Ayşe Özgener

Ayşe Özgener

ozgenerayse@gmail.com

Tüm Yazıları

Yazamasam deli olacaktım” demiş Sait Faik. Ne kadar doğru bir cümle!

Sadece yazarlar mı yazı yazar? Yazı yazmak sadece bir meslek midir yoksa herkes yazmalı mı?

Küçüklükten itibaren yazmaya, “çıkarın kalemleri yazılı yapacağım” sözüne, kağıt, kalem, defter, küçücük ellerle haldır haldır yazmaya alerjimiz var.

Çoğu kişi için yazı demek, yazılı demek, sınav demek, çağrışımları hep okul yıllarına ait!

Sınav kaygısı yaşamış, okulda sürekli yazarak notlanmış ve bunda çok zorlanmış kişilerin genelde yazmakla arası hiç yoktur.

Haberin Devamı

İki satır bir şey yazması gerekse sıkıntı çöker, hemen yerine yazacak birisini aramaya başlar.

***

Kendi ilköğretim yıllarıma gidiyorum, o zamanlar en önemli iş kompozisyon yazmaktı.

Ben o zaman da yazmayı çok severdim, öğretmen bazen derste bazen de ödev olarak konular verip kompozisyon yazmamızı isterdi.

Bir heyecan başlardım yazmaya, özenerek, bolca tasvirler kullanarak ki tasvir mutlaka olsun istenirdi ve de maalesef verilen talimatlara hayal gücümü uyarlamaya çalışarak!

“Çocuklar içinizden ne geliyorsa yazın, bugün konu vermiyorum” talimatını neredeyse hiç hatırlamıyorum.

Halbuki konu olmadan, serbest çağrışımla yazılanlar insanın iç dünyasını kurcalar.

Kendi konunu bulmaya çalışırsın, bazen kalemi eline aldın mı aklın, kalbin kağıda dökülmeye başlar.

Ama en zor taraflardan birisi de bana geri verilen, öğretmen tarafından değerlendirilmiş üstü bir sürü kırmızı çizgiyle işaretlenmiş, bir de notlanmış olarak dağıtılan kağıtlardı.

Kompozisyon kağıdımı bir heyecan elime aldığımda hep 10 beklerdim kompozisyonumdan!

***

İnsan nedense kendi yazdıklarını o yaşlarda pek beğeniyor. İmla kurallarını düzeltmek tabii ki olması gereken ama mesela “olmamış kısa yazmışsın” dendi mi anlamakta zorlanıyordum. Zira kısacık bir yazının içeriği çok yoğun olabilir.

Yaş ilerledikçe insan kendine karşı daha eleştirel, daha kontrolcü bir tutum takındığından yazdıklarını beğenmemeye başlıyor.

Çocukken aklına her geleni yazabilirken, büyüdükçe yazdıklarını defalarca silip yırtıyor.

Öğretmen devreden çıktığında kendi içindeki sıfırcı öğretmen devreye giriyor.

Haberin Devamı

Yazdıklarını mükemmelliyetçi anlayışa teslim ediyor. Kalem silgiye yeniliyor.

Dolayısıyla küçük yaşlardan yazdıklarımız nota tabi olunca, yazmaktan soğumaya başlıyoruz. “Aman bana yazı deme” diyen büyüklere dönüşüyoruz.

Hala yazma tutkusunu, sevgisini koruyanlara çılgın gözüyle bakıp, anlamakta zorlananlar var.

***

Gelelim yazmanın faydalarına! Kendinizi sözel olarak ifade edemediğinizde yazmak, çok iyi bir çözümdür.

Tüm terapilerin ayrılmaz bir parçasıdır yeter ki yazmaktan soğumuş danışanınızı yeniden yazması için yüreklendirebilin.

Genelde birisine yazmasını tavsiye ettiğimde hemen bir dirençle karşılaşıyorum.

Ama şimdi düşünüyorum ki bu çoğu insanda “ödev” hissi uyandırıyor. Notlanma kaygısı ortaya çıkıyor, doğal olamıyorlar.

Yazıya dökülenlerde çok şey saklıdır, duyguların dile dökülemediği yerde kalemle kağıda dökülmesi başlı başına bir terapidir.

Yazmaya başladınız mı, içinizin sesine tercüman olursunuz, aklınızdan geçenlerin farkına varırsınız.

Haberin Devamı

Söyleyemediklerinizi söyler, içinizi açarsınız.

Unutmayın; yazı yazmak yazar olmak demek değildir, en iyisini değil en doğalını yapsanız yeter.

Yazdıklarınızı basmak zorunda değilsiniz, kendinize saklasanız bile amacına hizmet eder.

Sayfalarca yazmanız gerekmez, bazen küçük bir duyguyu not almanız bile onun ağırlığını hafifletir.

***

Ben de en çok duygularım yoğun olduğunda bir şeyler karaladığımı fark ettim. Kendime yaptığım en iyi terapi bu diyebilirim.

Duygularımla zihnimde boğuşacağıma, başlıyorum onları yazmaya! Yazdıkça arkası geliyor, bazen birkaç gün sonra okuduğumda kendi yazdıklarıma şaşırıyorum.

Kimi zaman çok beğeniyorum kimi zaman “iyi saçmalamışım” diye gülüp geçiyorum.

Ama bildiğim tek bir şey var, o da yazmış olmanın iyi geldiği!

***

Şimdi mesela tam da “yazmasam delirecektim” ruh halindeyim. Oturdum yazdım, yazdım.

Size de hatırlatmak istedim. Lütfen yazın, hislerinizi, düşüncelerinizi yazmaya alışın.

Yazdıkça hafiflemeyi alışkanlık haline getirirseniz, kendinize özel bir terapi yöntemi keşfetmiş olacaksınız!

***

Haydi alın bakalım kalemi elinize, küçük alıştırmalara başlayın.

Paylaşmak isterseniz de bana yollayın, paylaşma fobinizi de yenmiş olursunuz!