Yetisi”.

Haberin Devamı

Milliyet“Bir birey olduğum kimsenin aklına gelmiyor”

Galerinin olduğu sokağa taşıyor kalabalık. Zaten içerisi çok sıcak ve tıklım tıklım. Herkes Barselona’ya yeni taşınan Arda Turan’ın etrafında. Arda Turan’la Ahmet Güneştekin’in dostluğu Arda’nın Madrid yıllarına dayanıyor. Hiç tanışmamalarına rağmen Ahmet Güneştekin’in ARCO Madrid sanat fuarına katılacağını öğrenen Arda Turan, Ahmet Güneştekin’i arıyor, “Ben Arda, Madrid’e geliyormuşsunuz” diyor. Güneştekin şaşırıyor, “Hangi Arda?” diyor. Sonra, Madrid’de tanışıyorlar, artık sık sık bir araya geliyorlar.

Sergiden sonra gittiğimiz gece kulübünün kapısındaki görevliler Türkiye’den geldiğimizi duyunca “Emre, Arda” diye futbolcularımızı saymaya başlıyor. “Arda da gelecek belki” dediğimizde “Ya tabii” diyor dünyanın en olmayacak şeyini söylemişiz gibi. “E, sergi açılışından geliyoruz, o da oradaydı” desek de inandıramıyoruz kapıdakileri. Futbol ve çağdaş sanata eşit mesafede durmaya çalışmamız sadece onları değil, bizi de şaşırtıyor.

Milliyet

Arda Turan, Ahmet Güneştekin ve kızları Kardelen ile Ezgi’yle selfie çekerken...

Milliyet

Güneri Cıvaoğlu, Ahmet Güneştekin, Ertuğrul Özkök, Mehmet Y. Yılmaz ve Levent Özçelik ile...

Sergiye dönelim, galeride İspanyollar dikkat çekiyor. Zaten amaç, kendi kendimize çalıp söylemek değil. İstanbul’da yapılabilecek bir şeyi başka bir ülkede yapmanın anlamı yok. Neyse ki Marlborough Galeri yöneticileri durumu iyi idare ediyor. Tabii, her sergide olduğu gibi burada da kıstas kırmızı nokta, yani ne kadar satış yapıldığı. İşte o konuda da bir sıkıntı yaşamıyor Güneştekin sergilerinde. Zaten artık arkadaşları haline gelen koleksiyonerleri onu yalnız bırakmıyor.

Haberin Devamı

Ahmet’i ilk defa bu kadar yorgun görüyorum. Belli ki çok çalışıyor; seyahatler de, yurt dışındaki sergiler de canını çıkarıyor. “Ne yapsam, kimseye yaranamıyorum” diye özetliyor ruh halini. “Türkler, Kürt sanatçı diye prim yaptığımı düşünüyor, Kürtler de Türkleştiğim için prim yaptığımı düşünüyor. Bir birey olduğum, ailemin görüşlerinden farklı görüşlerim olabileceği kimsenin aklına gelmiyor” diyor. İşte o noktada “Beyaz Kürt” tanımı yapılıyor, artık siyah-beyaz kavramlarının çoktan geride kalması gereken günlerde.

Her sanatçıya kısmet olmayan bir şans

Ahmet’i Barselona’da en çok mutlu eden ise kendi deyişiyle “Picasso, Miro, Gaudi gibi sanatçıların coğrafyasında işlerini sergileyebilmek” ve tabii hatırı sayılır bir kitleyi sergi uğruna peşinde sürükleyebilmek. Her sanatçıya kısmet olacak bir şans değil bu. Bunun farkında ve onu koruyabilmek için büyük emek sarf ediyor. Çalık Holding bir Gaudi binasında La Pedrera’da Ahmet şerefine bir yemek daveti veriyor.

Haberin Devamı

Peki ama yemekte en çok neler konuşuluyor? Seçim sonuçları dışında en çok konuşulan H&M-Balmain koleksiyonu ve yılbaşı sepetlerinde tütün ve alkol yasağı oluyor. Güneştekin’in kızları Kardelen ve Ezgi sabah 5.00’te Barselona sokaklarında H&M kuyruğuna girdiklerini ve istedikleri
10 parçayı aldıklarını anlatıyor gururla... Kardelen ve Ezgi’nin Moda Vitrini diye bir de blog’ları var.

Unutmadan, sergi 12 Aralık’a kadar devam edecek. Yolunuz Barselona’ya düşerse görebilirsiniz. Gerçi Barselona’ya kadar gitmeden Güneştekin’in işlerini bu hafta Contemporary İstanbul’daki Marlborough Galeri standında da görmek mümkün.

Contemporary İstanbul başlıyor

“Contemporaryİstanbul sanat fuarı olarak ortaya çıksa da bizim yaptığımız insanları bir araya getirmek, birbirleriyle buluşmalarını sağlamak. Dünyada en büyük tanıtım aracının insandan insana olduğuna inanıyorum. Çünkü kalıcı oluyor, dostluklar kuruluyor” diyor Ali Güreli. Haklı da.

Bu hafta Türkiye’nin ilk çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul’un 10’uncu yılını kutluyoruz. 10 yıl uzun bir zaman dilimi bizim için. 10 yıl ayakta kalabilmek ve her yıl daha da gelişmek başlı başına bir başarı. İşte o yüzden bu hafta Türkiye’de çağdaş sanatla ilgilenen herkes için önemli. Ön izlemesi 11 Kasım’da yapılacak, 12-15 Kasım’da Lütfi Kırdar’da gerçekleşecek fuar kadar davetler ve yan etkinlikler de konuşulacak. Ayrıntılar haftaya...