Bugün kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek, tepesi atmak, sinirden çatlamak, öfkeden deliye dönmek, sinir olmak veya siz nasıl tarif ederseniz edin öfke duygusuna dahil her şeyden arınma günü olsun diye düşündüm.
Sabah evden çıktığımda kendi kendime bir karar aldım, bugün öfke diyeti yapıp ne olursa olsun hiçbir şeye kızmayacağıma hatta sinir bile olmayacağıma dair kendime söz verdim.
Yalnızca öfkelenip, öfkeli davranmaktan bahsetmiyorum daha iddialı bir karar alarak sinir bile olmamaya karar verdim.
Öfke duyguma dedim ki “bugün izinlisin, ne olursa olsun çalışmayacaksın, senin çalıştığın bölüm kapalı ve çıkıp gelmeye kalkarsan da seni evine geri yollayacağım haberin olsun!”
Bu benim tasarladığım küçük bir deneydi.
Duygular bize gelir, gider, sürekli olarak bir duygu yelpazesinde yaşarız. Önemli olan herhangi bir duyguya takılıp kalmamaktır. Bu durumda öfke, kızgınlık gibi duygular bana bugün içinde uğrarsa onlara aldırış etmemeye karar verdim.
Evden çıktım, işe gitmek üzere yola koyuldum. İlk olarak önüme sol şeritte giden ve elinde cep telefonuyla konuşan, hem telefonu hem arabayı aynı anda kullanamayan bir kadının arkasına düştüm.
Hem kendi canını hem de başkalarınınkini tehlikeye atan bu kadına öfkelenmemem imkansızdı ama içimde alevlenen bu kızgınlığı hemen geri gönderdim.
Böylece ilk sınavımı başarıyla atlattım. Öğlen saatlerinde bir işimi halletmek için sıraya girdim ve beklemeye başladım.
Göz göre göre iki kişi sıraya aradan kaynadı, önüme geçti. Tam öfkelenmeden onları nasıl ikaz ederim diye düşünürken, önümdeki genç onları uyardı da bu sınavı da atlatmış oldum.
Sokakta düşüncelere dalmış yürürken tam yanımdaki çöp tenekesinin içinden neredeyse üstüme atlayan kedi, beni korkuttu, neredeyse düşecektim.
Hatta çok korktuğum için kediye değil ama kendime biraz sinir olur gibi oldum ama hemen o duyguyu da geri paketledim.
Telefonuma arka arkaya hiç bilmediğim yerlerden gelen ve engellememe rağmen yine de gelmeye devam eden gereksiz mesajlar da aslında beni sinir ediyordu ama bugün onlara da kafamı hiç takmadan silip geçecektim.
Akşamüstü, bir randevuma geç kalacağımı hissettiğim halde bir türlü toparlanıp çıkamadığım, çıktığımda ise çok az zamanım kaldığı için yetişmeye çalışırken strese girdiğim için kendime çok kızmak istedim ama bugün kendime de kızmayacaktım.
Deneyimin sonuçları
Daha bu liste öyle uzar gider. Buraya sadece birkaç tanesini yazdım. Gazetede okuduğum bir haberden tutun da gün içinde yaşanan birçok aksiliğe dair çoğu kere kızgınlık duygusu geldi ve gün sonunda onları geri göndermekten yorgun düşmüştüm.
İtiraf etmeliyim ki bu abartılı bir diyetti yani beslenme olarak düşünürseniz bir gün içinde hiç su içmeden yapılan bir diyet gibi sağlıklı değildi. Dolayısıyla hiç öfkelenmemeyi hedeflemek de gerçekçi bir hedef değildi.
Ancak bir günlüğüne yaptığım bu deney-detoks bana bir şey gösterdi. Bir gün içinde bile insanı sinirlendiren, dengesini bozabilen birçok olay oluyor. Amaç hiç sinirlenmemek değil ama bu duyguya esir olmadan gerektiğinde geçip gidebilmeyi öğrenmek olmalı!
En başa dönersek, önümde telefonla konuşan kadına tüm gün sinirli kalmayı seçseydim, o kadının bundan haberi bile olmayacaktı sadece kendi sinirlerim yıpranmış olacaktı.
Dolayısıyla ona sinir olsam da sinirli kalmadan yoluma devam edebilmek benim ruh sağlığım için daha sağlıklı!
Ancak bir miktar öfke, kızgınlık duygusu da hoşnut olmadığımız şeyleri hem kendimizde hem çevremizde değiştirmek için gereklidir.
Bu duyguya hiç izin vermezsek de derin bir boş vermişliğin içine düşer kalırız.
Son olarak yine dengeden söz edeceğim. Her duygu gibi öfke de dengeli olduğunda ve kontrolünüzde kaldığında size zarar vermiyor.
Ancak dengesi kaçtığında onun esiri oluyorsunuz ve size zarar vermeye başlıyoruz.
Siz de fazla olduğunu düşünüyorsanız bu duygu için bir diyete girmeye değer diye düşünüyorum.