İklim krizinin hepimizi sürdürülebilirlik konusunda daha da hassaslaştırdığı bir dönemde markalardan beklentimiz de yüksek. Nespresso Türkiye Genel Müdürü Adil Khammar’dan sürdürülebilirlikle ilgili neler yaptıklarını öğreniyorum
İklim kriziyle giderek daha da çok yüzleştiğimiz bugünlerde sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm her geçen gün daha da önem kazanıyor. Bu konulara uzun yıllardır yatırım yapan markalar giderek daha öne çıkıyor. İsviçreli kahve markası Nespresso da 30 yıldan fazladır bu konuları gündeme getiriyor.
Pandemi döneminde hepimiz evde çay-kahve tüketimini artırmışken ve kendi çapımızda birer barista haline gelmişken Nespresso Türkiye Genel Müdürü Adil Khammar’la sohbet etme şansım oluyor.
“Türkiye’de kahve tüketimi konusunda herkes bilinçli, en iyi kaliteyi anlıyor ve değerini biliyor. Zaten Avrupa’ya kahveyi Türkler getirdi, kahve sizin kültürünüzün çok önemli bir parçası. Türk kahvesi de çok değerli. Pandemide Türkiye’de de globalde olduğu gibi evde kahve tüketimi arttı ve daha da artmasını bekliyoruz” diye başlıyor anlatmaya.
Günümüzün en önemli konularından sürdürülebilirlikle devam ediyoruz konuşmaya.
“Sürdürülebilirlik DNA’mızda var. CEO’muz Guillaume Le Cunff önemli bir söz verdi; her fincan Nespresso, 2022 sonuna kadar karbon nötr olacak. Yağmur ormanlarını destekliyoruz, her yıl milyonlarca ağaç dikiyoruz” diyor. “Marka elçimiz George Clooney de Sürdürülebilirilik Danışma Kurulumuzda aktif çalışıyor” diye ekliyor.
Sonra da bu konuyu Reviving Origins (Kökenleri Canlandırmak) adlı programla desteklediklerini anlatıyor. “Eskiden kahve çiftlikleri olan şimdi ekonomik zorlukları olan ülkelere gidiyoruz. Sudan, Küba, Kongo, Zimbabwe gibi ülkelerde çiftlikler kuruyoruz” diyor.
Kapsüller geri dönüşecek
Günümüzün bir diğer önemli konusu geri dönüşüm konusunda da iddialılar. Hedef Türkiye’deki her kahve kapsülünü geri dönüşüme sokmak. “Henüz yolun başındayız, yeni kapsülleri teslim ederken kullanılmış kapsülleri geri alacak yeni bir geri dönüşüm servisi üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca butiklerimiz dışında teknoloji mağazalarından çiçekçilere yeni geri dönüşüm noktaları da ekliyoruz” diyor.
Peki, ama kapsüllerde kullanılan alüminyum geri dönüşüme uygun mu?
“Kapsüllerde kullanılan alüminyum kahveyi taze tutmanın yanı sıra aynı zamanda sonsuz kez geri dönüşüme girebilmesi nedeniyle de tercih ettiğimiz bir malzeme. Her kapsülün yüzde 80’i geri dönüştürülmüş alüminyumdan oluşuyor. Ayrıca yeni kahve makinemiz Essenza Plus’ın paketinin tamamı geri dönüşümden elde edilen kartondan yapıldı” diyor.
Romantik başlangıç
Sohbetimiz sırasında 46 yıl önce temelleri atılan hikayeyi de öğreniyorum.
1975’te Nestlé’de çalışan İsviçreli Eric Favre, İtalyan eşiyle birlikte İtalya’ya seyahate gidiyor. Seyahat sırasında eşinin iyi bir barista tarafından yapılan espressoyu içtiğinde ne kadar mutlu olduğunu görüyor ve kafedeki dev kahve makinesi yerine, “Ben bunu evde küçük bir makineyle nasıl yaparım ve eşimi nasıl mutlu ederim” diye düşünmeye başlıyor. Bu romantik başlangıçla temelleri atılan marka şimdi 82 ülkede, 816 butiğe sahip.
Barista gibi hissetmek
Malum perakendecilik değişiyor. En son İzmir’de İstinye Park’ta ve Ankara’da AnkaMall AVM’de açtıkları butiklere deneyim köşeleri eklemişler. İstanbul’da ise Bağdat Caddesi ve Kanyon butiklerini yenilemiş, şimdi başka şehirlerde de yer bakmaya devam ediyorlar. Ayrıca dijital butiğin de pandemi döneminde daha çok tercih edildiğini söylüyor. “Bizim için en önemli 3 şey, kahve konusunda uzmanlığımız, inovasyon konusunda kendimizi daima yenilememiz ve sürdürülebilir kaliteyi korumamız. Herkesi evinde uzman bir barista gibi hissettiren ilk markayız. En çok gurur duyduğumuz şey, her fincandaki kahvenin hangi çiftlikten geldiğini bilmemiz. Kahve çekirdeğinden fincana olan yolculuğun tamamını takip edebiliyoruz. Tüm kahvelerimiz çiftliklerimizde elle toplanıyor. Bu sayede dünyanın neresinde içerseniz için, aynı 900 aromayı aynı tatta bulabiliyorsunuz” diye anlatıyor.
Diğer markaların da Nespresso makineleriyle uyumlu kapsül yapabilmeye başlamasının markayı nasıl etkilediğini doğrusu merak ediyorum. “Rakipler hakkında konuşmayız, ama rekabet her zaman iyidir diye düşünüyorum. Son kararı her zaman tüketici verir” diyor Adil Khammar.