İki yıl önce yolum Bolayır’a düştü. Köy okulundaki o minicik atölyede çocuklar elleri, yüzleri çamur içinde hediyelik objeler üretiyorlardı. Aradan iki yıl geçmiş, o minikler büyümüş, seramik sergisi açacak konuma gelmişler.
Çocukluğum, gençliğim.
Artık yaşlandık herhalde.
O günleri çok özlerim.
***
Biz okul sıralarındayken iki şey vardı unutamadığım;
Birincisi “Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı” sloganı.
İkincisi de Ahmet Kutsi Tecer’in hepimizin beynine kazınmış şu şiiri:
Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
***
Şimdiye bakıyorum da...
Yerli malı yurdun malı kalmadı.
Sloganı da bilmez şimdiki gençler.
Ama orada bir köy var uzakta.
Bizim köy o köy.
Şimdi o köyü anlatacağım sizlere.
Gezmesek de tozmasak da demeyin ama; mutlaka görmeniz dileği ile.
***
Spor gazeteciliğine ömrümü adadım ben. Yarım asra dayandı. Ama spor yazarıyım diye alanımda çakılıp kalmadım.
Çevreme duyarlı olmaya çalıştım.
Ülkemizin ekonomisine katkı sağlayan yapılan güzel işlere, eserlere hep ilgi duydum.
Duymaya da devam ediyorum.
Beş yıl önce Gelibolu’ya yerleştim. Yarı emeklilik yaşıyorum.
Gazeteye yazılarımı buradan gönderiyorum.
Bu tarihi yarım ada çok ilgimi çekti benim.
Köylerini karış karış gezdim.
Taşı toprağı tarih kokuyor.
Yazılarımı takip edenler bilirler.
Sık sık bu yörede olup bitenleri aktarıyorum.
İki yıl önce de yolum Bolayır’a düştü.
Nüfusu bine yakın, Bolayır tarihi dokusuyla, herkesin ilgisini çektiği şirin bir köyümüz, tarihi geçmişi ve doğal güzellikleriyle ünlü.
Gazi Süleyman Paşa ve Namık Kemal’in mezarları da burada yer alıyor.
Bu köyde gezerken dikkatimi Şehit Nuriye Ak Ortaokulu ve burada eğitim gören çocuklarımız çekti. Hemen yanında bulunan ek binaya daldım.
Sıcak bir yaz günüydü.
Ne göreyim; düşünün okullar tatil olmuş, içerde küçük bir odada irili - ufaklı gençler, çamurla uğraşıyorlar, öğretmenleri Yeşim Yavaş eşliğinde o çamura hayat veriyorlar, magnet, heykel, hediyelik objeler üretiyorlar.
Aralarına girdim, onları dikkatle bir süre izledim, o minicik ellerden harika işler çıktığına tanıklık ettim. Elleri, yüzleri çamur içinde, ama yılmak lugatlarında yok.
Öğretmen Yeşim Yavaş ‘seramik’ konusunda Çanakkale’de eğitim görmüş bir hocamız.
Tam tamına iki yıl süreyle bu eğitimini Çanakkale’de üniversitede öğretim görevlisi Doç.Dr. Ergun Arda, hocamızdan aldı, daha sonra bunu kendi okuluna taşımış, yani Bolayır’daki okuluna...
O minicik ellerin ürettiği objeler Bolayır’a geziye gelen yerli - yabancı turistlere satıyorlar, geliri ise tamamen okul aile birliğine gidiyor.
Üretime böylesi katkı sağlayan bu gençlerin emeklerini pas geçmem mümkün değil, bu güzelliği iki yıl önce köşeme taşıdım.
100 öğrencisi ve 15 öğretmenden oluşan kadrosuyla küçük olmasına rağmen şartlar doğrultusunda her alanda aktif ve girişken bir okuldur Şehit Nuriye Akman Ortaokulu.
Aradan iki yıl geçmiş, o minikler büyümüş, neredeyse mezun olacaklar, düşünün sergi çacak konuma gelmişler, helal olsun. Okul müdürü Osman Gül tüm desteğiyle öğrencilerin yanında. Okulun Görsel Sanatlar Yönetmeni Yeşim Yavaş’ın rehberliğinde öğrencilerin elinden çıkan işler sergileniyor.
Çanakkale’de serginin açılışına davet edildim, gitmez miyim, gittim. İki yıl önce çalışmalarını yakından izlediğim çocuklar büyümüşler, kocaman olmuşlar. Yüzlerce eserlerini izleyenlerin beğenisine sunmuşlar.
Mavi gözlü bir kızımız, beni tanıdı, “Hoş geldin Bilal amca” dedi, çok hoşuma gitti.
O kadar eser var ki, hangisini alacağımı, hangisini beğeneceğimi şaşırdım, müthiş bir seramik sergisi var karşımda. O çamura hayat veren, gençlerin bu emeklerine, alın terini karşılıksız bırakmak mümkün mü, bütçemin elverdiğince objelerden birini aldım, evimin en güzel köşesine astım. Ona baktıkça o yavrularımızı hatırlayacağım, tabi ki bir de Bolayır’daki o minicik atölyeyi. O atölyede başlayan uzun soluklu yolculuğun giderek ne kadar büyüdüğüne tanıklık etmenin keyfini, gururunu da yaşıyor, çok şanslıyım, durmak yok, devam. Biliyorum ki, hepiniz büyüdüğünüzde üniversitelerde birer öğretim görevlisi olacaksınız, bu ışığı sizlerde gördüm, bravo sizlere.
Sergi açtılar
Tüm arkadaşları tatil yaparken, seramik konusunda giderek ustalaşan öğrenciler, günlerinin neredeyse büyük bir bölümünü atölyede geçiriyorlar. Nitekim geçtiğimiz günlerde işi o kadar büyüttüler ki, Çanakale Belediyesi Seramik Müzesi’nde öğrenciler eserleri sergileyebilecekleri ortamı buldular. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın ortak çalışması ile üretilen Trioa Müze Kiti, projesini de katıldılar. Yaklaşık iki aylık eğitimden sonra öğrenciler, Trioa Müzesi’nin yolunu tuttular, daha önce yapılmış eserleri inceleme olanağını buldular.