Bir düşünelim; kaçımız yaptığımız işe özen gösteriyoruz?
Tamamıyla hakkını vererek, kendimizi işimize adayarak yapıyoruz?
Ve kaçımız işlerimizi bitirmiş olmak için aceleyle yapıp, biraz da uyduruyoruz?
Aynı şekilde kaçımız ilişkilerimize gerçekten özen gösteriyoruz?
İlişkilerimize içten yatırımlar yapıyoruz?
***
Teknoloji çağında yaşıyoruz diye mi bilemiyorum ama her şeyi daha hızlı yapar bir hale geldik.
İşimiz çok, vaktimiz az, uyaranımız çok, dikkatimiz dağınık!
Haliyle işlerimizde, ilişkilerimiz de biraz özensiz veya aceleye gelmiş gibi!
Öğrencilerin çoğunun ödevleri uydurma, belki de sanal dünyada akan hayata yetişmek için hızla yapılmış.
En çok da işlerimizin çoğu yapılmış olmak için yapılıyor.
Haliyle zorlama, aceleye gelmiş işlerde özensiz oluyor.
Hatta çoğu zaman aynı işi tekrardan yapmak gerekiyor çünkü yapılmış ama içi boş işler tekrar istiyor.
İlişkilerimiz de öyle, bazen birisi selam veriyor ama verdiğinin farkında bile değil!
Otomatik, hızlı konuşmalar, bazen kafasını bile kaldırmadan geçiştirme verilen selamlar, yapmacık konuşmalar, gülümsemeler...
Hiç bitmeyen “bir gün görüşelim, özleştik bak” gibi tamamen gerçek olmadığını, aslında görüşmeyeceğini bildiğin halde, anı kurtarmak için kurulmuş cümleler!
Doğal, sıcak, samimi hayattan uzaklaşıp, eskilerin çok özenerek kurduğu yakın ilişkilerden kopup sonra da bu sadeliği özlemek, sanki günümüzün en sık rastlanan rahatsızlığı!
Eskiye özlem duyuluyor ama ilişkilere, işlere eskisi kadar özen göstermeye kimsenin ne enerjisi var ne de vakti!
Aslında bana kalırsa işin sırrı abartmadan ama en küçük şeylere bile özen göstermekten geliyor.
Sevmeden yaptığımız bazı işler var ama onlar bile özen istiyor.
Yaptığımız her işi özenerek, önemseyerek yaptığımızda bize geri dönüşü daha olumlu oluyor.
İstemeden, özenmeden, zorla yaptığımız işler, kurduğumuz ilişkiler ise daha da sorunlu olarak bize geri dönüyor.
Böylece aynı işi, aynı ilişkiyi düzeltmek için daha da fazla zaman harcamak gerekiyor.
Aşırısı da üzer
Her şeyin olduğu gibi özenin de aşırısı zararlı!
Bir şeye aşırı özen gösterdiğinizde bu takıntıya dönüşebiliyor.
O işte meydana gelen en küçük bir aksilik canınızı fazlaca sıkıyor.
Bir ilişkiye aşırı özen gösterince fark etmeden karşınızdakini boğabilirsiniz.
“Sakınılan göze çöp batar” demiş eskiler! Neden bilmiyorum ama bazen gerçekten de rahat insanların işi rast giderken, aşırı özenen kişilerin işinde, ilişkisinde aksilikler olabiliyor.
Belki de aşırı özenmenin sonucunda en ufak bir şey bile olsa “beni buldu” diye düşünülüyor.
Sonuç olarak özen göstermek güzel ama aşırı özen gösterip sonra da en ufak aksiliğe karşı tetikte olup, mutsuz olmak doğru değil.
Özenmemek kadar aşırı özenip üzülmek de bizim için sağlıklı değil.
En iyisi özenirken üzülmeyelim, özensiz olup savrulmayalım; yeteri kadar özenip, elimizden geleni yapıp gerisini de olduğu gibi kabullenelim.